Gündem FETÖ darbesinin itirafçıları

FETÖ darbesinin itirafçıları

15.07.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

15 Temmuz sonrası başlayan soruşturmalarda gözaltına alınan sanık ifadeleri FETÖ terör örgütünün kanlı darbe girişimiyle bağlantısını ortaya koydu. İtirafçılar arasında o gece bomba yağdıran pilotlar da vardı Akıncı Üssü’nden komutanlar da...

FETÖ darbesinin itirafçıları

15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin üzerinden tam bir yıl geçti. Darbe girişimi gecesinden itibaren başlayan soruşturmalar kapsamında binlerce darbeci gözaltına alınıp tutuklandı, haklarında davalar açıldı. Gözaltına alınan darbecilerden bir çoğu darbe girişimiyle FETÖ arasındaki bağı itiraf etti. Darbe gecesi Akıncı Üssü’nden havalanarak Ankara’yı bombalayan pilotlardan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı otele baskına giden özel tim mensuplarına kadar bir çok sanık FETÖ ile irtibatlarını ve “Abi” denilen FETÖ yöneticilerinden gelen talimatları anlattılar. Bazıları da “gizli tanık” olarak darbenin planlanması ve uygulanmasında FETÖ’nün rolünü ve bütün detaylarıyla ifşa etti...
‘Paralel yapı üyesiyim’
Yarbay Levent Türkkan (Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın yaveri):
“Ben halihazırda Piyade Yarbay rütbesiyle Genelkurmay Başkanı’nın emir subayı olarak görev yapmaktayım. Paralel yapı üyesiyim. Cemaate yıllarca gönüllü olarak hizmet ettim. Bugüne kadar cemaatte olduğum abilerime itaat ettim, emirlerine harfiyen riayet ettim. En son irtibat halinde olduğum abilerim Murat, Selahattin ve Adil kod adlı şahıslardır. Cemaatte kesin bir şekilde gizlilik ve ketumiyet vardır. Herkes kendi abisini bilir, gider dersini yapar, namazını kılar, sohbetini yapar. Ayrıca işiyle ilgili verilen görevleri yapar, fazlasını bilmez ve sormaz. (Darbe girişimini) Ben 1 gün önce 10.00-11.00 sıralarında öğrendim. Genelkurmay Başkanı Danışmanı Kurmay Albay O.Y., bana darbe planladıklarını, Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları ve orgenerallerin tek tek alınacağını, sessiz sedasız işin biteceğini, bu işin ertesi gün 03.00’de yapılacağını söyledi. Söylediğine göre Hulusi Akar darbe faaliyetinin başına geçmeyi kabul ederse Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Akın Öztürk olacaktı. Akar’ın teklifi kabul edip kuvvet komutanlarını ve diğer orgeneralleri de ikna edeceğini düşünüyorlardı. Akar, kendisine yapılan teklifi kabul etmedi. Sivil halkın zarar gördüğünü ilerleyen zamanlarda öğrendikçe ben pişman olmaya başladım. Yapılanlar katliam gibiydi. Benim Allah rızası için çalıştığını düşündüğüm cemaatin girişimiyle bunlar yapılıyordu. Samimi olarak pişmanım. Sadece darbeye iştirak etmekten değil, Gülen cemaati mensubu olmaktan dolayı da çok pişmanım. Olayların içindeyim, sorumluluğum var. Fakat vatan haini değilim. Polise, vatandaşa kesinlikle silah sıkmadım. Tasvip etmek mümkün değil. Anlattıklarım, söylediklerim samimidir. Emniyette bu şeyleri söylemeye ikna edilmediğimi belirtmek istiyorum.”
‘Adil Öksüz de oradaydı’
Tuğgeneral Hakan Evrim (Akıncı Üssü Komutanı):
“143. Filo’nun içine girip gazino bölgesine gittiğimde içeride yaklaşık 30 civarında sivil giyimli şahıs vardı. Ellerinde dizüstü bilgisayarlar, laptoplar, IPAD’ler vardı. Televizyon da yanılmıyorsam açıktı. Anladığım kadarıyla haberleri seyrediyorlardı. Yoğun bir şekilde de telefon görüşmesi yapıyorlardı. Adil Öksüz’ü önceden tanımam. 143. Filo’nun gazino bölgesinde ilk defa Adil Öksüz’ü gördüm. Çünkü resimlerini daha sonra basından takip ettim. Ben Adil Öksüz’ü gördüğümde yanındakiler ile konuşuyordu. Fakat neler konuştuğunu bilmiyorum. Yalnız dediğim gibi içeride yoğun şekilde sivil giyimli şahıslar vardı ve alışılmış TSK harekat merkezi görünümü yoktu. Daha sonra parçaları oturduğumda asla gece ülkemize karşı yapılmak istenen darbenin yönetim yerinin 143. Filo’nun gazino kısmı olduğunu anladım.”
‘Öksüz de oradaydı’
Pilot Albay Uğur Kapan (Ankara’yı bombalayan pilotların Komutanı):
“Darbe gecesi önceki ifademde de belirttiğim gibi helikopterle faaliyete katılmadım. Sabah 06.30 sıralarında silahım bitmişti. Bulunduğum yerden karargahın Akıncı Üssü’ndeki karargah binasına geçtim. Karargah binasında brifing salonu olarak kullanılan yere girdiğimde, içeride tüm ve tuğgenerallerden oluşan yaklaşık 10-12 kişilik bir grup vardı. Tamamı resmi kıyafetliydi. İçlerinde sivil sadece bir kişi vardı. Daha sonra medyada fotoğraflarını gördüğüm için tanıdım. Öksüz olarak medyadan tanıdığım kişi de oradaydı. Sivil giyimliydi. Salonda sivil başka kimse yoktu. Generallerden tanıdığım sadece bir kişi vardı. Kendisi tümgeneral Mehmet Dişli’dir.”
‘FETÖ irtibatım vardı’
Kurmay Yüzbaşı Mustafa Mete Kaygusuz (Akıncı’daki pilotlardan):
“1996 yılından beri Fetullah Gülen cemaati ile irtibat halindeyim. Çok pişmanım. Allah onların belasını versin, beni kullandılar. FETÖ’nün ne kadar tehlikeli ve sinsi olduğunu anladım. O akşam darbe yapıldığı konusunda rehineler gelmeye başlayınca şüphelendim. Bomba atılmaya başlayınca darbe yapıldığını 01.00 sıralarında anladım. Bu saatten sonra da ben aldığım emirleri uygulamaya devam ettim. Konusu suç olan emirlerin uygulanmayacağını biliyorum. Ancak bir yola girmiş oldum ve bu yolda devam ettim. Bulunduğum noktada silahlı özel komandalar olunca da geri dönme imkanım olmadı. FETÖ ile 15 Temmuz’a kadar irtibatım vardı. Ancak bu olaylar benim yanlış yolda olduğumu bana gösterdi. Bu olaylardan sonra kesinlikle onların içerisinde olmak istemiyorum. Yaptıklarımdan pişmanım, verilecek cezaya razıyım.”
‘İrtibat halindeydiler’
Üsteğmen Müslim Macit (Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni bombalayan pilot):
“Akıncı Üssü’ndeki 143. Filo bölgesinde Hakan Evrim, Kubilay Selçuk ve tanımadığım sivil şahıslar vardı. Ben televizyonda Adil Öksüz’ü gördüm. Televizyonda görmeden öne kendisini tanımıyordum. Şu an hatırladığım kadarıyla Adil Öksüz’e benzeyen birini görmüştüm. Darbeden sonra yakalanıp cezaevine gittiğimizde Kaygusuz’la yaptığımız aramızdaki konuşmada, Kaygusuz bana Adil Öksüz’ün de orada olduğunu söyledi. Sivil kıyafetli 5-10 kişi sürekli ellerindeki telefonlarla irtibat halindeydi. Aynı zamanda beden dillerinden eylemi koordine ettikleri anlaşılıyordu.”

‘Kolay olacağını düşünmüştük’

Astsubay Zekeriya Kuzu (Cumhurbaşkanı’nın kaldığı oteli basmaya giden tim komutanı): “FETÖ ile irtibatım var. (Abilere) Astsubaylarla ilgili bilgiler veriyordum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı otele baskına gitmeden önce, helikopter başında görevin ne olduğunu biliyorduk. Kolay bir operasyon olacağını düşünmüştük ancak işler beklediğimiz gibi gitmedi. Şükrü Binbaşı, ‘helikopterin biri havada kalacak atış edilirse karşılık verecek’ dedi. Helikopter yaklaşık 100 metre mesafade indi. Duvarların arkasına saklanarak otele gelindi. En önde Şükrü Binbaşı, İsmail Yüzbaşı, Mustafa Serdar Yüzbaşı vardı. Hepsi maskeliydi. Antre gibi bir yer vardı. Oranın camını kırıp el bombası attılar. Yanımızdakiler bize ‘Boş durmayın sağa sola ateş edin’ diyorlardı. Yerdeki polislerin para ve cüzdanlarını da aldık. Arazide aldığımız paranın bin 500 lira civarında olduğunu gördük. Şükrü Binbaşı ‘Daha sonra helalleşiriz, ölenlere de dua edin’ dedi. Sahilden yan otelin duvarından atladıktan sonra ormana girdik. Tahminim herkes Hizmet (FETÖ) hareketindendi. İsmail Yüzbaşı ve Şükrü Binbaşı ‘eğer yakalanırsak bizi öldürürler. Her ne şekilde olursa olsun hayatta kalmalıyız. Ormanda kaldığımız zamanda ihtiyaçlarımızı ormandaki meyvelerle karşıladık. Sürekli yüksek gerilim hatlarını takip ederek yerleşim yerlerine ulaşmaya çalışıyorduk.”

‘Öksüz, Gülen’in selamını getirdi’

Gizli Tanık Kuzgun: “(Darbe girişiminden önce Ankara’da yapılan bir ev toplantısında)
Adil Öksüz ‘Arkadaşlar biraz önce içerideki odadan büyüğümüzle görüştüm. Sizlere selamı var’ dedi. Öksüz’ün bu konuşmasında büyüğümüz diye bahsetmiş olduğu kişi Fethullah Gülen’di. Başka bir konuşmasında ise yine Adil Öksüz’ün ‘Arkadaşlar ben Cumartesi veya Pazar İstanbul’da olacağım, oradan yurt dışına uçacağım, bir aksilik olmazsa Salı günü büyüğümüzle görüşüp Çarşamba veya Perşembe döneceğim’ dedi. Orada bulunan herkes büyüğümüz sözünden kastedilenin Fethullah Gülen olduğunu biliyordu. Öksüz, 12 Temmuz Salı günü Amerika’ya darbe planlarını götürüp Fethullah Gülen’e sundu ve onun onayı ile planları devreye soktu.”

TSK’ya yerleştirilen FETÖ’cüler planladı

Gizli Tanık Sel: “Ben kurmay bir üst rütbeli askerim. 22 yıldır da bu cemaatin içindeyim. Benim şahsi kanaatime göre bu silahlı kalkışma eyleminin benim gibi daha evvelden TSK bünyesine yerleştirilen FETÖ/PDY mensuplarınca planlandığını ve uygulandığını düşünüyorum. Darbe girişimi nedeniyle soruşturmalar başlayınca benim de bu faaliyetlerimin tespit edilmesi durumunda ordudan atılabileceğim düşüncesi beni korkuttu. Önce ne yapacağıma karar veremedim. Abiler ‘cemaat’ üyelerine ve yaptıkları görüşmelere dair kayıt tutarlar. Bu veri tabanı o ‘abinin’ bilgisayarında kayıtlıdır. Bizim görev yaptığımız birlikler ve görevli kişilere ilişkin tüm bilgiler yer alır. Darbeye karışan kimselerin evlerinde arama yapıldığını basından duydum. Benim de evde bulunan Harp Okulu’nda kullandığım bilgisayarımda ve bir flash bellekte ‘cemaate’ ilişkin bilgiler vardı. Bunların aleyhimde delil olarak kullanılabileceğini düşünerek, akıllı cep telefonlarım dahil hepsini kırarak çöpe attım.”