İşte Listelist'in derlemesiyle 90'lı yıllar deyince akla gelen ve o yıllarla özdeşleşmiş ama şuan hatırlamakta bile zorlandığımız o anlar... Boney M ‘in şarkısını bu biletler için yazdığı rivayet edilir. 100. kalite hamurdan yapılan ve suyla temas ettiği anda yok olma özelliği olan bu biletleri hiç kullanmamışsanız yaşıyor olmanızın hiçbir anlamı yok. 90’larda herhangi bir ilkokul sınıfına girip sırf beslenme çantalarına bakarak o dönem hakkında tüm trend bilgilerini temin edebilirdiniz. 90’larda paçalı mayo mu vardı? Slip bir zamanların plaj üniformasıdır hor görmeyiniz. Ne olduysa Lego piyasadan sildi Knex’i. Hatırlayan var mı? 90’larda Trol dedin mi akla bu gelirdi. Markanın materyalin önüne geçtiği bir noktadır UHU. Bu özelliğini de 90’larda kazanmıştır. Ondan öce Japon yapıştırıcısı ve 404 vardı. Ama UHU bir efsanedir. Bugün sözlüklerde Uhu kelimesini arayan çocuklar bulmak bu yüzden mümkündür. 95 model UHU PTT bu jetonları çıkartana kadar atari salonları, vapur gişeleri, telefon kulübeleri falan jeton kullanılan her müessesenin tuzu kuruydu. Ancak PTT öyle bir Jeton üretti ki bu jeton , tırtıklı tırkıksız her hazneden geçerek tüm cihazları tek jetonla çalışır hale getirmişti. Jetonların hegomanyasını ancak daha fazla tırtığı olan jetonlar ve en nihayetinde kartlı sistemler kırabilmiştir. Ancak PTT jetonlarının hükmettiği 10 yıllık 90’lar dönemi her zaman anılarımızdaki yerini koruyacaktır. Türk milleti sulu şaka sevmez ancak bu su tabancaları hemen her eve girmiştir... Fiş yok, kablo yok, torba yok… Topyekün temizlik! Bir zamanlar Barbie oldukça sıradan giyinirdi.... 90'lar rahattı, renkliydi... Eskiden birini arayıp bulmak cep telefonu olmasa da mümkündü. Altın rehber vardı, satır satır arar bulurduk... Adını bir türlü düzgün bilen olmazdı ama Comodore, Komodor, Komodo, Komando, Konando… Hüplet ve gümlet... 90’larda saçlarımızı ortadan ayırırdık, yana ve geriye tarardık. Yıkamaya üşenmeyen uzatır at kuyruk yapardı. Jöle dediğin şey saçı yatırmaya yarayan bir meretti. Hatta saçın “inek yalamış” olması diye bir şey vardır. Sonra birden hepimiz saçlarımızı kirpi gibi dikmeye başladık. Neden diye soran da olmadı. Birden bire başladı bu akım. Önceden sadece punkçıların yaptığı bir şeydi saçları dikmek. Nasıl olduysa birden halkın geneline yayıldı. Çim adam, punkçıların dünyaya yayılması için bir truva atıydı ve 90’larda kanımıza giren bu zehiri hala vücudumuzdan atamadık. Cine5’ten önce maçlar, tüm kanallar şifresizdi. Sonra Cine5 geldi biz daha ‘Code’ nedir bilmezken ‘DeCoder’ terimini hayatımıza soktu. 90’larda mizah dergileri kadar kitapları da değerliydi. Bu kitaplardan kütüphanenizde varsa kendinizi şanslı hissedebilirsiniz. Posterlerimiz nerede? Boru ama ne borusu? Tabi ki soba borusu, hemde 6 parça, Eminönü’nde hala satıyorlar... 90’larda böyle bir şey görmek hiç de yadırganacak bir durum değildi. Herkes özünde Fifa’cıdır. Çünkü Fifa 90’larda rakipsizdir... Bir de bunlar vardı. Futbolcu kartları. Ön yüzde foto, arka yüzde oyuncunun özellikleri... Tansformers bir 90’lar fenomenidir. Candy Crush mı? O da ne? Ve efsane Gırgır Var mı böyle bi cihaz şimdilerde? Plak, kaset, cd, radyo hepsini aynı anda çalabiliyor. 90’larda bu anahtarlıklardan çok vardı. 90’larda kemer dediğin şey kendi başına bir moda akımıydı. Adı musluk hortumudur. Ne işe yarar derseniz sudan şarap yapmasa da suyun debisini düşürür... Kalem ve traş makinası Türk gençliğinin dönüm noktası Ne hafıza kartı mı, ne diyorsun? Bir zamanların Waikiki’si Bu yemek takımını nerede görürseniz bilin ki gazeteden kuponla alınmıştır ve kafadan 13 yıllıktır. Yer minderi diye bir şey vardı... Her Türk Chicago Bullsludur 90'larda pepsi.... Eskiden Peugeot 206 mı vardı, Opel Tigra mı vardı Ford K mı vardı? Her 90’lı Türk gencinin hayali bir Flash’tı. Bu nasıl bir furyaydı? Ne Messi ne Ronaldo, kalbim sende Romario Türk kadınının lüksü 90’ların IQ Testi Sulugöz bir 90’lar kültüdür. Bu gömleklerden hala varsa alın hemen. Darphanemizin efsane ürünü. 1000 Lira. At bir binlik sözünün çıkış noktasıdır. CD, VCD, DVD, BlueRay, MKV, DVDrip, Divx, MP4… Bunların hepsinin olmadığı bir dönemde video kasetler vardı. Video kasetler aslında hep vardı. 90’lar açısından önemi ise, video kasetlere 90’larda veda etmiş oluşumuzdur. İnsanoğlunun içine kapanışının sembolüdür. 90’larda öyle yanında 2000 şarkı taşımak yok. Koyarsın bi kaset , kasetten sıkılınca radyonu açarsın. Kalem pil akar içinde hayata küsersin. Cebine de sokamazsın, beline takarsın bunu. Fermuarlı kutu olmazdı. Ama fermuarlı, aç kapalı farketmezdi içine kalem koyulan her şey kalem kutusuydu bizim için. Ve Yonca Evcimik...