Mısır, "TIR, bir süre gümrükte takıldı. Bunun üzerine Ali, Ahmet'i aramış, Ahmet de 'bugün yarın çıkacak' diyerek, Ali'yi oyalamış. Ali beni aradı, buluştuk. Dragos'a doğru gittiğimizi fark ettim. Mehmet Zeki Fidan, Dragos'ta oturduğu için ona gittiğimizi anlamıştım. Mehmet Zeki Fidan'ın evine yaklaştığımızda, Ali'ye durmasını söyleyip, araçtan indim. Bu esnada Mehmet Zeki'nin, Almanya plakalı cipiyle geldiğini gördüm. Yanımızda durup, benden arabaya binmemi istedi. Arabaya bindiğim de hakaret ve tehditle karışık bağırmaya başladı. Beni darp etti. Kendimi yola attım. Yanındaki silahını çıkartıp, ateş etmeye başladı. İlk mermi isabet etmedi. İkinci mermi sol ayağımın başparmağından girip, ayağımın arka kısmından çıktı. Bağırmaya başladım. Bir kaç el daha ateş etti. Hiçbiri isabet etmedi. Daha sonra beni arabaya bindirip, bir restorana götürdüler. Ali, Mehmet Zeki ve Yaşar Sanır oturduk. Mehmet Zeki ve Ali, beni tehdit etmeye devam ederek TIR'ı gümrükten çıkarmam ve durumunu öğrenmem için Doğubayazıt'a gitmem gerektiğini söylediler. Beni, Ahmet Özdemir'i tanıdığım için zorladılar. Ayağım alçılı olmasına rağmen İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı'ndan Erzurum'a uçakla gelip, taksiyle Doğubayazıt'a gittim ve Ahmet ile görüştüm. Doğubayazıt'a gittiğimde Ahmet, TIR'ın gümrükten çıktığını ancak florit madeninin analizinin yapılması sebebiyle bekletildiğini, analiz sürecinin yaklaşık bir hafta sürdüğünü söyledi. Ben de TIR'ın fotoğraflarını çekip, Mehmet Zeki Fidan'a gönderdim. Kendisine durumu izah ettim. Erzurum'dan İstanbul'a uçak ile döndüm. 2018 yılı içerisinde yanlış hatırlamıyorsam dört veya beş defa Mehmet Zeki Fidan ve ekibi tarafından Türkiye'ye bu şekilde İran'dan uyuşturucu madde sevkiyatı yapıldı" diye konuştu.