Gözlerini kaybetti ama umudunu asla

Burak Kaplan, üç yıl önce 15 yaşındayken ani görme kaybı yaşadı. Hemen ailesiyle birlikte hastaneye giden Kaplan’ın kafa kemikleri içinde sinüs boşluklarına tutunan tümor tespit edildi. Kaplan’ın ailesi hemen Prof. Dr. Murat Elli’ye başvurdu ve tedavisine başlandı. Kemoterapi ve radyoterapi alarak yoğun bir tedavi süreci geçiren Kaplan, kanseri yenmeyi başardı.
Lise son sınıf öğrencisi olan Kaplan yaşadıklarını şöyle anlattı;

“Bu hastalık sürecinde 1 yıl okulumu dondurdum. Kolay tedavi süreci olmadı. Dişlerimi sıktım, hayata sıkı sıkı tutundum. Bu hastanede 1 yıl tedavi aldım. Ya hastalığı kabullenecektim, ya da strese girecektim. Ben gözlerimi kaybettiğimi düşünmedim. Sadece yaşamak istedim. Öncelikle ailem bana çok yardımcı oldu. Avukat ya da psikolog olmayı istiyorum.”

Aileler dikkat

Kaplan’ın tedavisini tamamladığını ve sağlığına kavuştuğunu söyleyen Prof. Dr. Murat Elli, “Burak bizim kliniğimize 15 yaşında iken bir haftadır olan ani görme kaybı ile başvurdu. Yapılan tetkikler sonucunda ‘ewing sarkom’ teşhisi konuldu. Kemoterapi ve radyoterapi aldı. Hastalık görme sinirine çok yakın olduğu için maalesef görmeyi kaybetti. Çok nadir görülen ve çok saldırgan seyreden tümörü, Burak’ın hayat enerjisi, tedaviye olan inancı ve gücü sayesinde yendik” diye konuştu.

Prof. Dr. Elli, aileleri de uyararak “Tüm ailelere çağrım ve ricam çocuğunuzda ortaya çıkan bir yakınma varsa: şişlik, kitle, nörolojik bozukluk, hareket kaybı, görme bozukluğu ve şiddetli baş ağrısı varsa en yakın çocuk hekimine başvurun. Kanseri erken yakalamak çok önemli” dedi.

Tüp bebek için hazırlanırken kanser olduğumu öğrendim

Hayallerini bebek sahibi olmak süsleyen ve tüp bebek tedavisine hazırlanan 32 yaşındaki Elif Konyar’a, sekiz ay önce meme kanseri teşhisi konulunca bir anda dünyası alt üst oldu. Ama o mücadeleden vazgeçmedi. Önce ameliyat oldu sonra diğer tedavilerle sağlığına kavuştu. Şimdi son testlerinin sonuçlarını bekliyor ve kendisi gibi hastalıkla mücadele edenlere ‘siz kanserden daha güçlüsünüz’ mesajıyla destek oluyor.

Hastalığın belirtilerini önemsemediğini anlatan Konyar, “Kendi kendime yaptığım kontrollerde elime bir kitle geldi ama önemsemedim. O sıralar bebek sahibi olmayı çok istiyordum ve tüm herşeyimle ona odaklanmıştım. O yüzden üzerine gitmedim. Tüp bebek tedavime engel olur, doktorlar izin vermezler diye hep erteledim” diye konuştu. Aylar sonra çekilen ultrasonla meme kanseri olduğunu öğrenen Konyar önce ameliyat oldu, sonrasında 8 seans kemoterapi ve radyoterapi gördü. Hayatının en kötü dönemlerini yaşadığını anlatan Konyar, “O zaman keşke bu kadar ihmal etmeseydim keşke daha önce doktora gitseydim diye düşündüm. Şu anda bazı testlerimin sonuçları kaldı onlardan da iyi haber gelirse artık atlattım diyebileceğim” dedi.

‘Saçlarıma çok üzüldüm’

Yaşadığı kötü anları da anlatan Konyar, “En çok saçlarımın dökülmesine üzüldüm, Üç kişideki kadar saç vardı, üç günde hepsi döküldü. İnsanların anlayışsızlığına ise inanamadım. Bana daha nasılsın demeden saçlarına bakayım diyen moralimi bozan insanlar vardı. Hepsini hayatımdan çıkardım. Bu hastalıkta en önemli şey dua, inanmak ve kabullenmek. Bu hastalığı atlatmış insanlarla görüşmek de inancımı artırdı” ifadelerini kullandı.

Öykü de ilik bekliyor

Yaşama tutunması için ilik nakli beklenen bir diğer çocuk da 3,5 yaşındaki Öykü Arin. İzmirli Eylem-Çağdaş Yazıcı’nın kızları Öykü Arin’e geçen kasım ayında Juvenil Miyelomonositik Lösemi (JMML) teşhisi konuldu. Öykü’nün sağlığına kavuşması için 2 ay içinde yüzde yüz uyumlu ilik nakli gerekiyor. Uygun iliği bulmak için kök hücre bağışı kampanyaları düzenleniyor. Kampanyalara Milliyet de haberleriyle destek veriyor. AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Nihat Zeybekci de kan ve kök hücre bağışında bulundu. Zeybekci, herkesi Öykü Arin gibi lösemi hastaları için kök hücre bağışına davet etti.

Afra’ya umut olun

Recep ve Altun Arabacı çiftinin kızı Afra Eylül, 2016’da down sendromlu doğdu. Ailesi küçük kızları için tüm imkanlarını seferber edip onu yetiştirmeye çalışırken vücudunda morluklar oluşunca ailesi tarafından hemen hastaneye götürüldü. Küçük Afra’ya lösemi teşhisi konuldu. Kemoterapi gören Afra’nın yaşama tutunması için kemik iliği nakli bekleniyor. Kızlarının çok savaşçı bir çocuk olduğunu anlatan anne Arabacı, “Şu ana kadar 10 kür kemoterapi aldı. İlk altı kür çok yıkıcı değildi. Ama son kürler ağır olduğu için çok halsiz kaldı, ağzında yaralar çıktı, kemik ağrıları başladı. Doktorlarımız nakle karar verdi. Ama Afra down sendromlu olduğu için bulunan iliğin en az yüzde 95 uyumlu olması şart. Herkesin duyarlı olmasını istiyorum. Afra ve diğer çocukların yaşaması için kemik iliği bağışında bulunun” dedi.

BİTTİ