Gündem '16 Mart katliamı' da zaman aşımına giriyor

'16 Mart katliamı' da zaman aşımına giriyor

16.03.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

İstanbul Üniversitesi'nde sol görüşlü 7 öğrencinin can verdiği, 41'inin yaralandığı 16 Mart katliamıyla ilgili dava, bir yıl içinde sonuçlanmazsa zaman aşımına girecek

16 Mart katliamı da zaman aşımına giriyor

Saldırıda, üzerlerine bomba atılan hukuk fakültesi öğrencileri Baki Ekiz, Ahmet Turan Özer, Murat Kurt, Hatice Özen ve Hamit Akıl ile iktisat fakültesi öğrencileri Cemil Sönmez ve Abdullah Şimşek hayatını kaybetti. Yer: İstanbul Üniversitesi, Tarih: 16 Mart 1978, saat 13.30. Kulakları sağır eden bir patlama, ortalığı karanlığa boğan bir duman ve peşinden yağan mermiler... Çoğunluğu hukuk fakültesinde okuyan 7 öğrencinin hayatını kaybettiği, 41'inin yaralandığı "16 Mart katliamı"nın üzerinden 29 yıl geçti. 2007'nin sonuna kadar "adalet" yerini bulmazsa, 30 yıllık dava "zaman aşımı" nedeniyle dosya sonsuza kadar kapanacak! 1978'de Sıkıyönetim Komutanlığı 1 No'lu Askeri Mahkeme'de açılan davada, dönemin Ülkü Ocakları Derneği (ÜOD) İstanbul Şube Başkanı Orhan Çakıroğlu, sonradan milletvekili olan ÜOD yöneticilerinden Mehmet Gül, dönemin MHP Gençlik Kolları Başkanı Kazım Ayaydın, ÜOD'li Sıddık Polat ve Ahmet Hamdi Paksoy yargılandı. Mahkeme, Polat'ı 10 yıl ağır hapis cezasına çarptırdı. Diğer sanıklar ise "delil yetersizliği"nden beraat etti. Karar, Yargıtay tarafından bozuldu. Mahkeme kararında direndiyse de Yargıtay'ın ikinci kez kararı bozmasının ardından 1984'te tüm sanıklar hakkında "beraat" hükmü verildi. 1 Haziran 1995'te dava yeniden açıldı ve Mustafa Doğan ve Latif Aktı'nın 7'şer kez idam istemiyle yargılanmalarına başlandı. Katliama ilişkin dava halen İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. İlk dava beraatla bitti Dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Şükrü Balcı, katliamdan 9 gün önce Toplum Zabıta Müdürlüğü'ne ve Eminönü Emniyet Müdürlüğü'ne yazı yazarak güvenlik tedbirlerinin artırılmasını istedi. Yazıda, "İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde, ülkücü gruba mensup öğrencilerin karşıt görüşlü öğrencilere saldıracakları ve üzerlerine dinamit atılacağı" belirtilerek, üniversitedeki görevlilerin uyarılması, gerektiğinde takviye edilmesi isteniyordu. Bu uyarıyı dikkate alması gerekenlerden biri de üniversitedeki polis noktasında görevli Reşat Altay'dı. Fakat Altay, o gün öğrencileri genel uygulamanın aksine, ön kapıdan çıkmaları için yönlendirdi. Rütbe almayı sürdüren ve son olarak Trabzon Emniyet Müdürü olan Altay, Hrant Dink cinayetinde "ihbarı" değerlendirmediği gerekçesiyle görevden alındı. Uyarıya rağmen önlem alınmadı