Gündem 18 yıl olmuş ne diyeyim?

18 yıl olmuş ne diyeyim?

12.08.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

90’larda Ankara’da işlenen dört faili meçhul cinayetle ilgili gözaltına alınan eski özel harekât polislerinden Uğur Şahin gazetecilere “rahat olun, kafanıza takmayın” dedi. Seyfettin Lap ise ‘18 yıl sonra ne diyebilirim ki’ diye sordu

18 yıl olmuş ne diyeyim

Susurluk davası hükümlüsü, eski özel harekâtçı Ayhan Çarkın’ın Ankara’da işlenen 4 faili meçhul cinayetle ilgili 18 yıl sonra yaptığı itiraflarda suçladığı, bir bölümü Susurluk davasından da hüküm giyen 8 eski özel harekatçı gözaltına alındı. Özel harekat polislerinden Ayhan Akça, Uğur Şahin, Seyfettin Lap, Enver Ulu ve Ayhan Özkan tutuklandı. Çarkın’ın, avukat Yusuf Ekinci’yi öldürmek ve Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın cinayetine katılmakla suçladığı Akça’nın, adliyeye yazlık sandaletleriyle gelmesi dikkati çekti. Çarkın’ın itiraflarının ardından teknik takibe alındıkları anlaşılan şüphelilerin birbirleriyle yaptıkları görüşmelerde Çarkın hakkında, “Milletin başını yakacak, ne konuşuyor” dedikleri iddia edildi. Şüphelilere, Çarkın’ın itiraflarında da geçen, Haziran ayında Eryaman’daki evinde intihar ettiği söylenen, ancak savcılığın soruşturma konusu yaptığı eski özel harekat polisi Sait Yıldırım’ın ölümü de soruldu.
Polisler, ifadelerinde, “Bizim ilgimiz yok. Ölümüne üzüldük, vahim bir olay” dedi.
Çarkın, Ankara’da eski DEP İl Başkanı avukat Faik Candan, avukat Yusuf Ekinci, Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın ve Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Namık Erdoğan’ın öldürülmesiyle ilgili başlatılan faili meçhul cinayetler soruşturması kapsamında çarpıcı ifadeler vermiş, Susurluk davasında ismi geçen özel harekatçıların cinayetleri işlediklerini savunmuştu. Tutuklanan Çarkın, bir bölümüne kendisinin de katıldığı eylemler nedeniyle etkin pişmanlıktan yararlanmak istemişti.

8 özel harekâtçı gözaltında
Çarkın’ın, günlerce konuşulan itiraflarının ardından soruşturmayı yürüten özel yetkili Ankara Cumhuriyet savcıları Hakan Yüksel ve Mehmet Özgür’ün talimatıyla eski 8 özel harekâtçı gözaltına alındı. Ayhan Akça, Uğur Şahin, Seyfettin Lap, Ayhan Özkan İstanbul’da, Enver Ulu ise Antalya’da yakalandı. Akça, Şahin, Lap ve Özkan İstanbul’dan, Ulu da Antalya’dan uçakla Ankara’ya getirildi. Gözaltına alınan ve halen İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde aktif olarak görevde bulunduğu öğrenilen Yusuf Yüksel, Alper Tekdemir ve Ziya Bandırmalıoğlu’nun da Ankara’ya getirildiği bildirildi. Soruşturma kapsamında 10 kişi hakkında yakalama kararı çıkarıldığı öğrenildi.
Akça, Şahin, Lap, Ulu ve Özkan, dün sabah saatlerinde ifadeleri alınmak üzere Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’ne getirildi. Şüphelilerin ifadeleri özel yetkili savcılar Hakan Yüksel ve Mehmet Özgür tarafından alınmaya başlandı.
Yaklaşık 4 saat süre ile ifade veren Lap, sorgusunun tamamlanmasının ardından 18 yıl sonra gözaltına alınmasını nasıl karşıladığını soran gazetecilere, “Ne söyleyebilirim ki, 18 yıl sonra” derken, Şahin de, “Rahat olun, kafanıza takmayın” yanıtını verdi.

Sandaletlerin sırrı
Çarkın’ın, birçok cinayeti işlemekle itham ettiği Akça’nın adliyeye, yazlık sandaletleriyle gelmesi dikkati çekti. Akça’nın giydiği yazlık sandaletlerin sırrı da ortaya çıktı. Gözaltındaki eski özel harekat polislerinin avukatları, bazı gazetecilere, “Yanınızda fotoğraf makinanız var mı?” diye sordu. Gazetecilerin “yok” demesi üzerine, avukatlar Akça’yı kastederek, “Olsaydı, şunun sandaletleri çekerdiniz” dedi. Bunun üzerine eski özel harekat polislerinden Uğur Şahin, Akça’nın sandaletlerini kastederek, “Umreye gidecekti, baksanıza yanında çantasını bile getirmiş” dedi.
Savcılık, ifadelerini aldığı 5 eski özel harekat polisini tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevketti. Nöbetçi Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifade veren şüpheliler, tutuklanarak, cezaevine gönderildi.

Haberin Devamı

18 yıl olmuş ne diyeyim

18 yıl olmuş ne diyeyim

Çarkın ne demişti?
Soruşturma kapsamında tutuklanan Çarkın, faili meçhul cinayetlerle ilgili şunları anlatmıştı:
MECİT BASKIN’IN ÖLDÜRÜLMESİ: O zaman Özel Harekât Daire Başkanı olarak İbrahim Şahin görev yapıyordu. Mecit Baskın Altındağ Nüfus Müdürü’ydü. Bize söylenen bu kişinin emniyete intikalini sağlamaktı. Oğuz Yorulmaz, Ercan Ersoy ve ben 1 haftalık çalışma sonucunda üçümüz gidip Altındağ Nüfus Müdürlüğü’nden emniyete davet ettik. Baskın, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap ve Ahmet Sakarya’nın olduğu araçta emniyete götürüldü.
Akça’nın bulunduğu araç, Daire Başkanlığı’na gitti. Biz de bir müddet sonra daire başkanlığına gittik ama orada yoktular. Bunun üzerine İbrahim Şahin bize ‘burada ne işiniz var, gidin onlarla buluşun’ dedi. Yanlarına gittiğimizde Mecit Baskın’ın ölmüş olduğunu gördük. Kimin öldürdüğünü bilmiyorum.
YUSUF EKİNCİ’Yİ AKÇA ÖLDÜRDÜ: Avukat Yusuf Ekinci, Yusuf Yüksel isimli komiserin kullandığı arabayla bürosunun önünden gündüz vakti alındı. Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Enver Ulu, Ahmet Sakarya, Ayhan Özkan, Şahin ve Sait vardı. Sivil insan da vardı. Gölbaşı’na giderken Ümitköy yolu sapağından sağa dönüldü.
Yakın bir mesafeden Ayhan Akça tarafından öldürüldü. Başkasının kurşun atıp atmadığını bilmiyorum. Ayhan Akça, bana ‘bacanak seni göreyim al bir siftahın olsun, sen de milli ol’ diye Uzi marka silah verdi. Ben de silahı fırlatıp attım, aramızda tartışma çıktı. Daha sonra İbrahim Şahin ile aramızda sorun çıktı. Biz birbirimizle yumruklaştık.
AVUKAT FAİK CANDAN: Avukat Faik Candan’ın bürosundan alındıktan sonra Oğuz Yorulmaz, ben ve Ercan Ersoy bizim kullandığımız araçla gittik. Biz avukatın bulunduğu aracı takiben peşpeşe 4 veya 5 araçla gittik. Gölbaşı’ndan sonra biz araçla devam ettik. Konya yolunda sol tarafta açık arazide Ahmet Sakarya’nın öldürdüğünü kendi beyanıyla duydum.