Gündem ABD'li albay tartışması

ABD'li albay tartışması

05.01.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kuzey Irak'ta yaşananlarla ilgili, dün ABD'li Albay, Türk Albay ve olay anında bölgede bulunan korucubaşı önemli açıklamalar yaptı. ABD'li Albay Rollinson'la, korucubaşı Ediş'in paralellik gösteren açıklamaları, Türk Albay Ergen'in aktarımıyla önemli ölçüde çelişti

ABDli albay tartışması

Rollinson: Kimse bizi soymadı axgun012.jpg O gün yaşananları Milliyet'e anlatan Rollinson, "Türk askerlerinin, kendisi ve yanındaki Iraklı polislerle hiçbir aşamada boğuşmadığını, iki grup arasında herhangi bir fiziksel temas gerçekleşmediğini" belirtti.Dönemin Gülyazı Alay Komutanı Aziz Ergen'in açıklamalarıyla yeniden gündeme gelen Rollinson, şöyle konuştu: Türk askerlerinin 19 Mayıs 2004'te, Kuzey Irak'ta giysilerini çıplak beklettikleri öne sürülen ABD'li emekli Albay Martin Rollinson, hiçbir şekilde aşağılanmadığını, kimsenin de kendisinden giysilerini çıkarmasını istemediğini söyledi. 'İrtibat subayıydım' - Okudum. Bu konudaki bilgiler, Türk Genelkurmayı'nın 5 Haziran 2004'te yaptığı açıklamadaki gibidir. Ergen'in 19 Mayıs 2004'te K. Irak'ta yaşananlarla ilgili açıklamalarını okudunuz mu? - K. Irak'ta Türk ve ABD birlikleri arasında irtibat subayıydım. Irak'ta bir Türk timi olduğunu haber alınca nedenini araştırmaya gittim. Kampa gidip bilgi aldım ve ayrıldım. Olay günü bölgede ne yapıyordunuz? - Tabii davetli misafir değildim. Ama irtibat subayı olarak, Türk birlikleriyle bölgede olması muhtemel ABD ya da Irak kuvvetleri arasında koordinasyon sağlamak yaşamsaldı. Kampa 5 - 6 Irak sınır polisiyle gittim. Onlar kamp girişinde silahlarını bıraktı, ben de Türk subayına tabancamı teslim etmeyi önerdim. İstemedi, bunun üzerine şarjörü çıkarmakla yetindim. Sonra Ergen olması muhtemel kişiyle konuştum. Kampa varışınızda ne yaşandı? 'Zorlama olmadı' - Evet, hiçbir zorlama olmadı. Iraklı polisler silahlarını zorlamadan mı bıraktı? - Hayır, Türk birlikleri kampa girmemizi istemedi. Ben girmekte ısrar ettim, çünkü ABD'liydim. Türklerle yakın işbirliği yapıyordum, konukseverliğini biliyorum. Karşı çıksalar da, Türk askerine güvendiğimden girdim. Silahlarımızı bırakmamızı istediklerinde, hava kararmaya başladığından, kampın girişinde bırakmayı önerdim. Kabul ettiler. Iraklı polisler Türk ordusunu iyi tanımadıklarından önce istemedi, ama ben söyleyince itirazda bulunmadı. Kampa gizlice silah sokma girişimi kesinlikle olmadı. "Davetli" olmamanıza rağmen, kampa buyur mu ettiler? - Kavga, boğuşma asla yaşanmadı. Diyalog çok nazik, profesyonelce, askerce gerçekleşti. Ben neden orada bulunduğumu anlattım. Bölgedeki PKK unsurlarına karşı güvenlik görevi yaptıklarını öğrendim. Hiç kavga yaşandı mı? - Kesinlikle haklıydılar. Bunu, Türk birliklerinin orada bulunması için haklı gerekçe saydınız mı? - "Önceden haber vermeden gelme hakkınız yok" dedim. Çünkü yanlış anlamaya neden olabilirdi. Herhangi bir aşamada Türk albaya "ABD işgali altındaki bir ülkede bulunma hakkınız yok" dediniz mi? - Her şeyi Türkçe konuştuk. Ergen'in kafasından ne geçiyordu, bilemem, ama benimle hep profesyonelce konuştu. Bu tavrından çok memnumdum. Türk askerini tanıdığım için, Türk kampında kendimi güvende hissediyordum. Beni aşağılayan herhangi bir muamele görmedim. Tabii kampa girişimize en başta izin verilmemesinden memnun değildim. Ama Türk komutan da girdiğimden memnun değildi. Bu diyalog Türkçe mi gerçekleşti? - Hayır, kesinlikle istenmedi. Sizden ya da yanınızdakilerden giysilerinizi çıkarmanız istendi mi? 'Çok terlemiştim' - Gündüz sıcağında uzun yürüyünce çok terlemiştim. Türk albay karargâhına giderek beni tepede bıraktığında, kurşun geçirmez ceketimi ve altındaki terli gömleğimi çıkararak sıktım. Hava kararırken serinlemiş ve terli gömlek beni üşütmeye başlamıştı. Sonra giyindim. Pantolonumu hiç çıkarmadım. Kimse üstümüzü aramadı, soyunmamızı ima bile etmedi. Ergen "çıplak beklediğinizi, titrediğinizi" söylerken yanılıyor mu? - Hayır, kendimi gözaltında saymıyordum. Gözaltındakiler gibi dizüstü çökmemiz istenmedi. Görüşme yapıyorduk. Kampta gözaltında mıydınız? - Hayır, çay istemiştim. Hazır olmadığını söyleyip su ikram ettiler. Bir de neskafe istemişsiniz. - Hayır. ABD'liler kesinlikle böyle düşünmedi. Türkler rahatsızlık duyduysa da gereksiz. Haberin PKK'yla irtibat halindeymişim gibi bir hava yaratmasını hakaret sayıyorum. PKK benim de düşmanım. Üstlerinize rapor ettiğinizde, olay iki müttefik arasında bir sürtüşme mi sayıldı? Rollinson, Kanal D Ana Haber Bülteni'nde yayımlanan açıklamalarında, Albay Ergen'in "Siz buraya gelirken PKK kampının içinden geçtiniz" sorusunu "PKK'nın ne kadar büyük bir terörist olduğunu iyi biliyorum. Hiçbir zaman PKK kampına girmem. Savaş için, onları öldürmek için girebilirim, Türklerle beraber savaşa girmek için girebilirim ama konuşmak için girmem" yanıtı verdiğini belirtti. 'PKK'yla konuşmam' Albay Aziz Ergen: Soyunun dedim soyundular Albay Aziz Ergen, birlik komutanı olarak kendisinin anlattıklarının dikkate alınması gerektiğini belirterek iddialarını tekrarladı. Kanal D Ana Haber Bülteni'nde konuyla ilgili soruları yanıtlayan Ergen, Iraklıları ve ABD'li Rollinson'u soydukları konusunda ısrar etti.Ergen özetle şunları söyledi: "19 Mayıs günü Kokpitepe'de, 'Yaklaşmayın' ikazlarımıza rağmen ısrarla geliyorlardı. Ben de B planını yürürlüğe koydum ve megafonla şunları söyledim: 'Yanımıza gelmek istiyorsanız, siz ve yanınıza alacağınız 2-3 kişilik grupla geleceksiniz.' ABD'li albay Rollinson bunu kabul etti. Albay ve 5 Iraklı polis, pusu timlerimizin önüne geldiğinde, pusu timleri derhal üzerlerine atlayarak 5 Iraklı polisi ve albayı yakaladı. Bunların silahlarını alırken bir boğuşma oldu, ancak kısa sürede pusu timleri, polisleri etkisiz hale getirdi. Elbiselerinin içinde herhangi bir şey olabilir diyerek, albay ve 5 Iraklı polisi soymalarını istedim. İtiraz etmeden soyundular. Hepsi çırılçıplak kaldı. Bu sırada albay da çıplak oluşu, havanın durumu ve korkudan tir tir titriyordu. Iraklı polisleri albaydan ayırtıp ayrı bir yerde diz çöktürerek beklettim. Saat 22.00 - 22.30 civarında da, aldığım talimat gereği hepsini bıraktık." 'İtirazsız soyundular' Korucubaşı: Çamaşırını kendi çıkarıp ağaca astı Kokpitepe'deki olaya tanık olan korucubaşı İhsan Ediş, ABD'li Rollinson'ın anlatımlarına benzer ifadeler kullandı. Ediş, olayı şöyle anlattı: "Kokpitepe'de iki timden oluşan korucular olarak güvenlik önlemi için bekliyorduk. Akşam saatlerinde alay komutanlığından bize telsizle bir grubun yaklaştığı ihbar edildi ve önlem almamız istendi. Grup ses mesafesine girince kendilerine 'Buraya yaklaşmayın, sizi vururuz' diye bağırdık. Ancak onlar yavaşça yaklaşmaya devam etti. Gruptan biri yanlarında ABD'li albay bulunduğunu söyledi. Grup yanımıza yaklaştıktan sonra silahlarını topladık. Etkisiz hale geldikten sonra Aziz Albay ABD'li albayın tabancasını aldı, şarjörünü çıkardıktan sonra geri verdi. ABD'li albay daha sonra bizden sıcak su istedi, biz de 'çay saati değil' diyerek soğuk su verdik. ABD'li albay çok terlediğini ve iç çamaşırlarını çıkarmak istediğini belirterek izin istedi. Biz izin verdikten sonra iç çamaşırlarını çıkararak ağaca astı ve 'Burası ABD işgali altında bir yer. İzin almadan burada neden bulunuyorsunuz?' dedi. Aziz Albay da 'Biz kendi ülkemizin emniyeti için buradayız. Kimsenin toprağında gözümüz yok' yanıtını verdi. Rollinson, bu kez 'Kendi emniyetiniz için buradaysanız bir şey diyemem. Komutanlarıma aktaracağım. Aramızda bir tatsızlık çıkmasın' dedikten sonra, ağaca astığı ve kuruyan iç çamaşırlarını giydi, 20 kişilik grubuyla birlikte geri döndü."