Almanya’nın Nazi sınavı!

Almanya’nın 2000-2007 yılları arasında 8’i Türk 10 kişiyi öldüren neo-Nazi Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütü davası dün Münih kentinde başladı. Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi’nde görülen ülkenin yakın tarihinin en büyük davasında, NSU’nun hayatta kalan tek kurucu üyesi Beate Zschape (38), polise teslim olmasından bu yana ilk kez ortaya çıktı. Kurbanların aileleri, sadece basında yer alan fotoğraflarından tanıdıkları baş sanık Zschape ile yüzleşmek için mahkeme salonunda yerlerini alırken Zschape, salona arkasını dönerek yüzünü göstermekten kaçındı.

İş kadını gibi
Zschape, mahkemeye zırhlı araçla getirildi ve duruşma salonuna binanın garajından alındı. Alman basınında “Nazi Gelini” olarak anılan Zschape, duruşma salonuna elleri kelepçesiz halde alındı. Zschape, oldukça rahat ve sakin tavırlarıyla dikkat çekti. Zschape’nin üzerinde pantolon ceket takımı olduğu ve kulaklarına büyük halka küpeler taktığı görüldü. Bir süre avukatları ile gülümseyerek sohbet eden Zschape, ardından kendisine ayrılan sandalyeye oturmak yerine arkasını döndü. Zschape, bir ara salondaki bir polis memuru ile samimi bir şekilde konuştu. Bild gazetesi, bu hareketini “Polis ile flört etti” diye yorumladı. Zschape, fotoğraflarını çeken basın mensuplarına aldırış etmeden rahat tavırlar sergilemeye devam etti.

Senato karar verecek
Dava, sanık avukatlarının reddi hakim taleplerinin incelenip karar verilmesi amacıyla 14 Mayıs’a ertelendi. Davada bugün ve öbür gün yapılması öngörülen duruşmalar ise görülmeyecek. Mahkeme başkanı ve savcılardan oluşan hakimler senatosu, duruşma esnasında geçici olarak reddi hâkim kararı verdi. Ancak esas karar ise ilerleyen günlerde alınacak. Reddi hâkim talebine başka bir hâkimler senatosu karar verecek.

5 sanık var
Zschape, cinayetlerde suç ortağı olmak, terör örgütü üyeliği ve kundaklama ile suçlanıyor. İddianamede Zschaepe’nin 9 Haziran 2005’te Nürnberg’de işlenen cinayette olay mahallinin yakınında olduğu yönünde deliller bulunduğuna yer veriliyor. Diğer dört sanık Holger G, Casrten S, Andre E ve aşırı sağcı Almanya’nın Milliyetçi Demokratik Partisi’nin (NPD) eski yöneticisi Ralf Wohlleben, NSU terör hücresine yardım etmekten yargı önüne çıkıyor.

Komando korudu
Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi etrafında olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Cadde üzerindeki mahkeme binasına açılan tüm yollar iki gün öncesinden trafiğe kapatıldı, duruşmalar boyunca bina etrafına park yasağı getirildi. Kısa adı SEK olan Alman Özel Hareket Komandaları, çevre binalarda önlem aldı. Çatılara keskin nişancılar yerleştirildi. Cadde ana girişlerine panzerlerle duvar örüldü. Özel eğitilmiş köpeklerle arama yaptı. Üç binin üzerinde polis devriye görevi yaparken, Münih’e tüm Almanya’dan polis takviyesi yapıldı.

Yedi yılda 10 cinayet

İlk cinayetini 9 Eylül 2000’de Nürnberg’te çiçekçilik yapan Enver Şimşek’i öldürerek işlediği iddia edilen NSU, 2001’de Köln’de bir İranlıya ait marketi bombalayarak eylemlerini sürdürdü. Örgütün ikinci kurbanının Abdürrahim Özüdoğru olduğu öne sürülüyor. 13 Haziran 2001’de Nürnberg’te terzilik yapan Özüdoğru öldürüldü. İki hafta sonra 27 Haziran’da, Hamburg’ta sebzecilik yapan Süleyman Taşköprü öldürüldü. Münih’te ticaretle uğraşan Habil Kılıç da 29 Ağustos 2011’de cinayete kurban gitti. 2,5 yıl aradan sonra 25 Şubat 2004’te Rostock kentinde döner büfesi işleten Mehmet Turgut katledildi. 9 Haziran 2004’te Köln’de bir Türk’e ait kuaför salonunun önüne bomba koyarak 22 kişinin yaralanmasına yol açanların da NSU üyeleri olduğu savunuluyor.
Nürnberg’te döner büfesi işleten İsmail Yaşar’ı 9 Haziran 2005’te öldürdüğü öne sürülen NSU’nun, Münih’te bir Türk ile anahtarcılık yapan Yunanlı Theodoros Boulgarides’i de Türk zannederek katlettiği iddia ediliyor.
NSU’nun, Dortmund kentinde büfe işleten Mehmet Kubaşık’ı 4 Nisan 2006’da öldürdükten sonra Kassel’de internet kafe işleten Halil Yozgat’ı katlettiği belirtiliyor. Bu süreçte banka soygunlarına devam eden aşırı sağcı oluşumun, 25 Nisan 2007’de Heilbronn kentinde Alman polis memuru Michele Kieswetter’i öldürdüğü öne sürülüyor. NSU üyeleri Uwe Mundlos ve Uwe Bönhardt, 4 Kasım 2011’de Eisenach kentinde bir karavan içinde ölü bulundu. İntihar ettikleri açıklandı. 3 saat sonra Zwickau kentinde hücrenin sağ kalan tek üyesi Beate Zchaepe’nin evi ateşe verip kaçtığı tespit edildi. Zschaepe olaydan 4 gün sonra Jena’da polise teslim oldu.

AA

Boyacı çırağı

Beate Zschape, şimdilik 3 kişi olduğu düşünülen NSU’nun hayatta kalan tek üyesi. 2 Ocak 1975’te eski Doğu Almanya’nın Jena kentinde doğan ve babasını hiç tanımayan Zschaepe, çoğu zaman büyükannesinin yanındaydı. Çocukluğunda, annesinin iki kez boşanmasından dolayı üvey babalarının soyadını aldı. 1991’de 10. sınıftan sonra İş Bulma Kurumu programı kapsamında bir süre boyacı çırağı olarak çalıştı. 1996’ya kadar da bahçıvanlık meslek eğitimi gördü. Zschape, Kasım 2011’de bir karavanda intihar ettiği belirtilen Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhard ile 1998’den itibaren saklanmaya başladı. Bu tarihten önce de ırkçı oluşumlarda yer alan üçlü, Jena’da Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) adını verdikleri bir grup kurdu.

‘Haç salondaydı’

Dava başlamadan önce basına gösterilen Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi’nin salonunda duvardaki haçın kaldırıldığı görülmüştü. Davayı izleyen CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, ise haçın salonda durduğunu belirterek, “Burada mahkeme salonunda haç işaretinin bulunması bir dini semboldür. Aynı dinden olmayan için bir tehlike oluşturur, güvensizlik oluşturur. Adaletin tecellisi sadece yargılama ile olmaz, dış görünüş anlamında mahkemenin de güven vermesi lazım. Mahkeme salonlarına haç sembollerinin girmesi ‘bu bir dini mahkeme mi?’ çağrışımlarına sebep olur. Bunun bu mahkemeden çıkarılması lazım” diye konuştu.

BABASI IRKÇILAR TARAFINDAN ÖLDÜRÜLEN SEMİYA ŞİMŞEK:

13 yıl boyunca bunu bekledim

Semiya Şimşek, 22 Şubat 2012’de NSU kurbanları için düzenlenen törende duygulu bir konuşma yapmıştı. Almanya Şansölyesi Angela Merkel, törende kurbanların ailelerinden özür diledi. Semiya Şimşek’in babası Enver Şimşek’ten geri kalan tek varlığı bu fotoğraflar.

Neo-Nazi terör hücresi üyelerinin 13 yıl önce öldürdüğü 8 Türkten biri olan ve Nurnberg kentinde çiçekçi Enver Şimşek’in kızı Semiya Şimşek (27), dava dosyalarını inceleyerek yetkililerin yaptığı ihlalleri anlatan ‘Acı Vatan’ adlı bir kitap kaleme aldı. Dünkü duruşmada gözlemciler arasında yerini alan Şimşek şöyle konuştu:
“Bu davayı 13 yıl bekledim. Dava sürecinde tüm sorularımıza yanıt alacağımıza ya da çok iyi bir sonuç alacağımıza inanmıyorum. Güvenim kırıldı artık. 13 yıldır içimde birçok soru var. İlki, neden benim babam? Babamı tanıyorlar mıydı? Kurbanlarını nasıl kriterlere göre seçiyorlardı? Tesadüf müydü, organize mi yapıldı?
Öldürdükleri kişilerin ailelerini düşündüler mi? Böyle soruları düşündüler mi? Defalarca banka soygunu yapıp, insanları öldürüp Almanya gibi bir ülkede nasıl serbestçe dolaşıyorlar?. Bu davayı senlerce bekledik. Cevaplar alabilecek miyim, çok merak ediyorum. Benim için (Beate Zschape’nin) ömür boyu mu, 10 yıl mı ceza alacağı önemli değil. Kafamdaki soruların cevaplanmasını istiyorum” diye konuştu.

Dışarıda protesto

Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi önünde bir grup Türk protesto gösterisi yaptı. Salona alınmayışlarını protesto eden gruptan bir grup kadın, bariyerleri aşarak mahkemeye girmek isteyince Alman polisi birini gözaltına almak istedi. Tepkiler üzerine polis, kadını serbest bıraktı. Mahkemenin verdiği arada Beate Zschape’nin avukatları polis kordonunda bir kafeye gitti. Avukatları protesto eden gruptan bir Türk, “Vicdanınız nasıl rahat ediyor? Geceleri rahat uyuyabiliyor musunuz?” diye bağırdı.