Gündem Altın bir çağda kadını yarattı

Altın bir çağda kadını yarattı

17.06.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

‘Ah Güzel İstanbul’, ‘Gramofon Avrat’ filmlerinin de aralarında olduğu Yeşilçam’ın ‘altın çağının’ başarılı filmlerinin senaristi Ayşe Şasa, dün 73 yaşındayken hayata veda etti...

Altın bir çağda  kadını yarattı

Yeşilçam’ın ‘Ah Güzel İstanbul’, ‘Son Kuşlar’, ‘Gramofon Avrat’ ve ‘Arkadaşım Şeytan’ın da aralarında olduğu başarılı filmlerinin senaristi Ayşe Şasa, önceki gece sabaha karşı tedavi gördüğü Özel Bağcılar Safa Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Şasa, 2 Haziran’dan beri yoğun bakımdaydı. Cenazesi bugün Fatih Camisi’nde öğle vakti kılınacak namazın ardından toprağa verilecek.

‘Bir işkenceydi’
1941’de Çerkez bir ailenin kızı olarak İstanbul’da dünyaya gelen Şasa, liseyi Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nde okudu. 1960’da mezun olan Şasa, Robert Kolej’in İdari Bilimleri Bölümü’ne devam ettikten sonra Yeşilçam’ın altın dönemi olarak kabul edilen 1960’larda 18 yaşındayken senarist olarak çalışmaya başladı; politik duruşunu Marksizm olarak tanımlıyordu.
İlk eşi Atilla Tokatlı, onu entelektüel açıdan üzerinde büyük etkisi olacak Kemal Tahir ile tanıştırdı. Kariyerinde, aralarında Atıf Yılmaz, Yusuf Kurçenli, Erdoğan Tokatlı’nın da olduğu Türk sinemasının önemli yönetmenlerinin geleceğe kalan yapımlarına senarist olarak imza attı. Ancak, ileriki yaşlarında bu dönemi ve senaryo yazma sürecini iyi anmayacak, “Bir işkenceydi. Bu açıdan filmlerim benim için travmatik, ‘bulanık tecrübeler.’ Beni mutlu eden filmlerim değil, kitaplarım,” diyecekti.

Tasavvufa yöneldi
İkinci eşi Atıf Yılmaz’ın başyapıtlarından ‘Ah Güzel İstanbul’un senaryosunun yazım sürecini “İki ay beynim çatlayarak, hiç uyumayarak, gece gündüz adeta cinnet geçirerek yazdım,” diye anlatacaktı.
Şasa, 1980’lerde psikolojik sorunlar yaşamaya başladı. Şizofreni teşhisi konan Şasa, 18 yıl süren bu dönemi 2003 yılında ‘Delilik Ülkesinden Notlar’ kitabında kaleme aldı. 1992-1993 yıllarında yazdığı ‘Yeşilçam Günlüğü’ de Şasa’nın diğer önemli bir kitabı olarak yayımladığı dönemde ses getirdi. Bu kitabı, “Sinema konusunda beni temsil eden belki en yetkin şey” şeklinde tarif ediyordu.
Geçirdiği bunalımlı dönemden tasavvuf felsefesine yönelip, Muhyiddin Arabi’nin ‘Füsus-ül Hikem’ini keşfedince çıktığını aktaran Şasa, “10 yıl boyunca okuduğum bu metin ruhumda büyük bir değişim yarattı, beni derece derece irşad ederek İslami kavrayışın kıyısına getirdi” diyecekti. Üçüncü evliliğini senarist Bülent Oran’la yapan Şasa, en son 2008 yapımı ‘Dinle Neylen’in senaryosunu kaleme aldı. Şasa geçen yıl İstanbul Film Festivali tarafından Onur Ödülü’ne layık görüldü.

Haberin Devamı

YAMAN BİR DOST

Safa Önal: Ayşe benim yaman dostumdu, iyi arkadaşımdı. Düşünen, merak eden, arayan, hiç durmadan okuyan, öğrenmeyi ön plana alan ve çalışan bir insandı. Dürüst, güler yüzlü, iyi kalpliydi, göründüğü gibiydi. Mesleki ilişkimiz, dostluğumuz oluşmuştu. Ayşe bizim sinemamızın altın çağında sonradan aramıza katılmış ama belli bir çizgiyi, belli bir ahlakla, bilgi içinde son derece doğru götürmüş aziz arkadaşlarımdan biriydi. Sinemanın bir kaybıdır, teker teker çağrılmakta ve gitmekteler.