Gündem Arslanköy’ün ‘Afife’si!

Arslanköy’ün ‘Afife’si!

13.07.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Mersinli Ümmiye Koçak’ın tiyatro sevdası 25 yıl önce yaşadığı köye gelen tiyatro topluluğuyla başladı. ‘Fark Yaratan’ Koçak, köylü kadınların hikâyesini sahneye taşıyor.

Arslanköy’ün ‘Afife’si

Adana’nın Çelemli köyünde doğan Ümmiye Koçak (57) okumayı çok istemesine rağmen 10 kardeş oldukları için ilkokuldan sonra okula gönderilmedi. İlkokulu bitirdikten sonra okuduğu kitaplarla kendisini geliştiren Koçak’ın hayatı, bir gün gelin gittiği köye gelen tiyatro topluluğuyla değişti. Koçak, sahnelenen oyundan o kadar etkilendi ki, o an köy kadınlarının yaşadıklarını tiyatro yoluyla anlatabileceğini fark etti.
Köyde, dertlerini, sorunlarını, kocalarından gördükleri şiddeti kendisine anlatan kadınları oyunlara dönüştüren Koçak, 2001’de kurduğu ‘Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu’yla köyü sahneye taşıdı.
500’ü aşkın kez sahneye çıkan,
30 binden fazla seyirciyle buluşan bir tiyatro sanatçısına dönüşen Koçak’ın tiyatrosu, Sabancı Vakfı tarafından
5. sezon Fark Yaratan Projeleri’nden biri olarak seçildi.
Baba hapse girmesin diye
Koçak, Adana’nın Çelemli köyünde ilkokula gidişini ‘tesadüf’ olarak tanımlıyor. Koçak, o zamanları ve ilk okuduğu kitaba dair anısını şöyle paylaştı: “O zamanlar kız çocukları okula gitmezdi bizim köyde. Ancak şöyle bir dedikodu yayılmıştı, ‘Evden en az 1 çocuk okula gitmezse baba hapse girer’. Biz 10 kardeştik ilk kardeşimi gönderdiler. Ancak o gitmek istemeyince babam hapse girmesin diye tesadüfen beni gönderdiler. Devam etmeyeceğimi biliyordum ama okumayı çok seviyordum” şeklinde konuştu.
İlk kitap Gorki’den ‘Ana’
İçeriğini anlayarak okuduğu ilk kitabın 11 yaşında Maksim Gorki’nin ‘Ana’sı olduğunu söyleyen Koçak, “Bir gün öğretmenim bana evine gidip Gorki’nin ‘Ana’ adlı kitabını almamı istedi. Kitabı bir aldım kapağındaki yüzü kırışık kadın aynı annem. İçini biraz kurcaladım anlattıkları yer de aynı bizim köy. Öğretmenimden okumak için izin istedim. Öğretmenim ‘Bu sana ağır’ dese de ona kitabı ‘Kaldırdım’ diyerek, aldım eve gittim. 1 gecede içindeki yabancı isimleri Türkçeye, köydekilerin isimlerine çevirerek okudum. Ondan sonra kitap hayatım oldu. İlkokul 5. sınıfa kadar okula gittim ama hayatım boyunca hep kitap okudum. Tüm paramı kitaba yatırdım. Senede
20-25 kitap okuyorum” dedi.

Haberin Devamı

‘Selam vermeyi öğreneceksiniz'

Bir sinema filmi de olan Koçak artık bol bol sinema yapmak istediğini söylüyor: “Kadınların, çocukların herkesin sorunlarını sahnelere, sinema ekranlarına taşımak istiyorum. İnsanların TV karşısında evlendirme programlarını değil de eğitici öğretici şeyler izlemesini istiyorum. Tiyatro başta olmak üzere sanat insan ruhunu çok besleyen bir şey. Köyümdeki kadınları ilk defa sahneye çıkarmayı düşündüğümü söylediğimde ‘Ne yapacağız ki bu sahneye çıkıp’ dediler. Cevabım, ‘Valiye selam vermeyi öğreneceksiniz’ oldu. Artık bizim köyde kadınların özgüveni çok yüksek. Tiyatro ve sinemanın içinde olmaktan derin mutluluk duyuyorum.”

‘Hamlet Hamit’ Sırbistan’a gitti

Koçak’ın William Shakespeare’in ‘Hamlet’ adlı eserinden uyarladığı ‘Hamlet Hamit’ adlı oyunu Sırbistan’da düzenlenen Hamlet Festivali’ne onur konuğu olarak davet edildi. 19-25 Haziran’da Sırbistan’da gerçekleşen festivale Ümmiye Koçak ve köyündeki kadınlardan oluşan ‘Arslanköy Tiyatro Topluluğu’ da gitti.

Haberin Devamı

‘Koca şiddetini sahneye taşıdık’

21 yaşında kitaplarıyla beraber Mersin Arslanköy’e gelin olarak gittiğini belirten Koçak, ‘Arslanköy Tiyatro Topluluğu’nu kuruşunu da şöyle anlattı: “Komşularımla iyi bir ilişkim vardı. Sürekli bana gelir dertlerini anlatırlardı. Kocalarından şiddet görür, gözleri mor gelir, anlatır, ‘Sakın kimseye söyleme’ der, giderlerdi. Bir gün köyümüze tiyatro geldi. Heyecanla gittim. Hayatımda ilk defa 32 yaşında tiyatro izledim ama anlayamadığım bir şey vardı. Oyunda çocuklara başka bir isim söylendi, oyun bitince sahnede başka bir isim. Bitince hemen gidip çocuklara neden böyle olduğunu sordum. ‘Rol ismi’ denilen şeyle orada tanıştım. Ardından da Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu’nu kurdum. İlk sahneyi köy okulunun önüne kurduk. Kartondan kral, kraliçe tacı, nişan elbisemden pelerin, Hamlet oyununu da Hamit’e çevirirek oynadık. ‘Koca şiddeti’ni sahneye taşıdık. Köylü kadınları oynattım. Böylece kocalar da törpülenmeye, utanmaya başladı.”