Aydın Doğan’dan Sabah ve Yeni Şafak’a dava

Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, ekonomik kriz nedeniyle gündeme gelen, Meclis’teki “Bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılması hakkında kanun tasarısı”nın görüşmesini, “Doğan’a af tartışması”, “Aydın Doğan ayarı” başlıklarıyla yansıtan Yeni Şafak ve Sabah gazetesi aleyhine toplam 200 bin YTL’lik tazminat davası açtı.
Söz konusu komisyon görüşmesini, 5 Kasım 2008 tarihli Yeni Şafak gazetesinde, “Doğan’a af tartışması” şeklinde yansıtan ve Doğan’ın 800 trilyon vergi borcu olduğunu iddia eden Bilal Çetin ile köşesinde benzer içerikte ifadeler kullanarak, “Aydın Doğan’a kıyak” yapıldığını ileri süren Fehmi Koru (Taha Kıvanç) ile Yeni Şafak gazetesi imtiyaz sahibi Ahmet Albayrak aleyhine toplam 100 bin YTL’lik manevi tazminat davası açıldı.

Sabah’ın yorumuna da dava
Ayrıca aynı yasa tasarısıyla ilgili olarak 7 Kasım 2008 tarihli Sabah gazetesinde, “Aydın Doğan ayarı” yorumunu yapan Sabah gazetesi sahibi Ahmet Çalık ve tüzel kişi temsilcisi Haluk Fikret Eser aleyhine de İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 100 bin YTL’lik manevi tazminat talebi ile ayrı bir dava daha açıldı.
Dava dilekçesinde, söz konusu kanun tasarısı ile Aydın Doğan’ın ve Doğan grubunun hiçbir ilgisinin olmadığı, böylesine asılsız iddialarda bulunanların dava sonucuna da katlanmaları gerektiği vurgulandı.
Aydın Doğan’ın vekilleri Av.Şehnaz Yüzer ve Av. Eren Mustafa Şener, Yeni Şafak gazetesiyle ilgili açtıkları davayla ilgili olarak hazırladıkları dilekçede, dava konusu yazıların hiçbir “haber” değeri olmadığını ve müvekkillerinin 1994 - 2007 yılları arasında sürekli vergi rekortmeni olduğunu hatırlattı.

Vergi borcu yok
Doğan’ın 18 bini aşkın kişiyi istihdam ettiğinin vurgulandığı dilekçede, ne Doğan’ın ne de Doğan grubunun hiçbir vergi borcu bulunmadığı gibi Petrol Ofisi A.Ş.’nin de 1.2 milyar vergi borcu olmadığı vurgulandı.
Dilekçede ayrıca bir hukuk devletinde Maliye Bakanlığı’nın böylesine bir borcu silme yetkisi olmadığının da altı çizilerek, asılsız iddialarda bulunanların yasalar karşısında sorumlu olduğu, bu tür söylemlere - maalesef - bir süre sonra bizzat davalıların ve kamuoyunun inandığı belirtildi.
Dava dilekçesinde ayrıca, “böylesine çirkin iddia ve isnatlarla” kamunun dikkatinin başka yöne çekilerek, bazı çevreleri kanun ile koruma altına alınma çabasının örtbas edilmeye çalışıldığı ifade edildi.