Gündem ‘Ben şanssızlığı olan bir albayım’

‘Ben şanssızlığı olan bir albayım’

02.06.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

FETÖ çatı davasında eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanı Albay Barış ifade verdi. Darbeci olmadığını savunan Barış, ‘Ben, muhakeme hatası yapan, şanssızlığı da bu olan bir albayım. Bu faaliyetin içinde kendi irademle yer almadım’ dedi

‘Ben şanssızlığı olan bir albayım’

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin görülen çatı davası sanıklarından eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanı Kurmay Albay Muhsin Kutsi Barış, TSK’nın yönetime el koyduğu mesajını aldığında emir komuta zinciri içinde olduğunu düşündüğünü söyledi. Buna rağmen, “darbe teşebbüsü” ifadesini kullanan Barış’a, Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, “Mesaj geldi, gördünüz. Darbe teşebbüsü olduğunu söylüyorsunuz” dedi. Barış, “Ben, muhakeme hatası yapan, şanssızlığı da bu olan bir albayım. Darbeci olmadığım gibi bu faaliyetin içinde kendi irademle yer almadım. Sakatlanan irade söz konusu” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay karargâhında yaşanan eylemlere ilişkin 221 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan’da görülen duruşmayı TBMM İdare Amiri Salim Uslu ile bazı Ak Parti milletvekilleri de izledi.
Duruşmada savunmasını yapan Barış, Yurtta Sulh Konseyi üyeliği ve FETÖ üyeliği suçlamasını kabul etmedi. Barış, 15 Temmuz öncesinde kendisine yapılan ziyaretlerin darbe planlanmasına ilişkin olduğu iddiasını kabul etmedi.
‘Koruma tatbikatı’
TSK’nın yönetime el koyduğunu resmi kanaldan öğrendiğini, bu mesaj gelene kadar yürüttüğü faaliyetlerin önceden planlanan Özel Kuvvetler Komutanlığı’nca yapılacak koruma tatbikatına yönelik olduğunu ileri süren Barış, “Olay günü, saat 21.30-22.00’ye kadar darbe girişiminden haberim olmamıştır” dedi. Mahkeme Başkanı Oğuz Dik’in, “Mesaj geldi, gördünüz. Siz de darbe teşebbüsü olduğunu söylüyorsunuz” demesi üzerine Barış, bunu söylemediğini, kendisinin darbeci olmadığını savundu. Barış, “Ben, muhakeme hatası yapan, şanssızlığı da bu olan bir albayım. Darbeci olmadığım gibi bu faaliyetin içinde kendi irademle yer almadım. Sakatlanan irade söz konusu” dedi.
Buna karşılık Başkan Dik, “tehdit zoruyla mı silah zoruyla mı oldu?” diye sordu. Barış’ın, “Bu mesajı aldığımda olayın emir komuta zinciri içinde olduğunu düşünüyordum” sözleri üzerine Dik, “Emir komuta içinde olduğunda darbe olmuyor mu? Gelen mesajda, ‘ülke yönetimine el koyuldu, hükümet feshedildi, Meclis askıya alındı’ yazıyor. Onu da okumuşsunuz” diye konuştu. Barış ise, “O üçüncü mesajdı. Ona göre hareket ettim zaten. Terörist saldırıya karşı müdahale edin diyor” ifadelerini kullandı. Başkan Dik’in, “Müdahale TRT’de bildiri mi okutmak oluyor” sorusu üzerine de Barış, TRT’ye saldırı olduğunun söylenmesi üzerine gidildiğini söyledi.
Başkan Dik, “Teyidi televizyonda 11’den itibaren bütün Türkiye duydu” diye konuştu. Barış, mesajlar geldikten sonra birinci sicil amiri olan Genelkurmay 2. Başkanı’na ulaşmaya çalıştığını, ulaşamayınca özel kalem müdürlüğünü aradığını, telefonu açan Albay Orhan Yıkılkan’dan olayın teyidini aldığını, bu nedenle eylemin emir komuta zinciri içinde olduğunu düşündüğünü bildirdi.
Partigöç’ten emir almadım
Duruşmada savunma yapan sanık eski 58. Topçu Tugay Komutanı Tuğgeneral Murat Aygün, Mahkeme Başkanı’nın sorusu üzerine darbe girişimini kimin yaptığını bilmediğini iddia etti. Sanık eski tuğgeneral Mehmet Partigöç’ün kendisini arayarak harekete geçmesi için emir verdiğine dair iddianamede açıklama yer aldığını belirten Aygün, “Partigöç’ten emir almadım. Bana Genelkurmay Başkanlığı karargahında terör saldırısı yapılacağını ve burada sıkıntılı bir durum olduğunu söyledi. Ateş seslerinin geldiğini anlattı. Söz konusu iddia bu görüşmeden ibarettir” dedi.
Sözde Yurtta Sulh Konseyi üyeliği konusuna da değinen sanık Aygün, “Konsey üyesi olsam 15 Temmuz’da en kritik yerde yani darbenin yönetildiği yerde bulunmam gerekirdi. Konsey üyesi olarak bana Topçu Okulu Komutanlığını mı reva görmüşler?” diye konuştu. Aygün’ün, iradesi dışında isminin sözde Yurtta Sulh Konseyi listesine yazıldığını, bu nedenle suçlanamayacağını söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı Dik, “Adını bilmediğiniz konsey adına nasıl hareket ettiniz, o kadar askeri nasıl çıkardınız?” diye sordu. Aygün de Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen darbe davasının da sanığı olduğunu, sorunun cevabını o mahkemede vereceğini söyledi.

Keşif yapıldığı iddiası

Bir başka avukatın TRT’ye neden asker gönderdiğini sormasına da Barış, “TRT’ye terörist saldırısı olduğu için asker gönderdim, geniş çaplı bir terör saldırısı olabileceği istihbaratı gelmişti. Merasim Sokak’ta canımız yandı, bu yönde istihbarat raporları da vardı” karşılığını verdi. Barış, darbe girişiminden birkaç gün önce Kasırga’nın kaçırılmasıyla ilgili keşif yaptığı iddiasının hatırlatılması üzerine de, “Olaydan iki gün önce ambulansla keşif yapıldığı iddia edilen bölge, başyaverlik tarihi binasıdır. Böyle bir keşfin yapıldığı iddiası sakattır. Bunu Kasırga’nın kaçırılmasıyla ilgili davada da ifade ettim” diye konuştu.

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargâhı’nda yaşanan eylemlere ilişkin yargılanan 221 kişi arasında bulunan Muhsin Kutsi Barış, duruşma salonuna getirilirken vatandaşlar tarafından protesto edildi.

‘Kasırga’dan haberim yok’

“Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni neden korumadınız” sorusu üzerine Barış, “Sayın Cumhurbaşkanımız zaten yok, ben çevre emniyetinden sorumluyum. Bizde usul şudur. Güvenlikten sorumlu birim yeni Genel Sekreter Fahri Kasırga beni çağırıp, ‘Sayın Cumhurbaşkanımız Otlukbeli’nde tatil yapacak çevre emniyetini almanızı istiyoruz’ demesi durumunda hemen harekete geçmem gerekir. Ben Muhafız Alay Komutanıyım, oraya farklı birlikten tank, ZPT gitmiş bunlar benim dışımda. Genel Sekreter Fahri Kasırga nerede kaçırıldı hiçbir dahlim yoktur. Sayın Genel Sekreter’in konutu komutan konutlarındadır. Güvenliğinden ben sorumluyum, kaçırılmasından en ufak bir haberim olsa buna izin vermezdim” dedi.

Yazarlar