Gündem ‘Bir dakika vatandaş geçecek’

‘Bir dakika vatandaş geçecek’

02.05.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Kurtuluş Son Durak’taki evimden, Çağlayan Abideyi Hürriyet Meydanı’ndaki gazeteye yürüyerek gelmem tam iki saat sürdü; ‘normal’ günlerde 20 dakikadan fazla tutmaz. Şişli’den Taksim’e kadar Vali Hüseyin Avni Mutlu’nun vaat ettiği 35 bin polis yığılmıştı, her sokağın başı polisler tarafından tutulmuştu, neredeyse ara sokaklarda bile ‘akrepler’ cirit atıyordu. Normal mi?

‘Bir dakika vatandaş geçecek’

Kurtuluş Son Durak’taki evimden, Çağlayan Abideyi Hürriyet Meydanı’ndaki gazeteye yürüyerek gelmem tam iki saat sürdü; ‘normal’ günlerde 20 dakikadan fazla tutmaz. Şişli’den Taksim’e kadar Vali Hüseyin Avni Mutlu’nun vaat ettiği 35 bin polis yığılmıştı, her sokağın başı polisler tarafından tutulmuştu, neredeyse ara sokaklarda bile ‘akrepler’ cirit atıyordu. Normal mi?
Daha adımımı Kurtuluş Caddesi’ne atmadan biber gazından yürüyemez hale geldim. Gençten bir mahalleli “Dolapdere’ye saldırdılar abla” diye pencereden sepet sarkıtan kadına durum raporu verdi. Dolapdere’ye inip taksiyle gazeteye gelme planım o an suya düştü.
‘Şişli gaz altında’
Her çevirmede basın kartımı gösterdiğim halde “Geçemezsiniz bayan” diyen polislere seyahat hakkını tane tane anlatmaya çalıştığım, dakikalarca uzayan tartışmaların sonunda Halaskârgazi Caddesi’ne kadar çıkabildim. İleri gitmenin imkânı yoktu; DİSK’ten Taksim’e yürümeye çalışan içinde HDP milletvekillerinin de olduğu gruba ‘müdahale’ başlamıştı. Bütün Şişli gaz altındaydı.
Geri döndüm. “Nişantaşı açık mı?” diye sorduğum polis, “Taksim’e doğru yürüyün?” önerisinde bulundu:
“Taksim kapalı değil mi?”
“Kapalı ama tek yol bu”
“Dalga mı geçiyorsunuz?”
Cevap yerine içinde “Gözaltı yaparım” geçen mırıltılar duydum. Nişantaşı’na saptım; polis barikatları sokakları kestiğinden defalarca aynı yerlerde dönüp durdum. Şişli Etfal Hastanesi’nin arka sokaklarında, bulunduğum yöne koşan eylemcilerden biri zınk diye önümde durdu. Bana bir an bakıp geri döndü, iki sokağın köşesindeki apartmandan başını uzatarak onları kovalayan polislere seslendi: “Bir dakika, bir dakika vatandaş geçecek!”
Bir anlık sessizlik. İki adım attım, gaz tabancasıyla nişan almış polisle karşı karşıya kaldım; eli tetikte bağırdı: “Bayan çabuk geç!”
Ben “Dalga mı geçiyorsunuz” dedim, başını apartmanın köşesinden uzatan eylemci polise cevap verdi: “Derdin benle tabii.” “Kes lan!” diye bağıran polis tabancasını ateşledi; gaz fişeği iki adım arkama düştü. Beni koruyan eylemcinin sesini duydum: Dikkat et!
Cevahir AVM’den caddeye çıkan son köşeyi çevirmiş polislerden biri, gösterdiğim basın kartına göz ucuyla baktı ve “O kart burada geçmez bayan” dedi. “Nerede geçer?” soruma mantıklı bir cevap alamadım. Durum özetle şöyleydi: Dün Taksim-Çağlayan istikametinde, haklarımızın pek geçerliliği yoktu.