Gündem ‘Boş ver Van’ı gel dolaşalım biraz’

‘Boş ver Van’ı gel dolaşalım biraz’

10.12.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Milliyet'in "Özgür Kızı" Aslı, İstanbul'da özgür olmak istedi. Olduğuna, olacağına pişman oldu

‘Boş ver Van’ı gel dolaşalım biraz’

‘Boş ver Van’ı gel dolaşalım biraz’

Milliyet'in "Özgür Kızı" Aslı, İstanbul'da özgür olmak istedi. Olduğuna, olacağına pişman oldu

ASLI ÖKTENER İstanbul

Reklamda bir kız; sırtında çantası, kafasında şapkası, "Ben özgürüm" diye dolaşıyordu oradan oraya. Türk kadınının ne kadar özgür olduğunu anlamak için biz de yola düştük. Özgür olup olmadığımı anlamak için fazla uzaklara, Ağrı Dağı'na kadar çıkmama gerek kalmadı. "Ağrı Dağı'na gidiyorum" diyerek, İstanbul'da önce otostop çektik, ardından vapura bindik, peşisıra otogara, son olarak da kentin en kalabalık mekanı Beyoğlu'na.
Reklamdaki "özgür kız" gibi oradan oraya dolaşmam için öncelikle aileme haber vermeliydim. İzmir'de oturan aileme telefon ettim. Annem açtı telefonu, hal hatır soruldu. Otostop çekerek Ağrı Dağı'na gideceğimi söylediğimde tepkisi kısa ve net oldu:
"Çıldırdın mı kızım? Yollarda donarsın, öldürürler seni. Babana söylerim, hele de otostop çekerek tek başına bir yere gidemezsin."
"Alemdağ'a çıkalım abla!"
Sırtımda çantam, başımda şapkamla "özgür mü özgür" imajımla yola çıktım. Kabataş'ta cadde kenarında yerimi aldım. Yanımdan geçen bir otomobilin uzun korna sesiyle "ekşın" başladı. "Elimi kaldırmasam da olur" diye düşünürken, kararsız birkaç otomobil sahibine yardımcı olayım dedim. Durdular:
• Nereye?
Van'a!
• Ne işin var orada? Boşver Van'ı. Gel dolaşalım biraz.
Ağrı Dağı'na çıkmak istiyorum.
• Boşver, Alemdağ'a çıkarayım seni!

Kavga, sohbete yetti
"Özgür Kız" biniyordu ya, biz de binmeliydik vapura. Güzergah belli oldu. Sirkeci'den Harem'e gidilecek. Tam geçerken, gişede bir kavga çıktı. Eşiyle vapura binmek isteyen kadına görevli adam küfür etmişti. Adam da gişenin camını aşağı indirmişti. Orta yaşlı iki adam yanaştı yanıma. Biri bana dönüp, "Sana yok yere küfür etti mi bir erkek?" diye sordu. " Etmezler tabii!" dedim. Sonra umursamaz bir havayla, "Nerede oturuyorsun?" diye konuya girmek istedi. Vapurdaki çaycıyı, bağıra bağıra "Hazır Kart reklamındaki kızın aynısı bu anasını satayım", "Özgür kız" diye seslenen gençleri, derin bir "Offff" çekip yanımdan geçenleri, rahatsızlık verici bakışları da atlamamak lazım.

Gel tuvalete götüreyim!
Vapur seyahati kısa sürdü. Kalabalığın arasına karıştım. Sırada Harem Otogarı vardı. Otogar çığırtkanları bir bir etrafıma doluştu. Yol keserek "Ankara'ya mı, İzmir'e mi?" diye sordular. "Van'a" yanıtını alınca, "Bedava götürelim abla" diye seslendiler. Aralarından sıyrılıp biraz ötedeki yaşlıca olanına yöneldim. "Hoşgeldin Hazır Kart. Nereye?" diye karşıladı beni. Samimiyetin diz boyu olmasına şaşmadan, "Van'a" dedim. "Ne işin var orada?" diye sordu. "Gezeceğim Ağrı Dağı'na çıkacağım" dedim. "Bu soğukta donarsın oralarda" dedi ve devam etti, "Ne güzel kızmışsın sen? Nerelisin?" Kurtulmak için tuvaleti sordum, "Şu tarafta, gel götüreyim seni" dedi, ancak ters istikamete yönelip, kaçtım.

Evine dön kızım
Sıra İstanbul'un en kalabalık mekanı Beyoğlu'ndaydı. Özgürdüm ya, tramvayın kapısına asıldım, parkta oturdum, birkaç tur attım anıtın etrafında. Yaşlı bir fotoğrafçı geldi yanıma. Sohbet başladı. Ağrı Dağı'na çıkmak istediğimi söyledim. "Başına kötü bir şey gelir. Sen hemen dön evine kızım" karşılığını verdi.



GÜNCEL