Gündem Bu nefret savaştan zor

Bu nefret savaştan zor

15.08.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Gaziantep’te bir cinayet Suriyelilere karşı öfkeyi artırdı. Saldırılara hedef olan, düşman bakışlar altında yaşayan Suriyeliler sadece kentten değil, Türkiye’den de kaçmaya çalışıyor; nereye gidecekleri ise meçhul...

Bu nefret savaştan zor

Gaziantep’te üç gün önce bir kişinin Suriyeli kiracısı tarafından öldürülmesiyle kentte Suriyeli göçmenlere karşı başlayan, linçe varan saldırılar bitmek bilmiyor. Suriyeli göçmenler saldırılar nedeniyle sadece kenti değil, başta onlara sığınak olan Türkiye’yi de terk etmeye çalışıyor ama gidecekleri bir yer de yok. Çaresizliği Halep’ten gelen 21 yaşındaki Suriyeli kadın anlatıyor: “Halep’e gitsek vuruyorlar, burada da laf. Orada savaş var, burası kadar zor değil.” Yerli halk ise ‘olaylardan’ dolayı tedirgin. Halka göre “düşmanlık” denecek bir durum söz konusu değil ama sivil toplum kuruluşunda çalışan bazı yetkililer, “Olaylar böyle devam ederse, katliam olabilir” sözleriyle yaşanabileceklere karşı uyarıda bulunuyor.
Gaziantep Havaalanı’ndan şehir merkezine doğru yola çıktıktan birkaç kilometre sonra polis kontrolüne denk geliyoruz. Bizi şehir merkezine götüren taksici “IŞİD’cileri arıyorlar” diyor. Kentin değişik noktalarında kolluk güçlerine rastlamak mümkün ancak bunun sebebi yalnız IŞİD tehlikesi değil. Ünaldı mahallesinde işlenen cinayet, bütün şehrin üzerine karabasan gibi çökmüş, her yerde tedirginlik hâkim. Yalnızca Gaziantep halkı değil, Suriyeli mülteciler de diken üstünde.

Haberin Devamı

Bu nefret savaştan zor


‘Terörist’ suçlaması
Evini kiraya verdiği Suriyeli aileye mensup bazı kişiler tarafından öldürülen Hıdır Çalar’ın sokağında komşularla konuşuyoruz. Suriyeli Türkmen Ali Bey, 8 ay önce çatışmaların en yoğun olduğu Halep’ten Gaziantep’e eşi ve 10 çocuğuyla göç etmiş. Evlerin kirası normalde 150-200 lira ama Ali Bey, 400 lira ödüyor. Cinayetten söz açılınca etrafımızı saran küçük çocuklar, mahalleyi terk etmek zorunda kalan aile için, “Onlar terörist”, “Onlar hırsız”, “Onlar muhalif” diyor.
Çocukların bu sözleri Suriyeli göçmenler arasında bile ayrım olduğunu, ötekileştirmenin boyutlarını gösteriyor. Çocuklar bunları başka Suriyeli ailenin yanında nasıl söyleyebiliyor diye şaşırıyorum ama hemen peşinden açıklama geliyor: “Onlar Arapça konuşuyor.”
Başka bir mahalleli ise Arap, Türkmen veya Kürt, hiç fark etmediğini insanların artık etraflarında Suriyeli görmek istemediğini anlatıyor.

‘Olaylar bizi aştı’
Mahallenin Fayad Amca’sı, Ali Bey’in kiracı olduğu evin sahibi. Sohbetimiz sırasında Ali Bey ve ailesinin Gaziantep’ten ayrılması gerektiğini defalarca söyleyince Fayad Bey’e, “Komşun değil mi?” diye soruyorum. “Komşumdur” dedikten sonra konuşmaya devam ediyor:
“Herkes Suriye’den gelenlere kucak açtı. Ama iş artık çığırından çıktı. Bir gün değil, iki gün değil. Her gün olay var. Şu çocuğa bir şey olsa ben ne yaparım? Can güvenliklerinin garantisini veremiyoruz ki. Bizler elimizden geleni yaptık, olaylar bizi aştı. Onlara bir şey olursa ben vicdan azabıyla nasıl yaşarım?”
Ali Bey, sanayide ayakkabıcılıkla uğraşıyor. Ailece kampta hiç kalmamışlar. “Bugün yarın gideceğiz, başka çaresi yok” diyor. Mahalledeki diğer Suriyeli aileler gibi Gaziantep’i terk etmeyi düşünüyor. Bir kısmının zaten saldırılardan hemen sonra gittiğini öğreniyoruz. “Nereye gideceksiniz?” sorusuna ise bir cevabı yok. Eşi kucağındaki ufak çocuğuyla bir kenarda sessizce ağlıyor.

Suriyeli avı başladı
Cinayetle suçlanan Suriyeli ailenin mahalleden canhıraş şekilde kaçmalarının ardından evdeki eşyaları sokağa atılmış. Kırık koltukların arasında, diş macunu kutuları, bebek ayakkabıları ve çocuk giysileri var.
Mahalleli, Suriyeli ailelere düşmanlık besliyor olmaktan çok, kentteki gerginlikten bezmiş gözüküyor. Sokaklarda durduk yere Suriyelilerin bıçaklandığından, hatta arabayla ezilmeye çalışıldıklarından bahsediyorlar. Bir komşu, önceki gece çıkan saldırıları anlatırken sanki o dakikaları yaşıyor:
“Gece saat birde birtakım adamlar geldi. Ellerinde sopalar, bıçaklar. ‘Suriyeli var mı’ diye sorarak evleri tek tek gezdiler. Biz kapıyı iyice kapattık. Açılmaması için önlem aldık.”

‘Gitseniz de kurtulsak’
Halep’ten gelen 21 yaşındaki Suriyeli bir kadın, çektikleri sıkıntıları anlatırken kelimeleri seçmekte zorlanıyor. Kocası deri sektöründe işçilik yapıyormuş. Gözyaşları içinde konuşan genç kadın, 2 yıldır eşi ve iki çocuğuyla Gaziantep’te yaşıyor:
“Komşularımızla aramız iyi ama kötüsü de var. Laf atanlar oluyor. ‘Gitseniz de kurtulsak’ diyenler oluyor. Biz Halep’te 3 katlı bir evde yaşıyorduk, burada kaldığımız yeri görsen... Suriye’de ortam durulsa hemen gideriz. Bu eziyetleri hiç çekmeyiz. Çocuklarıma sokakta ‘Suriyeli p..’ diyorlar. Halep’e gitsek vuruyorlar, burada da laf... Orada savaş var, burası kadar zor değil. Yabancılık çok zor, Allah düşmanımın başına vermesin. On sene de kalsan yabancısın.”

Haberin Devamı

‘Babamı kaç kez uyardık’

Haberin Devamı

Cinayete kurban giden Hıdır Çalar’ın 32 yaşındaki oğlu Cuma Çalar ile birlikteyiz. Cuma Çalar öfkeli; kiracı aileyi evlerinden 5 bin 250 lira para çalmakla suçluyor. Anlattığına göre Çalar ailesi kiracılarını hırsızlık yaptıkları gerekçesiyle polise şikâyet etmiş ama polisler “Yetkimiz yok, evden çıkaramayız” diyerek kendilerine yardımcı olmamış. Babasının üzüldüğü için aileyi ‘kapı dışarı’ etmediğini söylüyor Çalar, “Ben kaç kere dedim ona. ‘Sen bize bırak, biz evden çıkarırız’ dedik ama dinlemedi” diyor.

Haberin Devamı

Cinayette ‘namus’ iddiası

Çevrede konuşulan iddialardan bir diğeri ise cinayetin “namus” nedeniyle işlendiği. Suriyeli aileye mensup kadınlarından birinin rahatsız edilmesi üzerine cinayetin yaşandığını söyleyenler de var. Bir de son günlerde çıkan olaylarda özellikle uyuşturucu kullanan çocuk ve gençlerin ön saflarda yer aldığı söylentileri sokaklarda dolanıyor.

Haberin Devamı

Önceleri memnundular

Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD) yetkililerinden şehirdeki son duruma ilişkin bilgi alıyoruz. Suriyeli ailelerin Gaziantep ekonomisine oldukça katkı sağladıklarını, bu durumdan esnafın da bir süre memnun olduğunu anlatıyorlar. Suriyeliler kendi işyerlerini açmaya başlayınca sorunlar da çıkmaya başlamış. Rekabet olunca şikâyetler artmış. Bir diğer sıkıntı da ev kiralarındaki artış. Tuvaleti olmayan evlerin 600 liraya kiraya verildiği oluyormuş. Yetkililer, saldırılardan ötürü kaygılı. Endişelerini, “Olaylar böyle devam ederse, katliam olabilir” diyerek dile getiriyor.

Çadırkente gönderildiler

Polis ve AFAD ekipleri tarafından 3 otobüs ile Mardin’e gönderilen Suriyeliler, geniş güvenlik önlemleri altında Nusaybin ilçesindeki Çadırkente yerleştirildi.