Gündem Cannes’da tür sineması günü

Cannes’da tür sineması günü

20.05.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

72. Cannes Film Festivali’nde yer alan iki tür filmi, Diao Yi’nan imzalı ‘Nan Fang Che Zhan De Ju Hui’ ile Corneliu Porumboiu’nun yeni filmi ‘The Whistlers’, kalıpları uygulayarak çıktıkları coğrafyanın politik konularına uzanıyor

Cannes’da tür sineması günü

72. Cannes Film Festivali yarışması dün iki başarılı tür sineması örneğini izleyiciyle buluşturdu. İki film de tür sinemasını çıktıkları coğrafyanın siyasi konularına bağlayan, bu bakımdan kullandıkları kalıpları derinleştiren yapımlar olarak dikkat çekiciydi.

Haberin Devamı

Kaçış serüveni

Bu filmlerden ilki 2014 yılında “İnce Buz, Kara Kömür”le Berlin Film Festivali’nden Altın Ayı kazanan yönetmen Diao Yi’nan’ın yeni filmi “Nan Fang Che Zhan De Ju Hui”ydi. Film, çeteler arasında bir kavga sırasında bir polis öldüren bir suçlunun kaçış serüvenini konu alıyor. Şiddetin ve yozlaşmanın kol gezdiği bir dünyayı resmeden film, Çin sinemasının usta ismi Jia Zhangke’nın çalışmalarını akla getiriyor. Nitekim bir dans sahnesiyle Zhangke’ya selam gönderen film, Çin’de hissedilen gerginliği, her an kendisini gösterebilecek şiddetle aktarırken Yi’nan’ın yönetmenlikteki hâkimiyetiyle de takdiri hak ediyor. Polisiye suç filmi kalıplarını bazen mizahı da ihmal etmeden uygulayan film, jüriden Altın Palmiye olmasa da En İyi Yönetmen gibi ödül alabilir.

Haberin Devamı

Cannes’da tür sineması günü

Tür sinemasını kullanan diğer bir film, ilk kez Cannes’ın ana yarışmasında yer alan Romanyalı yönetmen Corneliu Porumboiu’nun yeni filmi “The Whistlers”. Türkiye yapımı “Sibel”de de görülen ıslık dili Porumboiu’nun filminde de mevcut ama bu kez bir kara filmin araçlarından biri. Suç çetesiyle bağlantılı bir polis, hapisteki suçlu iş adamını kaçırmak için bir adada ıslık dili öğreniyor. Geri dönüşler, suç komplosuyla ilgili tabloyu tamamlıyor. Porumboiu, modern ve mizahın eksik olmadığı bir kara film sunuyor. Yönetmenin hikâyesinin yapısını heyecan ve merak duygusunu ayakta tutmak üzere kuruşu ve senaryo matematiğindeki başarısı da düşünülürse “The Whistlers”ın yarışmanın öne çıkan bir diğer yapımı olduğu söylenebilir. Film, derinliksiz bir tür denemesi değil. Zira, Romanya’nın komünist geçmişi ve onun toplumda bıraktığı izler, filmin arka planındaki yerini alıyor.

Cannes’da tür sineması günü

‘Aktörlüğüme kimse bir şey söyleyemez’

Fransız oyuncu Alain Delon’a 72. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye Onur Ödülü verilecek. Bir kadını tokatladığını itiraf etmesi ve “homoseksüelliği doğaya aykırı buluyorum” açıklamaları dolasıyla ırkçı, kadın düşmanı ve homofobik ilan edilen aktöre onur ödülü verilmemesi amacıyla başlatılan imza kampanyasında 25 bin imza toplandı. Delon, dün Cannes’da kırmızı halıdaydı. Fransız basınına yaptığı açıklamada kendini şöyle savundu: “Benim hakkımda isteyen istediğini söyleyebilir, ben buna alışığım. Ancak aktörlüğüm ile ilgili olarak kimsenin bir şey söylemeye hakkı yok, tartışılacak bir tarafı da yok. Evet ben bir tokatladım. Fakat attığımdan daha çok dayak yedim. Hayatım boyunca hiçbir zaman biri kadına zarar vermedim fakat onların bana çok zararı dokundu. Ben gay’lerin evliliğine karşı değilim, aynı cinsten bir çiftin evlat edinmelerine karşıyım.”