09.10.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Damla Güler
Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında gözaltına alınan aralarında eski Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı’nın da bulunduğu 5 şüpheli ile aynı soruşturmada daha önce tutuklanan eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in de içinde olduğu 4 şüpheli, “tasarlayarak kasten öldürme”, “örgüt kurmak, yönetmek ve üye olmak” suçlamalarıyla sevk edildikleri mahkemece serbest bırakıldı.
Ramazan Akyürek mahkemedeki ifadesinde, “Hrant Dink’in açık tehditlere maruz kaldığı normal Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları gibi İstanbul Emniyetinin de, istihbaratının da bilgisi dahilindedir. Olaydan sonra benim konuya ilişkin bilgim olmadığına ilşkin Celalettin Cerrah’ın ifadesi iftiradır” dedi.
Cinayette Trabzon ve İstanbul’daki kamu görevlilerinin suçu olduğunu tekrar eden Akyürek, “Benim Ogün Samast’tan hiçbir şekilde haberim olmadı. Cinayetin Yasin Hayal tarafından işleneceğinden haberim vardı. Haber elemanının cinayete ortak olacağını bilmiyordum. Cinayet büro da bunu bilmiyordu. Cinayet esnasında orda bulunduğu ve cinayete gözcülük yaptığı, benim elemanlarım olduğu iddia edilen 3 kişinin açığa çıkarılmasını ben de istiyorum. Bunların görüntülerinin yayınlanması halinde kimliklerinin kısa sürede ortaya çıkacağını tahmin ediyorum” ifadelerini kullandı.
İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği’nde ifade veren eski Emniyet Amiri Özkan Mumcu, cinayetin işlendiği sırada askerde olduğunu söyleyerek, “Görevimi yaptığım ve aldığım istihbaratları amirlerime ilettiğim için 9 aydır cezaevindeyim. Yazdığım rapor doğrultusunda oluşturulan bilgiler emniyet müdürlüğüne istihbarat daire başkanlığına gitmiştir. Bu bilgiler çerçevesinde gereğini yapmayan esas görevini ihmal eden İstanbul İstihbarat Şube Müdürü ve İl Emniyet Müdürü dışarıdayken ben 8 aydır tutukluyum” dedi.
‘Dinç ve Güler yok’
eski Emniyet Müdürü Ercan Demir ise ifadesinde cinayet döneminde büro amiri olduğunu söyleyerek, “Benim üzerimde Müdür Yardımcısı ve Şube Müdürü vardı. Hasan Durmuşoğlu ve Engin Dinç vardı. Onar soruşturmanın hiçbir yerinde yoklar” şeklinde ifade verdi. Cinayet döneminde Ankara İstihbarat Daire Başkanlığı’nda komiser olduğunu söyleyen Yılmaz Angın da, Dink’e karşı eylem yapılacağı notunun kendisine geldiğinde hakkında gereğinin yapıldığının belli olması için not düştüğünü belirtti.
Yazıyı gönderdiğini ve notu amiri Tamer Bülent Demirel’e ilettiğini anlatan Angın, “Bu yazının gereğini yapmamız bizden beklenemez. Ancak bu yazının gereğini yapacak birime iletilip iletilmediğini denetlemek bizim görevimiz olabilir. Sadece 2 il söz konusudur ve bu iki il birbiri ile iletişim halinde bu olayı açıklığa kavuşturabilirlerdi” dedi.