Gündem Dink ihbarını ciddiye almamışlar!

Dink ihbarını ciddiye almamışlar!

20.06.2008 - 00:38 | Son Güncellenme:

Dink’e saldırı yapılacağını önceden bildiğini iddia eden Uzman Çavuş Hacı Ömer Ünalır, ‘Bu konuyu da pek ciddiye almadık aslında’ dedi

Dink ihbarını ciddiye almamışlar

Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de öldürülmesinde ihmalleri bulunduğu gerekçesiyle 6 aydan 2 yıla kadar hapisleri istenen tutuksuz sanıklar Jandarma Başçavuş Okan Şimşek ve Uzman Çavuş Veysel Şahin’in yargılanmasına dün Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. İki sanık ile olayla ilgili bilgi verdikleri halde gereğini yapmamakla suçladıkları dönemin Trabzon Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Öz tanık olarak çağrıldığı duruşmaya gelmedi. Öz’ün, talimatla görev yaptığı yerde ifadesinin alınmasına karar verildi.

İlk istihbarat: Krant
Jandarma Başçavuş Hüseyin Yılmaz ve Jandarma Uzman Çavuş Hacı Ömer Ünalır tanık olarak ifade verdi. Yılmaz, özetle şu ifadeyi verdi:
“Trabzon Jandarma İl Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde terör olayları ve aşırı sağ faaliyetler bölümünde çalıştım. 2006’nın ağustos ayında Okan Başçavuş bana, McDonald’s’ı bombalayan Yasin Hayal’in Ermeni asıllı gazeteci ‘Krant’ Dink’e saldırıda bulunacağı şeklinde bir duyum aldıklarını, bu konuyu toplantıda açmak istediğini söyledi. Toplantıda İstihbarat Şube Müdürümüz Yüzbaşı Metin Yıldız ile göz göze geldiğimizde, konuyu açtı ve bilgileri Albay Ali Öz’e aktardı. 

Olaya kadar bir şey sorulmadı
Öz de, ‘Bunu daha sonra özel olarak konuşuruz’ dedi. İki gün sonra Okan Başçavuş, ‘Metin Yüzbaşı konuyu sana devretmemi söyledi’ dedi. Beraber odasına gittik. Metin Yüzbaşı, ‘Yasin Hayal, 3- 4 arkadaşıyla birlikte İstanbul’da Dink isimli şahısa saldırıda bulunacakmış. Hatta silah temin etmeye çalışıyormuş’ dedi. İnternette Google’dan aradığımızda gazetecinin Krant değil Hrant olduğunu öğrendik. Sonra yıllık izne ayrıldım. İzindeyken Ünalır’ı aradım, bize verilen notlarla ilgili emir gelip gelmediğini sorduğumda, ‘Emir gelmedi. Konuyu Okan Başçavuş’a sordum. O da Metin Yüzbaşı ile konuştuğunu, daha sonra emir vereceğini belirttiğini söyledi’ dedi.
Bundan sonra kimse bize bir şey demedi. 19 Ocak 2007’ye kadar kimse bir şey sormadı, emir de vermedi. 19 Ocak’ta görevdeydik. Okan Başçavuş aradı, televizyonu açıp haberleri izlememi söyledi. Dink’in öldürüldüğünü gördük. Okan Başçavuş’u aradım, ‘Ne olacak?’ diye sordum. ‘Bilmiyorum’ dedi. 20 Ocak 2007’de 156 hattına ihbar geldi. Telefondaki, suikastı yapan kişinin ismini vermiş, babasının da Pelitli Belediyesi’nde çalıştığını söylemiş.”
Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlemesi için duruşmayı 26 Eylül’e erteledi. Dink ailesinin avukatı Engin Cinmen, “Tanıklar suikastın çok daha önceden bilindiği konusunda beyanda bulundu. Bunlar hepimizin emniyetinden sorumlu insanlar. İlginç bir şekilde, Trabzon jandarmasının Hrant Dink olayını siyasi bir cinayet değil, asayişe dayalı bir suç olarak gördüğü anlaşıldı. Bu bana göre ilginç” diye konuştu.

Haberin Devamı

Dink ihbarını ciddiye almamışlar

‘6 ay önceden biliyorduk’
Ünalır, ifadesinde Yılmaz’ın söylediklerini doğrulayarak şöyle devam etti:
“Okan Başçavuş bize konuyu devrettiğini söyledi. Ama bize kısım amirlerimizden bir emir gelmedi. Biz bu konuyu da pek ciddiye almadık aslında. Trabzon’da böyle şeyler hep söylenirdi. Gerçekten olabileceğini düşünmedik. Olay gününe kadar bu konu kapandı. Olay meydana gelince televizyondan öğrendik. Bir gün sonra Hüseyin Başçavuş ile Emniyet’e gittik. Orada Emniyet’in de bu konuyu önceden bildiğini öğrendim. Biz 6 ay önceden biliyorduk, ama Emniyet de 1 yıl önceden biliyormuş. Bundan sonra da yapılan işlemlerin hiçbirine katılmadım.”

‘Asayiş olayıdır’
İki tanığa mahkeme tarafından, “Dink’in öldürülmesi terör olayı mıdır asayiş olayı mıdır?” diye soruldu. Yılmaz, “Bizim çalışma sistemimize terör olayı olması için karşımızda terör faaliyeti ve terör örgütü olması gerekir. Dink’in öldürülmesi olayı da terör olayı değil asayiş olayıdır” dedi. Ünalır da Yılmaz’ı doğruladı.