Diyarbakır’da ‘bombalı araç’ kurbanları gözyaşlarıyla anıldı

DİYARBAKIR’da, üç yıl önce bir dershanenin önüne yerleştirilen bomba yüklü aracın PKK’lı teröristler tarafından patlatılması sonucu yaşamını yitiren 6’sı öğrenci 7 kişi iki ayrı törene anıldı. İki ayrı anma törenine katılanlar gözyaşlarına boğulurken, Vali Mustafa Toprak, “Hiç bir annenin ve babanın gözyaşı akmasın istiyoruz. Ama bu sözde olmuyor. Bizim ve herkesin katkı sağlaması gerekiyor ki, o yanlış yolda olanlarda, sevgisizliklerini, hoşgörüsüzlüklerini o içlerindeki vahşi duyguları bir tarafa bıraksınlar ve toplumun içine gelsinler” dedi.

Diyarbakır’ın merkez Yenişehir İlçesi’nde 3 Ocak 2008 günü kentin en kalabalık yerlerinden biri olan Selahattin Yazıcıoğlu Caddesi’nde bir dershanenin önüne park edilen bomba yüklü araç, askeri servis otobüsünün geçişi sırasında terörist Erdal Polat tarafından uzaktan kumandayla patlatıldı. Patlamada dershane öğrencileri Rıdvan Süer, Ferhat Mutlu, Eren Şahin, Engin Taşkın, Salih Ekinci, Melek İpek ve Diyarbakır adliyesinde çalışan Cengiz Kaya, yaşamını yitirirken, 30’u asker 67 kişi yaralandı.

İLK TÖREN OLAY YERİNDE

Patlamada yaşamını yitirenler, saldırının 3’üncü yıldönümünde olay yerinde anıldı. Anmaya ölenlerin yakınları ile Diyarbakır Emniyet Müdürü Mustafa Sağlam, Milli Eğitim Müdürlüğü çalışanları, dershane öğretmenleri ve öğrenciler katıldı. Törene katılanlar bir dakikalık saygı duruşunun ardından, patlamanın maydana geldiği yere karanfiller bıraktı.

PKK bombasının kurbanları için ikinci tören Kültür Sarayı’nda düzenlendi. Buradaki törene Vali Mustafa Toprak, İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Erdem, Emniyet Müdürü Mustafa Sağlam, Vali yardımcıları ölenlerin yakınları ile öğrenciler katıldı.

ACIMIZ HER GÜN KANIYOR

Gözyaşlarının sel olduğu anma töreninde patlamada ölenler arasında bulunan Özel Rekabet Kurumu Anadolu Lisesi öğrencisi Eren Şahin’in annesi Oya Eronat, yaşadığı duyguları hüzünle anlatarak, terör ağalarına hakkını helal etmeyeceğini söyledi. Eronat, şöyle konuştu:

“Bizim acımız her gün kanamaya devam ediyor. Bir patates kızartmasının kokusu bizim burun kemiğimizi sızlatıyor. Hamburger dükkanlarının önünden geçemiyoruz. Benim oğlum çok temiz bir çocuktu, şehit olduğu zaman cebinden fizik, matematik formüllerinin yazılı olduğu kağıtlar çıktı. Bir de MP3 çaları. Cebinde bir silah yoktu, bomba da yoktu. Ama caniler benim oğlumu bir hiç uğruna acımasızca katlettiler ve diğer çocukları da. En kutsal hak yaşama hakkıdır. Ama bu hakkı bizim çocuklarımıza tanımadılar. Ben de bir anne olarak terör ağalarına, yandaşlarına hakkımı asla helal etmeyeceğim.”

‘BUNDAN SONRA HİÇ BİR GENCİN ÖLMESİNİ İSTEMİYORUM’

Gençlerden bir ricası olduğunu söyleyen anne Eronat, şöyle dedi:

“Bu salonda çok genç var hepsinden bir ricam var. Lütfen sürü psikolojisinden kurtulun. Soruşturun, sorgulayın, korkmadan eleştirin bizim gençliğimizde münazaralar yapılırdı. Karşıt görüşler dinlenirdi. Siz de görüşleri dinleyin, araştırın, eleştirin istiyorum. Bu şehirde neler yaşanmış bunları eleştirin. Evliya Çelebi 300 yıl önce bu şehre gelmiş nelerle karşılaşmış, neler görmüş bunu araştırın. Bir düşünür bir sözü var. Bilgiyi başkalarından alarak bilgin olsak bile ancak kendi aklımızla akıllı oluruz. Lütfen akıllı olun. Her çığlık atanın peşinden haklıdır diye koşmayın. Bu şehir nasıl alınmış tarihini bir inceleyin. Halid-Bin Velid sahabelerle bu şehri bin 400 yıl önce sahabelerle aldı. Diyarbakırımız Peygamberler, evliyalar şehridir. Diyarbakırımızı bu güzellikleri ile tanıtalım. Terörün kalesidir imajını silelim. Terörle anılmasına izin vermeyelim. Bundan sonra hiçbir gencin ve çocuğun ölmemesini diliyorum.”

Saldırıdan yaralı olarak kurtulan Rekabet Kurumu Anadolu Fen Lisesi öğrencisi Vedat Bora, patlama anında yaşadıklarını anlattı. Birçok ameliyat geçirdiğini ve vücudunda çeşitli kayıplar meydana geldiğini anlatan Bora, yaşama sevincini kaybetmediğini, barış ve sevgiyle herşeyin çözülebileceğini söyledi.

VALİ: BU SONUÇSUZ YOLDAN GERİ DÖNÜN

Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, yaşanan olayın oldukça acı olduğunu ve yürek yaraladığını söyledi. Gelecekle ilgili planlar yapan öğrencilerin yaşam haklarının elinden alındığını belirten Toprak, şöyle dedi:

“Şu bir gerçek ki terör, terör örgütleri ve terör örgütlerine yardımcı olanlar, maddi manevi destek sağlayanların hayat ağlarını da başkalarının yaşamına son vermekten geçiyor. Ama sonuç bulamazlar, ileriye gidemezler. Asla asla çünkü bizim milletimizin tüm unsurları, tüm vatandaşlarımızın hamuru dün, önceki gün, ondan önceki gün yoğrulmadı. Binlerce, on binlerce yıl öncesinden gelen milletimizin tüm evlatları. Birliğiyle hemhal oldular. Birbirlerine karıştılar. Birini birinden ayırmak mümkün değildir. Dolayısıyla belki çocuklarımızın, gençlerimizin elinden kalemlerini alarak, matematik, fen notlarını yok ederek bu olumsuz düşüncellerini asla ve asla gerçekleştiremezler. Tüm milletimiz birbiriyle geçmişten bugüne yoğrulmuş vaziyetteyiz. Bundan sonra kimsede ayırmayacaktır. Bundan çıkan temel sonuç asla ve asla evet bu olayı lanetliyoruz. Gözyaşımızı içimize akıtıyoruz. Ama hiçbir zaman ifadeleriniz, anlatımlarınızı, yaklaşımlarınızı farklı bir düzeye getirmiyoruz. Tüm bu olaylar karşısında dahi o sevgisizlere, o hoşgörüsüzlere bu katliamı yapanlara, onlara gönül verenlere destek çıkanlara biz yine içimizdeki engin derinliğinden gelen yüreğimizin sesini sevgisini ve hoşgörüsünü göndererek diyoruz ki. Bu gerçekleşmesi mümkün olmayan sonuçsuz yoldan bir an önce geri dönün. Ve bu sonuçsuz yola maddi ve manevi destek verenlerde bir an öce bu çocuklara yaşattığınız acı karşısında, annelerimizin, bacılarımızın, kardeşlerimizin, toplumumuzun, ülkemizin hissettiği bu acıyı artık yaşatmayınız. Çünkü sizin bu güne kadar sevgisiz ve hoşgörüsüz ortamda yetiştiğiniz ve bunu birilerinin kullanmasına izin verdiğiniz ölçüde asla asla biz size sevgisiz ve hoşgörüsüz olmayacağız. Daima sizin sevgiyle hoşgörüyle biran önce toplumun içine gelmenizi, ilim ve irfandan destek almanızı, topluma hizmet etmenizi istiyoruz. Hiç bir annenin ve babanın gözyaşı akmasın istiyoruz. Ama bu sözde olmuyor. Bizim ve herkesin katkı sağlaması gerekiyor ki, o yanlış yolda olanlarda sevgisizliklerini hoşgörüsüzlüklerini o içlerindeki vahşi duyguları bir tarafa bıraksınlar ve toplumun içine gelsinler.”

Törende daha sonra Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin verdiği konser salondakileri gözyaşlarına boğdu. Şiirlerin okunmasının ardından saldırıda ölenlerin fotoğraflarının üzerine karanfiller bırakıldı.