Gündem Ekolojik siyaset

Ekolojik siyaset

29.08.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ekolojik siyaset

Ekolojik siyaset







Manisa’da yeni bir parti adı ALACA KARANLIK PARTİ... AKP’nin henüz tam saydamlaşmadığı, AKP’nin bir olası iktidarının tam net görünemediğinin mesajını veren bir siyaset mizahı.
Bir bakıma AKP’ye karşı CHP’de buluşmanın izahını yapıyor.
Deyimin sahibi Manisa Birlik Başkanı Mustafa Pala...

Derviş yedinci ok
Pala CHP’ye de takılıyor.
"CHP’ye Derviş yedinci ok oldu" diyor.
Eğer bu yedinci ok liberal ise gene bir alacakaranlık mı?
Çünkü IMF politikalarını Derviş’in uyguladığı görüşü yaygın. Özellikle Manisa’da kapanan, vardiya sayısını indiren, kıdemli işçiyi çıkartıp asgari ücretle yeni işçiler alan sanayide sosyal çöküntünün faturası - çalışanların bir bölümü tarafından - Derviş’e kesilmiş.
Manisa tarım yöresi. Üzüm, tütün ve pamuk coğrafyası.
IMF politikaları, desteğin çekilişi, doğrudan yardım desteğinin ise üretim politikası için değil, sosyal yardım gibi kullanışı nedeniyle tarımın beli kırılmış.
Memurun hali zaten acıklı. Böyle bir manzarada esnafın yüzü güler mi?
Kimilerince Derviş bütün bunların sorumlusu.
Gene de izlenimim o ki Derviş’in CHP’ye getireceği, götüreceğinden daha fazla. Manisa’da CHP Derviş nedeniyle oylarını tırmandırmış.
Bu tırmanış AKP karşısında CHP’yi alternatif haline getirmiş.

Üç büyükler
Peki bugünden 3 Kasım sonuçları nasıl görünüyor?
AKP, CHP ve DYP başa baş...
Üçünün de ikişer milletvekili kesin. Aralarından ikisi üçer çıkartır. Bir milletvekilini MHP alabilir.
ANAP da - Türkiye genelinde yüzde 10’u aşarsa - bir milletvekilliği alabilir.
Manisa’da genç nüfus çoğunlukta. Daha aydın ve üniversiteli kesim CHP’ye oy verecek... Sağdaki gençlik ise MHP’nin çekirdek oyları dışında AKP’ye yönelmiş.

Mini referandum
Milliyet TIR’ın önünde 30 - 40 kişilik bir grubun ortasındayız.
Siyasetin çoban salatası burada.
Bütün lezzetler bir arada.
Her şeyi konuşuyor.
Bir forum... Zaman zaman öyle karşıt görüşler çarpışıyor ki referandum yapıyoruz.
"Oybirliğiyle" denebilecek hiç firesiz sonuç bir konudaydı: Herkes "liderler değişsin, lider sultası bitsin, seçmen gerçek anlamda seçim yapabilsin" görüşündeydi.
Bu arada Mustafa Pala’nın dokundurmaları ile mizah parantezleri açılıyordu.
Örneğin...
"Başbakanlığa asansörle çıkarsın, seçim otobüsüne de asansörle çıkarsın... Ama seçim sandığından asansörle çıkılmaz!.."
......
"Zaten kafamız karışmıştı. Ecevit şimdi de ‘ulusal sol’ dedi. Büsbütün karıştırdı."

Ağız tadı
Manisa Ticaret Borsası Başkanı Arif Koşar ve arkadaşlarıyla Tarihi Borsa Kahvesi’nde futbol / siyaset konuşuyoruz. 200 yıllık bina restore edilerek keyifli bir mekân yaratılmış.
Manisalının ekonomik krizle bozulan ağız tadı, futbolla ve ekolojik tarımla geri geliyor.
Önce futbol...
Manisaspor tırmanışta...
Üçüncü Lig şampiyonluğu... İkinci Lig şampiyonluğu... Aralarında Antalyaspor ve Rizespor’un bulunduğu "A" Grubu... Hedef gelecek yıl Süper Lig’de oynamak.
Ve diğer ağız tadı...
Manisa ekolojik tarımla hemen hemen tamamı ihracata dönük büyük bir atılım yapmış. Kimyasal hiçbir katkı olmaksızın doğal lezzetler.
Televizyonda önce Ecevit’in ulusal sol çağrısını, sonra Mesut Yılmaz’ın ANAP’ın yüzde 5 oyu ile ilgili açıklamasını izliyoruz.
Arif Koşar’ın genel sekreter vekili ve yıllar boyu ANAP için çalışmış olan Neslihan Taşdelen’in gözlerinden yanaklarına Yılmaz’ın "yüzde 5 oy" söylemini dinlerken yaşlar süzülüyor.
İşte bu da "ekolojik siyaset..." Özlenen, karşılıksız temiz siyaset.

Manisa Kooperatif Birlikleri Başkanı, "Tepki oyları bu kez de Alaca Karanlık Partisi’ni birinci parti yapabilir" diyor


Ekonomik sıkıntılarla siyasetteki çözümsüzlüğün getirdiği yılgınlık birleşince insanımızın yaratıcılığı artıyor galiba, bizim aklımıza gelmeyen benzetmelerle, farklı ifade biçimleriyle karşılaşıyoruz insanlarla konuştukça. "Alacakaranlık Partisi" de Manisa’da karşılaştığımız bir benzetme. Benzetmeyi yapan Manisa Kooperatif Birlikleri Başkanı Mustafa Pala, "Burada tepki oyları bu kez de Alaca Karanlık Partisi’ni birinci parti yapabilir, ikinci sırayı ise köklü bir tabanı bulunan ve muhalefette olmanın avantajını kullanacak olan DYP alabilir" diyor.
Geçen seçimde ikinci parti olan MHP’nin bir miktar oy kaybedebileceğini belirten Mustafa Bey, "Altı okuna şimdi bir de IMF okunu ekleyen yedi oklu CHP’nin" kafa karıştırdığını, Ecevit’in dün yaptığı "ulusal sol" çağrısının da soldaki kafa karışıklığını daha da artırdığını söylüyor ve bu koşullarda CHP’nin ancak üçüncü parti olabileceğini ileri sürüyor.

AKP şanslı görünüyor
Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Bülent Koşmaz’ın değerlendirmesi de Mustafa Pala’nınkiyle örtüşüyor. O da kırsal kesimde etkili olmaya başlayan AKP’nin birinci parti haline gelmesinin güçlü bir olasılık olduğunu, kırsal kesimdeki tepki oylarının da etkisiyle DYP’nin ikinci sırayı alabileceğini söylüyor. CHP’ye ancak onlardan sonra şans tanıyan Koşmaz, DSP’nin hiç şansının bulunmadığını, MHP’nin AKP’ye oy kaybedeceğini, HADEP’in de gene bir miktar oy alabileceğini belirtiyor.
Manisa’da 1999 seçimlerinin sonucunu tepki oyları belirlemiş, 704 bin geçerli oyun 178 binini alan DSP birinci olurken, MHP 147 bin oyla ikinci, DYP 134 bin oyla üçüncü, ANAP 75 bin oyla dördüncü olmuş, CHP ise 52 bin oy alabilmiş. Yani halen iktidardaki partiler oyların % 57’sini almış. Çevremizi alan vatandaşların ortak kanısı ise iktidardaki partilerin bu kez "hava alacağı" yönünde. İzmir’de olduğu gibi Manisa’da da oyların büyük çapta yeniden dağılımı söz konusu.

Çiftçi Derviş’e oy vermez
Memur olduğu için adını açıklamak istemeyen üniversite görevlisi maaşının 365 milyon lira, ev kirasının 145 milyon lira olduğunu belirterek, "Şimdi bizi bu duruma düşürenlere mi oy vereceğim?" diyor. Tarım kesiminde de şimdiki iktidara, IMF politikalarına ve özellikle de bu anlayışın uygulayıcısı görülen Kemal Derviş’e tepki var, "Çiftçi Derviş’e oy vermez" diyenler çoğunluktaydı konuştuklarımız arasında.
Yerel seçimlerde CHP’den belediye başkanı adayı olup seçimi kaybeden avukat İhsan Şahin ise "Tayyip Erdoğan nerden buldu o kadar parayı, bu ekonomik sıkıntıları Derviş mi yarattı?" diye soruyor ve DSP’den gelecek oylarla CHP’nin iyi sonuç alacağına inanıyor.

Aday seçimi belirler
CHP’nin Manisa’daki durumunu aday seçiminin belirleyebileceği de söyleniyor. Deniz Baykal’ın kendine yakın kişileri liste başı yapması halinde CHP’nin şansının azalacağını ileri sürenler de var. Aslında aday sıralamasının her partide sonucu etkileyebilecek oy kaymalarına yol açabileceği görülüyor. Bülent Arınç’ın burada aday olması da AKP’nin şansını artıracak gibi.
Manisa’da seçimin kaderini bu kez de tepki oyları belirleyecek gibi görünüyor ama kafası hâlâ karışık olanlar da hayli yüksek sayıda. "Ecevit ruhu"nun bir son dakika sürprizi yapabileceğini söyleyenler bile var.



Şehrin, bu şehrin sokaklarında yorgun ayaklarını sürüye sürüye fakirhanesine yedi kilo çiçekyağı taşıyan emekli teyzenin - "zeytinyağı yiyen kadın şimdi bunu yiyor parasızlıktan" diye yakınıyor - ya da "sinema dışında nereye gideceğiz ki vakit geçirmek için?" diye bana soran tıp öğrencisinin suçu değil. Bu şehirdeki kimsenin suçu değil. Bu şehre dışarıdan gelmiş birilerinin suçu; biliyorum ama yine de Manisa’ya yaklaşırken şehrin bendeki imgesi karanlık, kasvetli.
Seçimler öncesinde ANAP’tan CHP’ye geçen İbrahim Erken, "Manisalı gençler davası şehrin gündeminde değil" diye kestirip atmak istiyor. Ama ÖDP yöneticisi Semih Balaban "İşkence davasının zamanaşımına uğramadan sonuçlandırılmasının biraz da bu kentin sorumluluğu olduğunu kabul etmeliyiz" diye giriyor konuya.

ÖDP’ye yarayacak
Balaban’a göre Derviş’in CHP’ye katılışı ÖDP’nin işine yarayacak. Balaban, "KESK üyesi memurlar ve sanayi ve tarım işçileri ‘IMF’nin tahsilatçısı’ Derviş’li bir CHP’ye destek vermeyecekler" diyor. Balaban’ın 16 yaşındaki öğrencisinin boynunda Che kolyesi asılı.
Manisa’da Milliyet TIR’ının ziyaretçileri ağırlıklı olarak CHP’li. Zaten Ege’de CHP’nin iyice güçlendiği ortada. Ancak öğretmen Özgür Bozkurt kırsal kesimde oyların DYP’den AKP’ye kaydığını ve AKP’nin artık merkez sağ oylar için bir alternatif durumunda olduğunu söylüyor.
TIR’ın etrafına bakınıyorum. Herkes erkek. "Manisa erkek toplumudur. Kadınların dünyası ayrı" diyor CHP Merkez İlçe Başkanı Sefa Önatlı. "Nerede o dünya?" diye soruyorum. Cevap: "Manisa tarım şehridir. Kadınlar tarlalarda, üzüm bağlarında."

Organik tarım
Manisa’da yetişen üzümün yüzde 90’ı ihraç ediliyormuş. Organik tarım yani hormonsuz üretim ise sadece ihraç piyasası için yapılıyormuş. "Türkiye piyasasına sürülen üzümde kullanılan asit ise zararlı değil" iddiasında bulunuyor toprak sahibi Kazım Özhan. O da CHP’li.
CHP’liler durup durup Ali Ağar isimli bir adaylarını gündeme getiriyorlar. Haliyle merak ediyorum beyefendiyi. "Ya, bir gelsin" diyorum. Ama her nedense Ağar bir türlü arz - ı endam etmiyor. Ofisinde çalışıyormuş. Toprakları çok genişmiş. "Erdoğan Yetenç’i değil, Ali Ağar’ı istiyoruz" diyorlar. Meselelerine nüfuz edemiyorum. Bu derinliğe inemiyorum. Merkez ilçe CHP’lilerinin Ali Bey tutkuları beni aşıyor.
Vakit doldu. Gitmeliyiz. O ana kadar masama gelmemiş, misafirim olmamış Manisa iktidarına mensup bir bey dirseğime dokunup "Yemekte konuşalım" diyor. Karnım aç değil. Adamı da tanımıyorum. İzmir’e dönelim. Ama şunu da belirtelim: Manisa karanlık değilmiş. Sokaklarında gençler dolaşabiliyormuş.



Bizim takımın son durağı 1996’da duvarlara yazı yazdıkları gerekçesiyle gözaltına alınan ve işkence yapılan liseli gençlerle medyada ön plana çıkan Manisa... Vali Konağı önündeki MİLLİYET TIR’ında yerimizi aldık, çevremizi yine vatandaşlar sardı. Osmanlı döneminde, "şehzadeler" şehri olarak bilinen Manisalı vatandaşlar ‘işkence‘ ile gündeme gelmekten adeta nefret etmişler.
Dava sonuçlanmış, mahkeme işkencecileri suçlu bulmuş, ne var ki suçlular adalete teslim olmamış. CHP Merkez İl Başkanı Sefa Önatlı, "Böyle bir imajla gündeme gelmek istemiyoruz" derken, bir başka vatandaş, "İşkenceyi yapanlar utansın. Devletin memuru devletin mahkemesine teslim edilmiyorsa suçlusu bizler miyiz?" diyerek ülkemizdeki bir gerçeğe de parmak basıyor.

Merkezde CHP var
200 bin nüfuslu Manisa’da merkez CHP - DYP ağırlıklı, kırsal kesimde AKP ve MHP’nin adı ön planda. İbrahim Erkan sıkı bir ANAP’lı... Ne var ki, seçimlerde CHP’ye oy vereceğini söylüyor, şaşırdık, nedenini sorduk? Ali Ağar işadamı, doğma büyüme Manisalı ve halk tarafından müthiş seviliyor, sayılıyor, hele dürüstlüğüne toz kondurulmuyor. Erkan, "ANAP’lıyım, ama Ağar CHP’den birinci sırada listeye konursa, oyum CHP’ye. Artık Manisa’da doğmuş, dürüstlüğüne inandığımız isimlere ihtiyacımız var" diyor.
En büyük sorunun ekonomik kriz olduğunu anlatan çok sayıda vatandaş Derviş’e de "kurtarıcı" gözüyle bakıyor. Tıp’ta okuyan Abdurrahman Arslan ve Ali Kemal Gürbüz, oylarını CHP’ye verme nedenini de şöyle anlatıyor: "Türkiye’nin en büyük sorunu ekonomiktir. Bu ekonomik krizi çözecek ismin de Derviş olacağına inanıyoruz."
Bu iki saat içinde bizi üzen iki tablo yaşadım. Bir yaşlı teyze elindeki paketi gösteriyor, "Emekliyim, zeytinyağına hasret kaldım. Beş kiloluk çiçekyağını 7 milyona aldım" dediği sırada, koltuğa yaşlı bir vatandaş ilişti. Eşini ve çocuğunu kaybetmiş, 77’sine merdiven dayamış: "3 ayda 60 milyon lira devletten yardım alıyorum. O da bakkala gidiyor. Borç bitmeden defter açmıyor ki.."
Ülke politikasına soyunanlara buradan seslenmek bir vatandaş olarak benim de hakkım... Biraz kırsal kesimlere uzanın, Türkiye’nin gerçek fotoğrafını orada görebilirsiniz. Benim güzel ülkemin, güzel insanları, emeklileri, fakirleri asla bunu hak etmiyorlar.