Gündem EN İYİSİ benim annem

EN İYİSİ benim annem

13.05.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Milliyet ve GOLDAŞ'ın düzenlediği kompozisyon yarışması sonuçlandı

EN İYİSİ benim annem

EN İYİSİ benim annem

Milliyet ve GOLDAŞ'ın düzenlediği kompozisyon yarışması sonuçlandı

SEMRA KARDEŞOĞLU İstanbul

Milliyet Gazetesi ve mücevher firması Goldaş'ın ortaklaşa düzenlediği "Benim Annem Yılın Annesi" kompozisyon yarışması sonuçlandı. Yurtiçi ve dışından binlerce kompozisyonun gönderildiği yarışmada birinciliği İstanbul'dan Ebru Gürsoy, ikinciliği Diyarbakır'dan Leyla Ava, üçüncülüğü ise Ankara'dan Nurcan Öztürk kazandı.
Annelerine olan duygularını ve bağlılıklarını kaleme alan çocuklar, kendi annelerini yılın annesi yapmak için mücadele etti.

Annem, hâlâ ben üşürüm diye korkar
Birinciliği kazanan 30 yaşındaki Ebru Gürsoy, hâlâ 'üşür' diye korkan annesine farklı ve güzel bir armağan vermek için yarışmaya katılmış.
Koç Üniversitesi'nde çalışan Gürsoy, Milliyet Gazetesi'ndeki duyuruyu görünce annesi hakkında yazmaya karar vermiş. "Annem bankada çalışıyordu. Üç yaşına kadar beni anneannem büyütmüş. Sonra annem bana kıyamadığı için işini bıraktı. Benim de bir çocuğum olsa aynı şeyi yaparım" diyor.

Her anım onunla
Gürsoy, "Her anımı annemle geçirdim. Bana hep arkadaş oldu, benim annem çok özel. Ayaklarının üzerine basan sağlam bir kişilik edinmemi sağladı. Babamın kalp krizi geçirdiği gün annemin olduğuna o kadar şükrettim ki" diye konuşuyor.
Ebru Gürsoy, evlenmeyi düşünmüyor. Ancak çocuk sahibi olmak için evlat edinmek istiyor. ABD'ye gidiş dönüş bilet hakkını da ikinci bir balayı geçirmeleri için babasına vermeyi planlıyor.

Ebru Gürsoy (Birinci)
Mücadeleyi hayatı öğretti
"Ben özürlü değilim kardeşim de değil, dolayısı ile annem bizi hiç sırtında taşımadı. Benim babam ayyaş ya da kumarbaz değildir, bizi durup dururken dövmediği için annem hiç ona engel olmak için bizim yüzümüzden dayak yemedi. Gecekondularda fakirlik yaşamadık babam öğretmendi ve pek tabii ki annem cahil bir babadan kızlarını korumakla hiç uğraşmadı.
Ama herkesin annesi kendine göre en iyi en fedakarken ya da bütün bu saydıklarımı yapanlar varken benim annem dünyanın en mükemmel, en akıllı, en sevgi dolu annesi. Çünkü bize hayatı öğretti, mücadele etmeyi, iki ayağımızın üzerinde durmayı. Bizi en acımasız şekilde, hatta onun sevgisinden kuşku duymamıza neden olacak kadar korkunç şekilde eleştirdi ve herkesten çok kendimize güvenmeyi öğretti. Bir şey sorduğumuzda kendi deneyimlerini anlattı. Ama kararı bize bıraktı. Her tökezlediğimizde, bizi yakalayabilmek için arkamızda durdu. Gözyaşı daha yanağımıza düşmeden ve biz nasıl olduğunu anlayamadan saniyesinde yanımızdaydı. En kötü şekilde hastalandığı zamanlarda bile bizi düşündü ama kendine bir şey olursa ne yapacağımızı öğreterek......"

Leyla Ava (İkinci)
58 mermiyle öldürülen kadın benim annem
"Biz Diyarbakır'da yaşayan mütevazı bir aileydik. Beş kardeşim yuvadan evlenip uçmuştu. Ben 20 yaşımdaydım. Kimseye yakıştırmıyordu beni. Annem iğne oyası işlerdi. Biriktirdiği tüm parasını çeyizime harcıyordu.
Bir akşam babam telaş içinde eve geldi. 'Hayırdır' diye sorduk, 'Ben bugün bir can kurtardım' dedi. Bağ yollarında yaralı bir genç yerde yatıyordu. Kendinde değildi çok kan kaybetmişti. Hemen binbaşıya haber verdim. Onlar da ambulansla kaldırdılar. Annem 'Aman bey başımız belaya girmesin' demişti.
Bir hafta sonra bir gece büyük bir patlamayla uyandık. Kasaba dışındaki evimizin kapısı bombalanmıştı. Kurşun yağıyordu. Babam da karşılık verdi av tüfeği ile. Annem bacağından yaralanmıştı. İçeriye bir bomba düştü. Canım anneme son kez gözüm takılmıştı. Vücuduna 58 mermi giren annem işte böyle bir anneydi."

Nurcan Öztürk (Üçüncü)
İnadına bizi büyüten yürekli anneme yüreğimi veriyorum
"Annem aile büyüklerinin 'hep kız çocuk doğuruyor' diye gözüne girememiş bir kadın. 'Meme verme kızlar çok oldu. Bu son doğan ölsün' deniliyor, o emziriyor ve bizleri inadına büyütüyor. Annemin erkek çocuk özlemi devam etmekte. Sonunda başarmıştı. Bu arayış içinde 7 çocuklu bir aile olmuştuk. Yaz aylarında gelen satıcıdan meyveler alınırdı. Her meyve alınışında evde bir feryat figan. Meyve bir iki kilo alınırdı. Annem vişneyi sayarak taksim ederdi. Biz büyüyene kadar annem o meyvelerden kendisine hiç pay almadı. Tavuklarımız günde 3 - 4 tane yumurtlardı. Hepimiz isterdik. 7 çocuk 4 yumurta. Yiyemeyen 3 çocuk bunalımda. Her zaman yumurtanın en irisini oğlana verirdi. Bu durumu doğal kabul ederdik. Hepimiz büyük zorluklarla büyüdük. Bizi hesapsız, karşılıksız, koşulsuz seven, gözleri özlem kokan kocaman yürekli anneme yüreğimi veriyorum."

Kazananlar ve ödülleri
Yarışmanın birincisi annesiyle birlikte ABD'ye, ikincisi Paris'e, üçüncüsü de Kıbrıs'a gidiş - dönüş uçak bileti kazandı. Ayrıca ilk üçe girenler Goldaş takı seti, ilk 10'a girenler de Goldaş Disney Collection'dan altın takı almaya hak kazandı.

İlk 10'a girenler
1. Ebru Gürsoy - İstanbul
2. Leyla Ava - Diyarbakır
3. Nurcan Öztürk - Ankara
4. Özcan Akın - Bursa
5. Arzu Dural - Ankara
6. Öznur Ürel - İstanbul
7. Eda Köksal - İstanbul
8. Gülgün İşlegen - İzmir
9. Özgür Çatana - Düzce
10.Alican Evren - Bursa

Jüri seçimde zorlandı
İlyada İletişim Müdürü Tayfun Uçar, Milliyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Murat Köksal, tiyatro sanatçısı Oya Başar, Goldaş Genel Müdürü Sedat Yalınkaya, yazar İnci Aral, Goldaş Yönetim Kurulu Üyesi Durali Yılmaz ve Milliyet Halkla İlişkiler Müdürü Şadan Yolaşan’dan oluşan jüri heyeti kompozisyonları seçmekte zorlandı.

Oya Başar: Gözlerim doldu
Jüri Üyesi Oya Başar, "Anne demek ülkemizde acı çekmekle eşdeğer. Yazılanları okurken sık sık gözlerim doldu. Hayatı çok kolay geçen bir anne neredeyse yok. Hepsi annelerin ne kadar acı ve cefa çektiğinden söz ediyor. Bu çok üzücü bir durum" dedi.




GÜNCEL