Gündem Göz göre göre öldüler!

Göz göre göre öldüler!

13.03.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

11 işçinin hayatını kaybettiği şantiye yangını için gerekli her türlü koşul hazırdı. İş Güvenliği Tüzüğü’ne aykırı olarak konteyner yerine güvenliksiz sistemle ısıtılan çadırda yatırılıyorlardı

Göz göre göre öldüler

Anadolu’dan geldikleri İstanbul’da ekmek parası kazanmaya çalışan 11 inşaat işçisinin hayatına mal olan Esenyurt’taki şantiye yangını ihmal ve denetimsizlik iddialarını da beraberinde getirdi.
Yangından kurtulan işçiler branda çadırdaki ısıtma sisteminin güvenliksiz olduğuna dikkat çekerek facianın göz göre göre geldiğini belirtirken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de, çadırda karşılıklı çıkış kapılarının olması gerektiğini ancak yanan çadırlarda tek çıkış kapısı olduğunu söyledi. Makine Mühendisleri Odası’nın iş güvenliği eğitmeni Münür Aydın ise, şehirlerdeki bu tip şantiyelerde baraka çadırların kurulmasının İş Güvenliği Tüzüğü’ne aykırı olduğunu söyledi.

Eletrikli ısıtıcılar vardı
Esenyurt’ta 11 işçiye mezar olan şantiyedeki işçiler branda çadırlarda kalıyordu. Hemen yanlarındaki konteynerlerde ise aynı inşaatta başka bir taşeron firma için çalışan işçiler vardı. Konteynerlerde şartlar daha insaniydi. Çadırlar ise çamur ve su içindeydi. Konteynerler petekli ısıtıcılarla ısıtılırken branda çadırlarda iskelete asılı duran elektirikli ısıtıcılar vardı.
İddiaya göre; ısıtıcıların ortalıkta olan kabloları da sistemi kaldırmak için yetersizdi. İşçiler şikayet ettiler ancak geçici çözümlerle yetinildi. Denetim de olmayınca “geliyorum” diyen facia önceki gece yaşandı. Giriş çıkış için tek kapısı bulunan branda çadırdaki elavler her yanı sardı. Arka kısma doğru kaçan işçiler brandayı parçalamaya çalıştı ancak yine iddiaya göre soğuk gelmesin diye çadırın arka kısmı suntayla kaplanmıştı. Ekmek derdine düşüp zor koşullarda barınmak zorunda kalan 11 işçi son nefesini işte o arka kısımda verdi.

Koyteynerdekiler şanslı
Ölen işçilerin çalıştığı alışveriş merkezi (AVM) Ece Türkiye tarafından yaptırılıyordu. Marmara Park adını alacak AVM’nin inşaatı geçtiğimiz Mayıs ayında başladı. Yüzlerce işçinin çalıştığı dev şantiyede yaklaşık 200 kadar işçi inşaatın yaklaşık 500 metre uzağında bulunan boş bir alanda kalıyordu. Projeyi üstlenen Kayı İnşaat demir ve beton kalıp işlerini Kaldem şirketine devretmişti. İnşaatın elektrik işlerini ise Desat şirketi yürütüyordu.
Desat işçilerini konteynerlerde, Kaldem ise branda çadırlarda konaklatıyordu. Yangın da işte o çadırlarda kalan işçileri vurdu. Konteynerlerde kalan işçiler ise herhangi bir tehlike yaşamadı.


Ekmek parası için gelmişlerdi

Yangında ölenlerin, Bayram Ege Pehlivan (48), Çetin Coşkun (42), Seyfettin Topal (38), Abdurrahman Deniz (42), Sevdin Özen (28), İsa Topal (22), Ahmet Yağal (30), Barış Kıyak (30), Hakim Akçam (46) ve Fatih Acun (24) ve Ahmet Keskin olduğu belirlendi. Cenazeleri Adli Tıp Kurumu’na(ATK) kaldırılan işçilerin yakınları da kimlik tespiti için ATK’ya gelerek kan örneği verdi. 3 çocuğu olan Sivaslı Bayram Ege Pehlivan’ın izin için geçen hafta memleketine gittiği ve yangın günü tekrar işe başladığı öğrenildi. Ölen işçilerden 24 yaşındaki Fatih Acun’un ise bekar olduğu ve ailesine katkı sağlamak amacıyla Ordu’dan İstanbul’a 4 ay önce geldiği belirtildi. Acun’un yakınlarından Nuri Acun, “Bu şartlarda çadırlarda kalınmaz. Kış şartları sebebiyle firmanın önlem alması gerekirdi” diye konuştu.
Ordu’dan 20 gün önce çalışmak için İstanbul’a gelen 35 yaşındaki Seyfettin Topal da yangında hayatını kaybeden işçilerden biri oldu. Ağabey İdris Topal, “Kardeşim oğlunu askere gönderdi ve İstanbul’a ekmek parası kazanmak için geldi. Her zaman çadırda kaldıklarını söylüyordu. Dün geceden beridir burada bekliyoruz. Olay yerine gittim, kimseden bilgi alamadım. Firmanın yetkililerini arıyoruz, telefonlarına cevap vermiyorlar” dedi. Ölen işçilerden Sevdin Özen’in de Van’daki depremin ardından iş bulmak ve ailesini geçindirmek için İstanbul’a geldiği öğrenildi. Özen’in 5 çocuğunun bulunduğu belirtildi. Yangında ölen İsa Topal’ın ise 15 Mayıs’ta dünyaevine girmeye hazırlandığı öğrenildi. Ahmet Keskin’in yeğeni Rüstem Keskin de, daha önce aynı inşaatta çalıştığını ve bu çadırlarda kendisinin de kaldığını belirterek, ”Bu işte bir ihmal var. Çadırlardaki elektrik tesisatı sık sık arızalanıyordu. Her tarafta kablolar vardı” diye konuştu.



Bağıra bağıra yandılar

BİLAL TAVŞAN: Çadırların 3-4 tana elektrikli ısıtıcıyla ısıtılıyordu. Çadırın kapı kısmında başlamış yangın. Oradan çıkamayınca arka kısımdan brandayı parçalayıp çıkmaya çılışmışlar ama oraya da soğuk gelmesin diye sunta kaplanmıştı. Yangın çıkacağı belliydi. Elektrik sistemi sürekli arıza yapıyordu. Şofbenler günlerce çalışmıyordu. Kablolar yükü kaldırmıyordu ve ortalıkta üst üste duruyorlardı. Yetkililere söylüyorduk ancak sadece yapılacağını söylüyorlardı. Yangına müdahale etmeye çalıştık ancak çadırdaki 3 yangın tüpünden biri boştu.
VELİ KAVUN: Yangın çıktığında BİZ konteynırdaydık. Bağırtılara çıktık. İnsanlar içerde bağırıyordu. Bir şey yapamadık. Gözümüzün önünde canlı canlı yandılar. Her şey 5 dakika içinde oldu. Patlamalar oldu. Firmamız ayrı. Onlar kalıp ve demir işi yapıyordu. Bütün kışı çadırda geçirdiler. Elektrik kabloları çadırda döşeliydi. Hepsi bir arada, üst üste yığılmıştı. Arka taraftaydılar. Yangın ön tarafta başlamış, arkaya kaçmışlar. Arkada da çıkış olmadığı için çadırı da yırtamamışlar. Konteynır daha sıcak oluyor. Özel bir ısıtma var. Petek sistemli. Yangın ihtimali yok”.
CENGİZ KAYA: Tamamen ihmalkarlık. Burada 2,5’luk kablo kullandılar. Elektrikçi bunlar kaldırmıyor dedi. Ama değiştirmediler.



Nedeni elektrik kontağı mı?

Göz göre göre öldüler



Güvenlik kameralarına göre saat 20.59.’da önce çadırlardan kıvılcım çıkmaya başladı. 10 saniye sonra bir patlama oldu ve 45 saniye sonunda ise 3 çadır bir anda tamamen yanmaya başladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ilk bulgulara göre yangının elektrik kontağından kaynaklandığı açıklamasını yaparken, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, “İtfaiye raporu, emniyetin olay yeri incelemeleri devam ediyor. Dolayısıyla olay inceleme safhasında. Yangın nedenine ilişkin ulaştığımız net bir bulgu yok” dedi. Yangınla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında da 11 kişinin gözaltına alındığı belirtildi.



‘Sorumluluk Kaldem’in’


Yangınla ilgili olarak Kayı İnşaat şu açıklamayı yaptı: “ Kaldem Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile betonarme işlerinin yapımı için 2011 yılında bir sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşme uyarınca işçilere ait yatakhane ve benzeri mahallerin yapımı, yönetimi, sevk ve idaresinin sorumluluğu Kaldem Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi firmasına aittir. Olayın meydana geldiği mahal şantiye alanımız dışında olup, inşaat yaptığımız sahadan ayrı ve uzakta yer almaktadır. Söz konusu işçi barınakları tarafımızca yapılmamış ve işletilmemektedir.”


Avrupa’da ölüm 100 binde 13.3


Avrupa Birliği ülkeleri arasında 1996 yılı baz alınarak düzenlenen istatistiklere göre inşaat kazaları nedeniyle 1 yıl içinde hayatını kaybeden işçilerin sayısı 100 bin işçide 13.3 olarak açıklandı. Bu rakam Fransa’da 100 binde 12.1, Almanya’da 15.4, İrlanda’da 8, İtalya’da ise 14.4. İngiltere’de 2009 yılı baz alınarak hazırlanan istatistiklerde 100 bin işçide inşaat kazaları nedeniyle ölüm oranı 3.4 olarak belirtiliyor. ABD’de İşçi İstatistikleri Bürosu tarafından yapılan bir araştırmaya göre de inşaat kazaları nedeniyle 2010’da ölen işçi sayısı 100 bin kişide 3.5 olarak açıklandı.

DIŞ HABERLER SERVİSİ


‘Çalışma Bakanlığı kazaları seyrediyor’
Göz göre göre öldüler


Şantiyede çalışan işçilerinin yakınları olay yerine akın etti. Yakınının öldüğünü öğrenenler gözyaşlarına boğuldu.



TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, “Türkiye’de işçiler iş kazaları sonucu onar, onar hayatını kaybediyor, işçilerin sağlığının korunmasında en büyük yükümlülüğün üzerinde olduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ise sadece seyrediyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı SGK da sadece istatistik yayımlıyor.
Eğer SGK 2011 ve 2012 istatistiklerini açıklayabilirse, bu yıllarda ölüm sayısının çok daha arttığını göreceğiz. İş Sağlığı Güvenliği Yasa Tasarısı bir türlü TBMM’ye gelemedi. Son olarak 5 Mart tarihinde, yasa tasarısının TBMM’ye getirileceği söylendi, aradan bir hafta geçti, ne taslak var, ne yasa var ne de düzenleme” dedi.
Türk-İş’ten yapılan açıklamada da, “15 Kasım 2011’de yapılan Üçlü Danışma Kurulu toplantısında üzerinde anlaşma sağlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, metninde herhangi bir değişiklik yapılmadan Meclis’te bir an önce kabul edilmelidir” denildi.

‘İşçi katliamına dönüştü’
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, Ak Parti dönemindeki iş kazalarının işçi katliamlarına dönüştüğünü ifade ederken, Ak Parti’nin 10 yıllık iktidarında 10 bin 297 işçinin yaşamını yitirdiğini belirtti.
Toprak, “Bütün bu kitlesel ölümlere rağmen hiçbir önlem alınmadığı gibi işçilerin can güvenliği için yasal tedbirler alınmamakta ve bu konuda ciddi suiistimaller yaşanmaktadır. Yoksa bu kadar ölüm nasıl açıklanabilir. AKP döneminde bir inşaat fetişizmi yaşanıyor. Başta İstanbul olmak üzere büyük kentler rant merkezli inşaatlarla dolduruluyor. İnşaatların ruhsatlarından tutunda inşaatlarda çalışanların can güvenliği başta olmak üzere birçok temel koşul ihmal ediliyor” dedi. n ANKARA Milliyet


Yasa hâlâ bekliyor


1475 sayılı İş Kanunu’na dayanarak 1973 yılında çıkarılan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nde işçilerin çalıştıklarını yerlerde kalması kesin bir dille yasaklanıyor. Söz konusu tüzükte, “İşyerlerinde işçilerin, içinde çalıştıkları yerler ile depo ve ambar gibi yerlerin, aynı zamanda işçi konutu olarak kullanılması ve buralarda işçi yatırılması yasaktır” deniliyor. İş kazalarında önemli bir zaafiyeti de geçen yıl kasım ayında çalışanlar ve hükümet arasındaki toplantılarda üzerinde mutabakata varılan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun bir türlü çıkarılamaması oluşturuyor. Taslak metinde işverenlere, yangınla mücadele, kişilerin tahliyesi gibi acil durumlar için önceden planlama ve hazırlık zorunluluğu getiriliyor. İşçilerin, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili görüşmelere katılmaları mecbur tutuluyor. İş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisi bulundurulması; işyerlerinin, az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli olarak 3’e ayrılması da taslaktaki diğer önlemler arasında yer alıyor.




220 milyon euro’luk proje

Kayı İnşaat’ın ana müteahhitliğini üstlendiği Marmara Park projesinin temeli 1 Mart 2011’de atıldı. Proje Yönetimi alanında faaliyet gösteren ECE Türkiye ile Deutsche Bank’ın yatırım şirketi DWS ortaklığıyla gerçekleştirilen Marmara Park Alışveriş ve Eğlence Merkezi projesi Finansbank, İş GYO ve Kayı İnşaat iş birliği ile Beylikdüzü - Esenyurt bölgesinde hayata geçiriliyor.
Yaklaşık 100 bin metrekarelik brüt kiralanabilir alan ve ortalama 4 bin araçlık otoparkı ile Marmara Park AVM’de 250’den fazla mağaza, dev bir hipermarket, bir yapı market, elektronik mağazası, sinema, eğlence parkı ve hazır giyim mağazaları bulunacak. Tatilya’nın yerine yapılan ve 2012’nin sonbaharında açılışının gerçekleştirilmesi planlanan Marmara Park Alışveriş ve Eğlence Merkezi’nde ‘Lunaryum’, ‘Solaryum’ ve ‘Galaksi Köprüsü’ olarak adlandırılan çeşitli bölümleri de bulunacak. 220 milyon euro’luk yatırımla en büyük alışveriş merkezlerinden biri olan projede 4 bin kişilik bir istihdam yaratma hedefi de var. Marmarapark, Ece Türkiye’nin 8’inci AVM yatırımı olarak dikkat çekiyor.

Haberin Devamı

EKONOMİ SERVİSİ



Bakan: Eksiklikler var

Göz göre göre öldüler



Olay mahaline gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, çadırda karşılıklı çıkış kapılarının olması gerektiğini belirterek, “Olmadığını yanmayan çadırlardan gördük” açıklamasını yaptı. Çelik, “Çadır olması çok tartışıldı, eksiklikler nedir?” şeklindeki soru üzerine şöyle konuştu:
“Bu araştırmalar yapılıyor, olay çok sıcak. Bu anlamda çok bir şey söyleme durumunda değiliz ama böyle bir 40 işçimizin kaldığı bir çadırda, bir olay meydana geldiği zaman karşılıklı çıkış kapılarının olması gerekiyor. Biz şu anda bunun olmadığını yanmayan çadırlardan gördük. Ayrıca malzemeler çok yanmaya müsait, yanıcı malzemeler.
Konteynerlerin olduğu bölgede bir sıkıntı yok, böyle olsaydı büyük ihtimalle can kaybı olmadan tahliyesi mümkün olurdu. Bu ve benzeri ilk etapta görülen eksiklikler var. Arkadaşlarım, şu anda bu çalışmayı tamamladılar. Bu iş yeri ile ilgili ruhsatından denetimine kadar hangi noktada olduğunu kendilerinden rapor halinde alacağız ve gerekli açıklamaları daha detaylı bir şekilde yapacağız.” CHP İstanbul Milletvekili ve eski DİSK Başkanı Süleyman Çelebi ise olay yerinde yaptığı incelemenin ardından şöyle konuştu:

‘Şimdi ağıt yakıyorlar’
“Yıllarca işçi sağlığı veiş güvenliği tüzüğünün uygulanmadığını, hiçbir denetim yapılmadığını, olay olduktan sonra denetlemeye gelindiğini defalarca anlattık. Şimdi herkes ağıt yakıyor. Burada bir facia var. Tüm Türkiye’deki şantiyelerde insan onuruna yakışmayacak şekilde bir yaşama koşulu var.
Hiçbir güvenliğin alınmadığı, kazaya resmen davetiye çıkarıldığı bir uygulamayla karşı karşıyayız. 20 liraya doldurulacak yangın tüpü bile boş. Aynı ilkel ve çağdışı koşullarda üretim başka yerlerde de devam ediyor.”


Denetimlerini yangından sonra yaptılar

İşçilerin yapılmadığını söyledikleri denetim yangının ardından çok sayıda ekip tarafından gerçekleştirildi. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü ile Teftiş Kurulu başkanından oluşan bir heyetin yanısıra belediye ve polis ekipleri olay yerinden gün boyunca incelemelerde bulundu. Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi ve bazı sivil toplum kuruluşları da olay yerinde inceleme ve açıklamalar yaptı. Grupta bulunan Makine Mühendisleri Odası’nın iş güvenliği eğitmeni Münür Aydın, şehir içindeki bu tip yapılarda çalışan işçilerin branda çadırlarda kalmasının İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü’ne aykırı olduğunu söyledi.