Gündem Haklı çıktık ama çok bedeller ödedik

Haklı çıktık ama çok bedeller ödedik

15.04.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Poyrazköy davasında 6 yıl yargılanmasına neden olan imzalarının gerçek olmadığı ortaya çıkan emekli Binbaşı Levent Bektaş, “Adaletin gerçekleştiğini görmek güzel ama bu süreç içinde çok şeyler kaybettik” dedi.

Haklı çıktık ama çok bedeller ödedik

Kumpas soruşturması kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görevlendirilen bilirkişinin Poyrazköy davasının içinde yer alan Kafes Eylem Planı üzerindeki iki imzanın taşınarak aktarıldığı tespitini, imzanın sahibi olduğu öne sürülen emekli Binbaşı Levent Bektaş Milliyet’e değerlendirdi. Bektaş, imzanın “tıpkıbasım” olmasının bilirkişi raporuyla tasdiklendiğini belirterek, “6 yıl sonra adaletin gerçekleştiğini görmek sevindirici ama 6 yıl içinde çok şey kaybettik” dedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen “Poyrazköy Kumpas Soruşturması” kapsamında savcılık, talep üzerine Kafes Eylem Planı’nda yer alan ve emekli Binbaşı Levent Bektaş’a ait olduğu iddia edilen imzanın bilirkişi tarafından incelenmesine karar vermiş, bilirkişi Prof. Dr. Salih Cengiz’in yaptığı inceleme sonucunda “Levent Bektaş’a ait imzanın basım olduğunun delillerinin elde edildiği, boyut olarak karşılaştırılmasında 1.3 gibi bir değerin tıpkıbasıma rağmen elde edilmesi, imzanın taşınma sırasında distorisyona uğramış olabileceğinin delili olarak değerlendirilmiştir. Sonuç olarak imzalar tıpkıbasım olduğu kanaatindeyim” denilmişti. Önceki gün kamuoyuna yansıyan rapor üzerine Poyrazköy davası sanığı Levent Bektaş’ın avukatı Hüseyin Ersöz, davanın görüldüğü İstanbul Anadolu 5.Ağır Ceza Mahkemesi’ne dilekçe sunarak, “Söz konusu plan sadece dijital ortamda mevcut olup, ıslak imzalı örneği yoktur. Bunun sebebi ise gerçekte sanıklar tarafından böyle bir evrakın hazırlanmamış olmasıdır” demiş, mahkemeden müvekkilinin ve diğer sanıkların beraatlerine karar verilmesini istemişti.

Haberin Devamı

‘Belgeye dokunmadım’

Raporu Milliyet’e değerlendiren Bektaş, şunları söyledi:

“22 Nisan 2009’da gözaltına alındım. 24 Nisan tarihinde de tutuklandım. Aralık 2009’da Beşiktaş’taki Özel Yetkili savcılar Ercan Şafak ve Murat Mehmet Yönder ifademi almak için savcılığa çağırdı. Taraf gazetesinde ‘Kafes Eylem Planı’yla ilgili haber çıktığında planı benim yaptığımı söyleyerek bir belge gösterdiler. Ben bu belgede iz bırakmamak için dokunmak istemediğimi söyledim. Savcılar belgenin orjinal olmadığını, fotokopi olduğunu söylemelerine rağmen parmak izi bırakmamak için yine de dokunmadım. Aynı zamanda hakkımda suç delili olan 3 No’lu DVD’ye hukuka aykırı şekilde el konulduğnuu belirterek ifade vermedim. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kriminal Şube, imza örneklerimle karşılaştırma yaptı. Ancak imzaların net olmadığını belirttiler. Buna rağmen hakkımda dava açıldı. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri, olmayan bir şeyi yapmış gibi göstererek suçladılar. Yard. Doç. Dr. Jale Bafra’nın raporunu kabul etmediler. Birisinin imzamı taklit ettiği ortadaydı. Buna rağmen sahte raporlarla yargılandım. 6 yıl boyunca bu imzaların bana ait olmadığını söyledim. Son rapor da bunu ortaya koydu. Poyrazköy davası çökmüştür. 6 yıl sonra adaletin gerçekleştiğini görmek sevindirici ama 6 yıl içinde çok şey kaybettik. Birçok insan önemli bedeller ödedi. Umarım adalet bundan sonra herkes için daha çabuk tecelli eder.”