Gündem Hiç durmayan bir suç makinesi

Hiç durmayan bir suç makinesi

05.07.2008 - 01:43 | Son Güncellenme:

İlk suçunu 16’sında işledi. Polisle çatıştı, kardeşini öldürdü, tecavüz, yaralama, zorla para tahsili diğer suçları. 39 yıl istemiyle dava açıldı, ancak Rahşan Affı’ndan yararlanıp kısa sürede çıktı. Af kapsamında olmayan suçlardan nasıl kurtulduğu ise bilinmiyor

Hiç durmayan bir suç makinesi

Ergenekon operasyonunun 6. dalgası kapsamında gözaltına alınan Osman Gürbüz’ün karanlık geçmişi, 1978’den bu yana cinayet dahil çok sayıda olaya karışmasına ve hakkında çok sayıda dava açılmasına rağmen cezaevinden her seferinde kısa sürede çıkmayı başarması nedeniyle soru işaretlerine neden oldu. Çizdiği portre, Susurluk sürecinde kamuoyunun gündemine gelen isimlere benzeyen ve “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’a benzerliği nedeniyle “2. Yeşil” olarak da bilinen Gürbüz’le ilgili soru işaretlerinin aydınlatılmasının, karanlıkta kalan çok sayıda olaya da ışık tutması bekleniyor.
Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan Gürbüz, 1978’de 16 yaşındayken bir hayat kadınından bilezik gasp etti, ancak yaşının küçük olması nedeniyle cezaevinden kalması gerekenden daha kısa sürede çıktı. 1986’dan itibaren işlediği yaralama, tehdit, gasp gibi suçlarla adı polis kayıtlarına geçen Gürbüz, 1990’ da karısına sarıldığını gördüğü ağabeyini öldürdü. İddiaya göre, Gürbüz 1 yıl sonra karısı ile kardeşini vurdu, kardeşi öldü. 

Sabıka üzerine sabıka

Hiç durmayan bir suç makinesi

1995’te dönemin ünlü işadamı Ertan Sert’ten para tahsilatı yaptıktan sonra ev ve lüks araba satın aldığı belirtilen Gürbüz, aynı dönemde Kocaeli’nde bir polisle çatışmaya girerek ismini duyurdu. Bir polisin öldürülmesi olayına karıştığı, 3 ölümle sonuçlanan bir çatışmaya girdiği iddia edilen Gürbüz’ün bu dönemde İstanbul’da üniversite öğrencisi bir kıza tecavüz ettiği de öne sürüldü. Gürbüz, 1997’de İstanbul’da emekli bir tuğgenerale ait olduğu öne sürülen şirkete düzenlenen baskında binadan atlayarak kaçmaya çalışırken yakalandı.

Kısa süre hapis yatıp çıktı
İddialara göre, Gürbüz hakkında açığa çıkartılabilen suçlardan dolayı 39 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ancak istenen cezalar, karıştığı öne sürülen suçlar göz önüne alındığında çok düşük olduğu ve karıştığı birçok olayın adli makamlarca aydınlatılamadığı belirtiliyor. ‘Rahşan (Ecevit) Affı’ olarak bilinen Şartla Salıverme Yasası’ndan 2001’de yararlanarak kısa süre hapis yatıp çıktığı belirtilen Gürbüz’ün, af kapsamında olmayan tüm suçlar nedeniyle hapis yatmaktan nasıl kurtulduğu ise bilinmiyor.

‘Küçük Hacı’ deniyor
Yaşamı boyunca çok sayıda suça karıştığı öne sürülen Gürbüz’ün bu kadar rahat hareket edebilmesi ve cezaevinden kısa sürede çıkabilmesinde JİTEM bağlantılarının etkili olduğu da iddia ediliyor. İstihbarat birimlerince “Küçük Hacı” olarak da bilinen Gürbüz’ün, jandarmadan atılan eski JİTEM’ci bir grupla birlikte hareket ettiği, MİT ve emniyet mensuplarıyla ilişkisi bulunduğu öne sürüldü.
Son dönemde İstanbul-Antalya arasında mekik dokuyan, Antalya’da kafeterya işleten Gürbüz, 2 yıl önce yine Antalya’daki bayrak mitinginin düzenlenmesinde görev aldı. Aynı dönemde Kemer’de bir yerel gazeteciyi dövüp işkence yaptığı gerekçesiyle tutuklanan Gürbüz, kısa sürede yeniden özgürlüğüne kavuştu. 

Avcı ipucu verdi
Bir dönem İstanbul Emniyeti İstihbarat Şubesi’nin başında olan Hanefi Avcı da kendi döneminde hakkında iki kez işlem yapılan Gürbüz’den, üstü kapalı olarak TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu’nda söz etti. Avcı’nın, “Gazi Mahallesi olaylarını Yeşil benzeri kişilerin gerçekleştirdiğini” söylemesi, Gürbüz’den söz ettiği şeklinde yorumlandı. Gürbüz’e yapılan adli işlemlerin büyük bölümünün Gazi olaylarının olduğu döneme rastlaması da bu yorumlarda etkili oldu.
Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltında olan Gürbüz’e, emniyetteki sorgusunda Gazi olaylarıyla ilgili 3 soru yöneltildiği öğrenildi. Sorulara “bilgim yok” yanıtını veren Gürbüz’ün, polisin kendisine belge göstermesi üzerine susma hakkını kullandığı ifade edildi. Gürbüz, geçmişte Yıldırım’la iki kez görüştüğünü de anlattı.

Kayıp HADEP’liler
Ergenekon soruşturması kapsamında Gürbüz’ün, yurtdışında olduğu belirtilen ve aranan emekli Jandarma Tuğgeneral Levent Ersöz’le temasının bulunduğu da öne sürülüyor. Ersöz’ün Güneydoğu’daki görevi sırasında bölgede olduğu iddia edilen Gürbüz’ün, o dönemde HADEP’li Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in kaybolması olayına karıştığı yönündeki iddia da araştırılıyor.