İHD'den katliam köyü raporu: Koruculuk sistemi lağvedilsin

MARDİN’in Mazıdağ İlçesi Bilge Köyü’nde 44 kişinin öldürüldüğü olayla ilgili, İHD Diyarbakır ve Mardin şubeleri ile Diyarbakır Tabip Odası’nın hazırladığı rapor açıklandı. İHD Doğu ve Güneydoğu Temsilcisi Ali Akıncı, koruculuk sisteminin kardeşi kardeşe kırdıran bir sistem olduğunu iddia ederek derhal lağvedilmesini istedi.
İHD Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi Ali Akıncı, Mazıdağ’ın Bilge Köyü’nde 4 Mayıs günü yapılan silahlı saldırıda 44 kişinin ölmesi, 3 kişinin yaralanmasıyla ilgili hazırladıkları raporu basın toplantısıyla açıkladı. Akıncı, İHD Diyarbakır Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısında, Bilge Köyü’nde yaşanan katliamın Türkiye’yi şok ettiğini, tüm gözlerin koruculuk ve Kürt sorununa döndüğünü söyledi. Bazı art niyetli kişilerin olayı sadece töreye bağlayarak kapatmaya çalışsalar da, aslında sorunun, devletin silah verdiği korucuların çevrelerinde güç haline gelmesinden kaynaklandığını savunan Akıncı, şunları söyledi:
“Ellerindeki silah ile tüm yerleşim yerlerinde gezip baskı ve otorite kurmaya çalışmış ve çevre korku salıp tehdit unsuru haline gelmişlerdir. Yaptığımız tespitlere göre karanlık kalan bazı noktalar var. Karakola olay haber verilmesine rağmen, neden bir iki saat sonra gelinmiştir? Olayın failleri nerede, nasıl ve kimler tarafından yakalanmıştır? Mardin Ağır Ceza Mahkemesi’nde Bilge Köyü ve Sultan Köyü civarında bulunan BOTAŞ petrol boru hattından çalınan petrol nedeniyle açılan 3 davada etkin bir yargılanma yapılmış mıdır? Mehmet Sait Çelebi’nin bugüne kadarki karıştığı suçlar nelerdir? Çelebi’nin Jandarma ile ilişkileri ne düzeydedir. Jandarma istihbaratında mı çalışmaktadır? Bu olay öncesi ve sonrasında kimler ile görüşmeler yapılmıştır? Yapılan saldırı olayına kaç kişi katılmıştır? Olayda kullanılan ve 19 Mayıs tarihinde saldırıyı gerçekleştiren kişilere ait yerlerde bulunan silahların envanteri, menşei nedir ve silahlar kime aittir?” 

‘KARDEŞİ KARDEŞE KIRDIRAN SİSTEM’ 
Akıncı, bu katliamın koruculuk sisteminin kardeşi kardeşe kırdıran bir sistem olduğunu ve derhal lağvedilmesi gerektiğini ortaya çıkardığını öne sürerek şöyle devam etti:
“Bu olay basit bir rant kavgası ve paylaşımı sonucu meydana gelmemiştir. Olay bizzat devletin verdiği silah ve sağladığı güç nedeniyle korucular tarafından işlenmiştir. Meydana gelen katliam, töre, namus gibi gerekçelerle açıklanamaz. Bu katliamın arkasında gerçek nedenlerin ortaya çıkarılması gerekmektedir. Koruculuk ile bu katliam arasındaki bağlantı güçlü olduğundan, köyde daha önce meydana gelen benzeri ölüm ve yaralama olayları da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Özellikle köyde koruculuk kabul edildikten sonra ölüm, yaralama, baskı, rant elde etme ve zorla göç ettirilme, mala el koyma, komşu köylülere zarar verme artmıştır.”
İHD Genel Başkanı Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Muharrem Erbey de, terörle mücadele adı altında yapılan çalışmaların yasadışı işlemler olduğunu iddia etti. Erbay, “Şu anda bu olgu Kürt sorununun çözümüne bağlıdır. Özellikle petrol boru hattındaki petrolün çalınmasında korucu ve uzman çavuşların kurmuş olduğu çete. Mahkemelere baktığımızda 600 civarında dosyası var. Bu çetelerin rant kavgası bu sonucu doğurmuştur” dedi.