Gündem Kanser tedavisinde akıllı ilaç dönemi

Kanser tedavisinde akıllı ilaç dönemi

06.04.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Prof. Dr. Orhan Sezer, akıllı ilaçlarla sadece kanser hücrelerinin etkilendiğini belirterek, “Böylece hastanın diğer hücreleri etkilenmiyor. Başarı oranı da her gün artıyor” dedi

Kanser tedavisinde akıllı ilaç dönemi

Memorial Şişli Hastanesi Kan Hastalıkları ve Kemik İliği Transplantasyonu Bölümü Başkanı Prof. Dr. Orhan Sezer, kanser tedavisinde “akıllı ilaç” olarak bilinen yeni ilaçları ve son yıllarda kanser tedavilerindeki başarı oranlarının ve kanser algısının nasıl değiştiğini anlattı. Kanser tedavisinde “akıllı ilaç” olarak bilinen hedefe yönelik ilaçların henüz yüzde 100 özelleşmiş ve tüm kanser hücrelerini yok eden ilaçlar olmasalar da tedavi imkânlarını ciddi oranda artırdığını belirten Sezer, son 5 yılda kanser tedavilerinde büyük aşamaların kaydedildiğini ve artık her kanserin insanı mahveden ve çaresi olmayan, bir hastalık olmadığını vurgulayarak sorularımızı yanıtladı:

Haberin Devamı

Akıllı ilaç nedir?
Akıllı ilaçlar denilen ilaçlar aslında hedefe yönelik tedavi yapan ilaçlar. Bu ilaçlar birçok kanser türünde kullanılabiliyorlar ve eskiye göre sayıları oldukça fazlalaştı. Klasik kemoterapi ilaçlarında kanser hücrelerinin bölünerek çoğalmasının önüne geçiliyordu. Bu ilaçlarla kanser hücrelerini mümkün olduğu kadar diğer hücreleri etkilemeden yok etmeye çalışmak amaçlanıyor.

Avantajları neler?
Klasik kemoterapi ilaçları kanser hücrelerinin bölünerek çoğalmasını durduruyor, ama bu sırada kanserli olmayan diğer hücrelerin de çoğalmalarını kısmi de olsa engelleyebiliyor. Örneğin kan hücrelerinin sayısı azalıyor, saç hücrelerinin de çoğalmasını durduruyor ve bir süre sonra saçlar dökülüyor. Ama, “hedefe yönelik ilaçlar” sadece kanser hücresini etkilediğinden saçlar dökülmeyebiliyor.

Nerede kullanılır?
Hâlâ bazı kanser türlerinde etkisi olmasa da, çalışmalar sürüyor ve günümüzde ‘hedefe yönelik ilaçlar’ ile birçok kanser türünde tedavi imkânı artırıyor. Ama henüz bütün kanser türlerinde kullanılamıyor. Kan kanserlerinde, bazı akciğer kanserlerinde, meme kanserinde, melanom dediğimiz deri kanserinde, kalın bağırsak ve böbrek kanserinin tedavisinde kullanılıyor.
Bu ilaçları üçe ayırabiliriz. Bir kısmı kemoterapi, bir kısmı antikor, bir kısmı ise hormon ve hormon benzeri ilaçlar. Yalnız bu ilaçlar klasik kemoterapileri lüzumsuz yapan ilaçlar değil. Bazen yalnız bu ilaçları da kullanabiliyoruz ama bazen klasik tedavilerle beraberce, kombine bir şekilde kullanıp, etkiyi artırıyoruz.

Örnek verir misiniz?
Mesela, “tirozin kinaz inhibitörlerini kronik miyeloid lösemi”de hedefe yönelik ilaçlara örnek gösterebiliriz. Hastaların çok büyük bir çoğunluğunda hastalığı algılanmayacak hale getiriyor. Belki henüz yüzde 100 özelleşmiş ve tüm kanser hücrelerini yok eden ilaçlar değiller ama tedavi imkanlarını ve başarı oranlarını ciddi oranda artırıyor. Sürekli bu ilaçlar konusunda gelişme kaydediliyor. “Hedefe yönelik ilaçlar” konusunda yolun sonuna gelmiş değiliz. Hatta daha bu yolun epey başındayız.
Genel olarak kanser tedavilerinde son beş yılda büyük aşamalar kaydedildi. Başta kan kanserleri olmak üzere çoğu kanser tipinde yanıt oranı ve hastalığın yok edilme imkanı artı. Artık kanser tedavilerinde; iyileşme oranları ve hastaların yaşam kalitesi arttı, yaşam uzadı, yan etkiler azaldı. Artık kanser teşhisinde çok daha erken ve spesifik tanılar gerçekleştirebiliyoruz.