Gündem ‘Kimyasal depoların sayısı belirlenmeli’

‘Kimyasal depoların sayısı belirlenmeli’

13.11.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

Olası büyük depremin etkilerinin masaya yatırıldığı Deprem Çalıştayı’nda, kimyasal madde depoları ile üretim tesislerinin yaratacağı büyük tehlikenin gözden kaçtığına dikkat çekildi

‘Kimyasal depoların sayısı belirlenmeli’

Düzce depreminin 20. yılında gerçekleştirilen Deprem Çalıştayı’nda, olası büyük depremin etkileri kapsamlı olarak masaya yatırılırken, ilginç veriler de ortaya çıktı. Çalıştay öncesi konuştuğumuz İBB’den yetkililer ise yeni dönemde özellikle Fatih-Beylikdüzü arasındaki bölgede bulunan riskli yapıların dönüştürülmesi üzerinde çalışılacağına dikkat çekti.

Söz konusu bölgenin tümüyle depreme dayanıklı hale getirilmesi için 50 milyar lira gerektiği vurgulanırken, bu rakamın İBB’nin bütçesinin 3 katı olduğuna dikkat çekildi.

Çalıştaya katılan TMMOB Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu’ndan Seyfettin Avcı, Marmara Denizi’nde 7 ve üzeri bir deprem sonunda İstanbul genelinde toplam 500 yangın ve patlama gerçekleşeceğini söyledi.

‘Güvenli mi?’

İstanbul’u etkileyecek olası büyük depremde kimyasal madde depoları ile üretim tesislerinin yaratacağı tehlikenin gözden kaçtığına değinen Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nden Prof. Dr. Neşet Kadırgan ise, “İstanbul, Tekirdağ ve İzmit genelinde konuşacak olursak, elimizde kaç kimya deposu ve fabrikasını olduğuna dair kesin bir veri yok. Bu işletmelerin olduğu yapılar güvenli mi kimse bilmiyor. Olası büyük depremde kaç kimya tesisinde yıkım veya hasara bağlı sızıntı olacak bilen yok. Çok acil olarak kimya madde depolayan ve üretim yapan tesislerin, bina ve güvenlik tedbirlerine yönelik envanterler çıkarılmalı” dedi.
1999’da ayrı şehirler olan Kocaeli, Yalova, İstanbul, Tekirdağ’ın artık tek bir şehir gibi birleştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Kadırgan şunları söyledi: “Söz konusu kentlerin toplam nüfus 12 milyondan 20 milyona ulaştı. İGDAŞ’ın verilerine göre İstanbul’da doğal gaz tüketimi yaklaşık 4 kat artmış durumda. Doğal gaz hatlarında kaza olasılığı 4 kat artmış durumda. 17 Ağustos depremi gece 3’te gerçekleşti ve depremin olduğu yaz döneminde mevsim itibarıyla doğal gaz kullanılmıyordu.”

Haberin Devamı


‘Taşıt sayısı 3 milyon’

“Doğal gaz kazası olasılığının 5-6 kat fazla olacağını öngörüyoruz. Buna karşın 1999 yılından günümüze erken uyarı ve gaz sistemlerinin büyük çapta kurulmuş olması olumlu bir gelişme. Ancak tehlike tümüyle ortadan kalktı denemez. Ayrıca deprem bölgesi Kocaeli, İstanbul, Yalova ve Tekirdağ’da toplam taşıt sayısı 20 yılda 1 milyon 70 binden, 3 milyon 300 bine çıktı. Bu bölgede hem akaryakıt istasyon sayısı, hem de taşıtların içinde bulunan, depolanan yakıt miktarı 3 kat artmış durumda. Olası patlama ve yangın riskleri için ciddi bir çalışma yapılmalı.”

‘Tüneller takip edilmeli’

Tüneller üzerinde araştırmalar yapan maden mühendisi Doç. Dr. Ümit Özer’in uyarıları şöyle: “Büyük deprem sonrası tüneller tahkimatsız olarak iyimser şartlar altında en fazla 1 ay ayakta kalabilir. Tabii bu sürede İstanbul depremlerinden kaynaklanan sismik bir yüklemeye maruz kalmazsa. Tüneller projelendirilirken, incelenen bölgelerin depremselliği de dikkate alınmalıdır. Projelerin uygulanmasından sonraki süreçte de tünel ve yüzey hareketlerinin takip edilmesi gerekiyor. Görülen ve ölçülen herhangi bir anomalide, ilgili bölgenin kontrol altına alınması ve desteklenmesi veya güçlendirilmesi acilen yapılmalı.”

Yazarlar