Kızıltepe olayı ölçülü!

BERAAT KARARININ GEREKÇESİNDE BABA-OĞUL KAYMAZLAR SUÇLANDI Gerekçede, baba-oğulun açtığı ateşe, güvenlik güçlerinin yasal haklarını kullanarak karşılık verdiği belirtildi ve "Ölenlerin kullandıkları silahların özelliği göz önüne alındığında, olayın ölçülülük içerisinde meydana geldiği anlaşılmaktadır" denildi. Mardin'in Kızıltepe ilçesinde kamyon şoförü Ahmet Kaymaz ile 12 yaşındaki oğlu Uğur Kaymaz'ın öldürülmesiyle ilgili olarak yargılanan özel tim polisleri Mehmet Karaca, Yaşafettin Açıksöz, Seydi Ahmet Töngel ve Salih Ayaz hakkında verilen beraat kararının gerekçesi açıklandı. 21 Kasım 2004 günü meydana gelen olayda, baba-oğulu öldürmekle suçlanan 4 polis, güvenlik gerekçesiyle Eskişehir'de 12'şer yıl hapis istemiyle açılan davada yargılandı ve beraat etti. Hazırlanan 45 sayfalık gerekçeli kararda, özel tim polisleri Mehmet Karaca, Yaşafettin Açıksöz, Seydi Ahmet Töngel ve Salih Ayaz'ın, baba-oğulun açtığı ateşe karşılık verdikleri, yanlarında 2 kalaşnikov, kütüklük, dolu şarjörler ve el bombalarının ele geçirildiği, polislerin uzun namlulu silah kullandıkları, cesetlerdeki delikler incelendiğinde mevcut bulgulara göre gerçek atış mesafesinin tam tespitinin mümkün olmadığı bildirildi.Polislerin park halindeki kamyona yaklaştıkları sırada Ahmet ve Uğur Kaymaz ile aniden karşılaştıkları, "dur-polis" ikazına uzun namlulu silahlarla 13 el ateş etmeleri üzerine sanıkların da görevleri gereği ölenlere ateş ettikleri, her ikisinin olay yerinde öldüğü belirtilen gerekçeli kararda, "Bu deliller karşısında müdahil avukatların, ölenlerin eline silah tutuşturularak ateş ettirildiği, silahların sonradan olay yerine getirilip ölenlerin yanına bırakıldığı iddiaları mevcut deliller karşısında varsayımlardan ibaret kalmıştır" denildi.Uğur Kaymaz'a ait mavi renkli kısa kollu tişört üzerinde ateşli silaha ait toplam 18 delik bulunduğunun belirtildiği kararda Ahmet Kaymaz'ın çatışmada kullandığı kalaşnikofun da daha önce Mardin'de 4 polisin yaralandığı saldırıda kullanıldığı belirtildi. Gerekçeli karar 45 sayfa Gerekçeli kararda, ölenlerin örgüt üyesi olmadığı ve çatışma çıkmadığı iddiaları hatırlatılarak, "Ahmet Kaymaz'ın olay sırasında kullandığı silahın başka saldırıda da kullanılması, baba- oğulun evden silahlı çıkması nedeniyle bu iddialara itibar edilmemiştir. Olayın çatışma sonucunda meydana geldiği sonuç ve vicdani kanaatine varılmıştır" denildi. Olay çatışma sonucu Yaşama hakkının Anayasa'nın 17'nci maddesiyle düzenlendiği, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinin 2. fıkrasında ise yaşama hakkının ihlal sayılmayacağı istisnai durumların belirtildiği, bu istisnalardan birinin de meşru savunma olduğu vurgulanan kararda şöyle denildi:"Bu maddeler ışığında olayımız değerlendirildiğinde, sanıkların belirtilen kurallar doğrultusunda silah kullanma yetkileriyle yasal savunma şartları içerisinde, ölenlerin kullandıkları silahların özelliği de göz önüne alındığında, olayın ölçülülük içerisinde meydana geldiği anlaşılmaktadır. Aniden gelişen bu olay karşısında devletin alabileceği başkaca bir koruma tedbiri söz konusu olmadığından, olayın yasal savunma şartları içinde gerçekleştiği vicdani kanaatine varılarak sanıkların ayrı ayrı beraatlarına karar verilmiştir. Kararda yer alan 'ölçülülük' ifadesi