Gündem Limon kolonyası kokan konuğa dayanıyor

Limon kolonyası kokan konuğa dayanıyor

24.11.2009 - 13:00 | Son Güncellenme:

.

Limon kolonyası kokan konuğa dayanıyor

Muhabirlikle başladığı habercilikte son yıllarda haberin vitrininde yer almayı tercih eden Bahar Feyzan, spikerlik kariyerine 24’te devam ediyor. 19 yaşında başladığı televizyonculuk macerasında önce CNBC - e’de, ardından Ufuk Güldemir imzalı Habertürk’te görev
yapan Feyzan, mesleğe çok sağlam adımlarla başladığını anlattı.

Haberin Devamı

¦ Daha önce ulusal kanalda haber sunuyordunuz, şimdi tematik kanaldasınız, aradaki farklar neler?

Ulusal kanaldan önce de NTV’deydim. Ama haber kanalında olmak 90
dakika maçın içinde olmak demek, ulusal kanalda ise golleri yayınlıyorsunuz. Ulusal
kanallar doğal olarak daha sonuç odaklı. Çünkü reyting almalı, etkin olmalı, dikkati
çekebilmeli, popüler olmalı gibi kaygıları var. Haber kanalları tam saha oyuncusu
gibi hareket ediyor. Bir de haber kanalları ister istemez anlık yayın yaptığı için
‘çıplak habercilik’ yapıyor. Ulusal kanal biraz daha şovunu da yapıyor. Buna hem vakti
var, hem de izletmenin bir yolu...

¦ Yayına çıkmadan önce ne tür hazırlıklar yapıyorsunuz?

Her sabah uyanır uyanmaz önce bütün haber kanallarını izliyorum, sonra gazeteleri
okuyorum. Şirkete gelince editörüm Murat Çiçek’le toplantı yapıyoruz.
Hangi konuların üzerine gidelim, kimleri çağıralım, bakış açımız nasıl oluşmalı gibi
birçok durumu sorgulayıp harekete geçiyoruz. Sonra ben ders gibi her gün gelecek
konuklara ve konulara hazırlanıyorum. Ajanstan gelen haberleri takip ediyorum, o arada başka haber kanalları ne yapıyor takip ederim. Bizim yayınımız 16.00’da başlıyor, o saate mutlaka farklı fresh bir haberle girme çabamız çok yoğun. Bir de yayın öncesi
mutlaka canlı yayın performansımı, motivasyonumu arttıracak kısa bir uğraş bulurum ya da balıklarımla uğraşırım.

Haberin Devamı

¦ Canlı yayının zorlukları nelerdir?

Beni en çok limon kolonyası kullanan bazı konuklar zorlar. Dayanamıyorum, burnumun direği
sızlıyor, konudan da kopuyorum, yayından da...

¦ Sarışın spikerlerinin ekranda daha ışıltılı durduğu söyleniyor. Sizce nasıl? Aynı fikirde misiniz?

Sarının içinde ne var ona bağlı... Özgüven, tatmin, mutluluk, kendine yatırım, denge, ne istediğini bilmek gibi bir çok duygu bünyede barınıyorsa, oradan ışık çıkmaması mümkün değil zaten. Gerisi şekil oluyor. Herkesi oluşturan formüller başka... Sarışınlık da işin artık
son süs kısmı işte.

¦ twitter paylaşım sitesinde “Yayında gömlek ve ceket giymekten sıkıldım atsak artık bunları” yazdığınızı okuduk. Tercih size kalsa ekrana nasıl çıkarsınız?

Haberin Devamı

Gömlek ve ceket uygulamasında Genel Yayın Yönetmenimiz Akif Beki’ye katılmasam da tabii ki, belirlenen formata uygun giyiniyorum ekranda.
Gömlek ve ceket ciddiyetin açılımları gibi algılanıyor ama ben bundan pek emin değilim. Bir taraftan katılıyorum. Çünkü tüm TV’lerde ekrandaki diğerkıyafetlere bakınca “Bu nasıl giyilir?” dediğim çok kıyafet oldu. Bunun önüne geçmenin de, en kolay ve hatta doğru yolu bence de ceket ve gömlek... Yönetici olsam ben de aynısını yapabilirdim. Ama haberciliğin ceket ve gömleğin içine sığmadığını, daha özgür bir ruha sahip olduğuna inanıyorum.