Gündem ‘Nişantaşı’nın fakir kızı Leyla’

‘Nişantaşı’nın fakir kızı Leyla’

17.11.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Türk basınının ‘Leyla Abla’sı’ Leyla Umar, 87 yaşında hayatını kaybetti. Dünya medyasının peşinde koştuğu Humeyni ile röportaj yapabilen tek gazeteci olan Umar, dostlarına ‘Ben Nişantaşı’nın fakir kızı Leyla’yım’ derdi

‘Nişantaşı’nın fakir kızı Leyla’

Türkiye’nin dünyaca tanınmış kadın gazetecilerinden Leyla Umar, dün 87 yaşında hayatını kaybetti. Umar’ın cenazesi yarın öğle vakti Teşvikiye Camii’nde kılınacak namazın ardından toprağa verilecek.

Haberin Devamı

7 yıl önce Alzheimer hastalığına yakalanan Umar’ın durumu son 2 yılda gittikçe kötüleşmeye başladı. Umar, 1,5 aydır kaldığı Suadiye Yaşlı Bakım Merkezi’nde dün vefat etti.

Duayen gazetecinin gelini Hülya Ekşigil, Umar’ın son günleri için, “Leyla Hanım’ın durumu son 2 aylık dönemde çok kötü durumdaydı. Rahmetli Umar, son bir aydır bakım evindeydi. Hepimiz çok üzgünüz. Türk basını çok büyük bir kalemi, büyük bir değerini yitirdi” dedi.

Cemiyet’ten taziye mesajı

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, sürekli basın kartı sahibi Leyla Umar’ın vefatı nedeniyle bir taziye mesajı yayınladı. Mesajda, “Türk basının değerli kalemlerinden ve renkli simalarından meslektaşımız Leyla Umar’ı kaybettik. Mesleğimize uzun yıllar çok değerli hizmetler veren Leyla Umar’ı sevgi ve saygıyla anıyor, ailesine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz” ifadeleri yer aldı.

Haberin Devamı

Basın Konseyi de bir başsağlığı mesajı yayımladı. Mesajda, şu ifadelere yer verildi: “Fidel Castro, İdi Amin, Nelson Mandela, Carlos Menem, Yaser Arafat gibi dünya liderleriyle ve ünlü kişilerle yaptığı röportajlarıyla tanınan, Türk basınının en renkli kalemlerinden, gazeteci Leyla Umar’ı kaybettik.”

Umar hayatını kaybederken geride onlarca anı ve başarı öyküsünü bıraktı. Türkiye’nin duayen kadın gazetecilerinden Leyla Umar, 60 yıla yaklaşan meslek yaşamında aralarında Fidel Castro, Nelson Mandela, Humeyni, İdi Amin, Carlos Menem, Yaser Arafat, Raissa Gorbaçov, Felipe Gonzales gibi politikacılar ile Julio Iglesias, Kirk Douglas, Diana Ross, Lisa Minelli gibi sanat dünyasının ünlü isimleriyle röportajlara imza atarak, adını dünyaya duyurdu.

‘Mütevazıydı’

Dünya medyasının bir dönem peşinde koştuğu Humeyni ile röportaj yapabilen tek gazeteci olan Umar, Atatürk’ün dostlarından Mithat Alam’ın torunuydu. Umar’ın babası İhsan Umar ise; Fransızca, İngilizce ve Rusça bilen bir tüccardı. Ancak geçimini gazetecilikten sağlayan Umar, uzun yıllar boyunca mütevazı bir yaşamı seçerken, yakın dostlarına “Ben Nişantaşı’nın fakir kızı Leyla’yım” demeyi tercih etti.

Haberin Devamı

1927 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Umar, ilk eğitimini Nişantaşı Nilüfer Hatun İlkokulu’nda tamamladıktan sonra, Üsküdar’da bulunan Amerikan Kız Koleji’ne devam etti. Burada yedi yıl yatılı okuduktan sonra Arnavutköy Kız Koleji’ne geçen Umar, kolejin ardından daktilo kursuna gitti.

Umar, 1950’de mühendis Mehmet Ali Ekşigil’le evlendi ve bu evlilikten oğlu Adnan Ekşigil dünyaya geldi. 5 yıl süren evliliğin ardından Ekşigil’den boşanan Umar’ın kaderi Milliyet Gazetesi’nde ‘İngilizce bilen muhabir aranıyor’ ilanıyla değişti. Gazetenin Dış Haberler ve Magazin Müdürü olan Sami Kohen’in yanında işe başlayan Umar, uzun yıllar Milliyet’te tek kadın gazeteci olarak çalıştı.

Refik Erduran’la 2. evlilik

10 yılı ABD Temsilciliği olmak üzere 22 yıl boyunca Milliyet’te çalışan Umar, 4 yıl Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde görev yaptı. 1958’de gazeteci ve oyun yazarı Refik Erduran’la ikinci evliliğini yapan Umar, 1977’de Türkiye’ye döndüğünde Erduran’dan ayrılıp, Milliyet’ten emekli oldu. Uzun yıllar bağımsız gazeteci olarak çalışan ve özel röportajlar yapan Umar, Sabah ve Vatan gazetelerinde önemli söyleşi ve haberlere imza attı.

Haberin Devamı

Leyla Umar, özellikle Fidel Castro, İdi Amin ve Humeyni röportajları ile dünyaca tanınan bir gazeteci haline geldi.

‘En zor haberi getirirdi’

Milliyet yazarı Doğan Heper ise Umar’ın ölümünün ardından şunları söyledi: “Şimdi, yani bugünlerde her ‘gazeteciyim’ diyen değil, olmuyor. Ama Leyla Umar gazeteciydi. Gitmek gerekirse dünyanın öbür ucuna kadar gider ve getirilmesi en zor haberleri bile gazetesine getirirdi. Konuşulmaz, görüşülemez zannedilen dünyanın tanınmış liderleriyle gider konuşur, hatta bazısıyla beraber balık kızartacak kadar samimi bile olabilirdi. Gazeteden hiç ayrılmaz, adeta türbe gibi onun içinde ve dışında dönüp dururdu. Hep hazır ve nazırdı. Yıllarca böyle oldu. Rahat uyu gazeteci Leyla Umar. Allah rahmet eylesin.”

Humeyni ile sadece o görüştü


Ortaköy’de oturduğu evi İdi Amin röportajından (yanda) edindiği para ile satın alan Umar, Humeyni ile görüşebilen tek kadın gazeteci olarak büyük ün yapmayı başardı. Umar, Humeyni nasıl görüştüğünü ise anılarında şöyle anlattı:
“Fransa’da sıfırın altında 18 derece soğuk. Eldivenlerimi ayağıma geçirdim. 4.5 saattir bekliyoruz. Humeyni’nin bütün yakınlarından görüştürmeleri için yardım istedim, sonuç alamadım. Namaz çadırında torunlarına bile rica ettim. Sonunda Humeyni’nin oğlunu araya sokarak randevuyu aldım. Bütün yabancı gazetecilerin ‘haksızlık bu’ bağrışmaları arasında Humeyni’nin evine girip röportaj yaptım.”

‘Nişantaşı’nın fakir kızı Leyla’


‘Leyla, cin gibiydi’

Mesleğe 1955’de Milliyet Dış Haberler Servisi’nde başlayan Umar’ın ustası ise o dönem hem Dış Haberler hem de Magazin Müdürü olan Sami Kohen’di. Leyla Umar, uzun yıllar yanında çalıştığı Kohen için ‘mesleği bana öğreten kişi’ diye bahsediyordu. Ölüm haberini büyük üzüntüyle öğrenen Kohen ise yıllarca birlikte çalıştığı Leyla Umar için şunları söyledi:
“Leyla, gazeteye ilk geldiğinde gencecik bir kadındı. Bizi rahmetli Abdi İpekçi tanıştırdı. Leyla’nın yabancı dili olduğu için benim yanımda çalışması uygun görüldü. İkimiz de Nişantaşı sakiniydik. Birbirimize göz aşinalığımız olsa da tanışıklığımız yoktu. Leyla, mesleğe çok çabuk adapte olmayı başardı. Kelimenin tam anlamıyla cin gibiydi. Yaptıklarıyla yetinmiyor hep daha fazlası için uğraş veriyordu. Büyük işlere imza atması da bu sayede oldu. Çok hırslı bir gazeteciydi. Herkesin aylarca, yıllarca peşinden koştuğu yabancı devlet adamlarıyla randevu almakta hiç zorluk çekmiyordu. Dostluk bağları ve iletişimi çok güçlüydü. Şen şakrak bir kadındı Leyla. Meşhur bir kahkahası vardı. Güldüğünde herkesi neşelendirirdi. Uzun yıllar aynı serviste çalıştık. Ölümüne çok üzüldüm.”

Efsane Castro röportajı

Leyla Umar’ın röportaj yaptığı kişiler arasında Küba eski Devlet Başkanı Fidel Castro’da bulunuyordu. Castro’dan 20 yıl boyunca randevu talep eden Umar, uzun yıllar boyunca Ankara’daki tüm Küba büyükelçileri ile temasa geçerek, bu hayalini gerçekleştirmek için emek harcadı. Castro’nun Habitat toplantısı için İstanbul’a geldiği dönemde, o yıllarda başbakanlık yapan Mesut Yılmaz’dan, Castro’dan randevu almasını rica eden Umar, yerli yabancı gazetecileri atlatarak Castro röportajına imza atmayı başardı.
Daha sonra Küba’ya da giden Umar, Castro için özel olarak hazırlattığı kalkan balıklarını buzun içine koyarak önden yolladı. Küba’da mutfağa giren Umar, ayrıca Türkiye’den götürdüğü asma yaprağından dolma, çerkez tavuğu, humus, yoğurtlu taze bakla, piyaz ve peynirli börekten oluşan bir menü hazırlamıştı.

‘Nişantaşı’nın fakir kızı Leyla’

Türk basınının duayen gazetecisi Leyla Umar, Castro’ya kendi elleriyle Türk yemekleri yapıp ikram etmişti.