Gündem ‘O mühimmatı ben gömdüm’

‘O mühimmatı ben gömdüm’

12.08.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Darbe girişimi sonrası başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan SAS komandosu Avşar Zırh, ifadesinde darbe gecesi bir evde beklediklerini ve evde olan askerlerden birinin “Deniz Kuvvetleri Komutanı’nı alacaktık” dediğini anlattı

‘O mühimmatı  ben gömdüm’

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan ‘darbe’ soruşturması kapsamında önceki gün SAS komandosu Astsubay Avşar Zırh tutuklanarak cezaevine gönderildi. İfadesinde cemaat ile ortaokul yıllarında tanıştığını, ailesinin durumu kötü olduğu için cemaatin yol parasını ve dershane parasını verdiğini anlatan Zırh, “Evde ders bittikten sonra bize Gülen’in sohbet kasetlerini dinletip Risale-i Nur kitapları okutuyorlardı” dedi.
2015’te Su Altı ve Kurtarma Grup Komutanlığı’nda göreve başladığını anlatan Zırh, “14 Temmuz günü ismini Ulvi olarak bildiğim cemaat abim beni arayarak, ‘Acil bir şey var. Üsküdar’daki eve gelmen lazım’ dedi. Ben de saat 16.30 gibi evin önüne gittim. Ulvi abi ile evin yakınlarındaki pastaneye geçtik. Masamızda daha önce adını bilmediğim bir kişi daha vardı. Bana, ‘Yarın önemli şeyler olacak. Ulvi’ye adres verdim. 19.00-20.00 arası bu adreste bulunun’ dedi. Ulvi abiyle Ümraniye’deki adrese gittik. Ev sahibi olan ancak tanımadığım şahıs bana, ‘Sen bekle başkaları da gelecek’ dedi. Ben de bekledim” dedi. Evde 4 asker olduklarını ve sohbet ettiklerini anlatan Zırh, “Rütbesini bilmediğim biri yanımıza gelerek, ‘Size asıl bilgiyi verecek olan şahıs geç kaldı. Gelemeyecek’ dedi. Numaraları alarak sizi arayacağız’ dedi ve ayrıldık” dedi.
‘İnkâr edin’
15 Temmuz’da 23.00 civarı Astsubay Cafer Saraç’ın evine gittiğini anlatan Zırh, “Kurmay Binbaşı Hakan Egemen’i ve tanımadığım ancak asker olan 3 kişiyi gördüm. Onlar da beni gördü. Hakan Egemen bana, ‘Avşar sen gel bizimle berabersin’ dedi. Eve geçtik. Hakan Egemen sürekli telefonla görüşüyordu. SAT’ta görevli nöbetçi subayı ile telefonda konuşurken, ‘Oraları temizle, bir şey kalmasın. Masanın üzerindeki notları yok et. Nöbetçi uzman çavuş şüphelenmişti. Ne diyor?’ diyordu. Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık ile telefonda, ‘Ne yapalım komutanım?’ diye konuşmalar yaptı. Astsubay Cafer Saraç, ‘Deniz Kuvvetleri Komutanı’nı almaya gidecektik’ dedi. Bu tarz konuşmalar geçince cemaatin darbe yaptığını anladım. Şaşırdım ve tedirgin oldum” dedi. Binbaşı Hakan Egemen’in gece boyunca sosyal medyadan haberleri takip ettiğini anlatan Zırh, “Daha sonra Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, Egemen’i arayarak darbenin başarısız olduğunu söyledi. Egemen ise ‘Ne yapmamız gerekiyor komutanım?’ dedi. Harmancık da ‘Bir şey kalmadı. Evinizde bekleyin’ dedi. Hakan Egemen de bize, ‘Normal hayatınıza devam edin. Kimseye bir şey söylemeyin, inkar edin’ dedi” ifadelerini kullandı.
Binbaşı Hakan Egemen’in evdeki askerlerden birine “Komutanım” diye hitap ettiğini anlatan Zırh, “Hakan Egemen askerlerden birine, ‘Komutanım arabada silahlar var. Ne yapalım?’ diye sordu. Silahların gömülmesine karar verdiler” dedi. Silahları diğer SAT personeli ile Riva’nın üst taraflarında uygun gördükleri bir yere gömdüklerini anlatan Zırh, silahların daha sonra polisler tarafından bulunduğunu anlattı. Yaşananlarla ilgili askeri savcılığa ifade verdiğini ve korktuğu için her şeyi inkâr ettiğini anlatan Zırh, “İfademin alınıp serbest bırakılmamdan sonra 10 gün içinde yaşanan olaylar, ülkemizin düştüğü durum, bu olaylardan dolayı hayatını kaybeden masum insanları düşünerek vicdanen olup biten her şeyi anlatmaya karar verdim. Birliğime giderek askeri savcıya her şeyi anlattım” diye konuştu.

Eğitim bahanesiyle

Zırh, ifadesinde 15 Temmuz gecesi darbeci askerler tarafından kullanılan mühimmatlarla ilgili ise “15 Temmuz gecesi Hakan Egemen ile beraber gelen şahısların kendi aralarında, 12-14 Temmuz arasında birlikte eğitim yaptırdığını ve bu eğitim dolayısıyla birlikten patlayıcı ve mühimmat çıkardıklarını, büyük çoğunluğunu kullanmadıklarını, diğer görevlere gidecek timlere dağıttıklarını duydum” dedi.
Din için iyi şeyler yaptıklarını düşündüğü için cemaate girdiğini anlatan Zırh, “Allah’tan korktuğum ve vatan borcum olduğunu düşündüğüm için olduğu gibi itiraf ettim” dedi.