Gündem ‘Onlar kitabı bilir içeriğini bilmez’

‘Onlar kitabı bilir içeriğini bilmez’

13.07.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Kendine modern tanımla “Sahafım” diyen kişi sadece kitabı bilir, kitabın içeriğini bilmez. Ahmet Hamdi Tanpınar dediğin zaman Fenerbahçe’ye mi transfer oldu, kim o der. Tanpınar’ın ‘Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ veya ‘Huzur’ romanı onun için bir metadır.

‘Onlar kitabı bilir içeriğini bilmez’

 

BEYZA COŞKUN Ankara - Sahaf/kitabevi işletmecisi Hüseyin Bedir, sahaflığın nadir bulunan kitapları toplama ve satışa sunmadan oluştuğunu belirtti. Bedir, korsan kitaplarla ilgili olarak, “Hırsızlığa meyilli miyiz biz bu önemli. Hadi şimdi zam geldi diye korsan alıyorlar. Zamlar gidince korsanı, üçkağıdı bırakacak mıyız? Bence bu toplumsal bir sorun. Korsan yayınlar hiçbir zaman akademik yayınlarla uğraşmaz, onun satması lazım” diye konuştu.

Haberin Devamı

Geçmiş yıllarda tarih öğretmenliği yapan Hüseyin Bedir, (45) kitap sektörüyle ilgili merak edilenleri Milliyet’e değerlendirdi.

25 bin kitabı var

Üç buçuk yıldır sahaf/kitabevi işleten Bedir’in toplamda 25 bine yakın kitabı var. Bedir, “Çok dua ettim Tanrı’ya beni kitapsız bırakma diye. Kabul oldu.

Elimde her türlü kitap var ama benim kendi tercihim; sanat, felsefe, tarih, arkeoloji. Türk okurunun tercih ettiği roman tarzı kitaplarda var elimizde. Araştırma-inceleme, sosyoloji gibi birçok kitap mevcut. En çok talep edilen tür ise klasik ve bilim kurgu” dedi.

‘Kitap bir duygudur’

İnternet ortamında da, ikinci el kitap satan yerlerin arttığını söyleyen Bedir, “Kitap bir duygudur. Tabi bunların ne kadarı işin duygusunu biliyor orası muamma. Siz bunu patlıcan, domates gibi gel abime ne vereyim mantığıyla satamazsınız. Sahaflar; bulunmayan, eski baskı kitaplardan oluşur. Kendine modern tanımla sahafım diyen kişi sadece kitabı bilir, kitabın içeriğini bilmez. Ahmet Hamdi Tanpınar dediğin zaman Fenerbahçe’ye mi transfer oldu, kim o der. Tanpınar’ın ‘Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ veya ‘Huzur’ romanı onun için bir metadır. Konusunu bilmez ya da Hüseyin Rahmi Gürpınar’a sorulan ‘Neden evlenmiyorsunuz?’ sorusuna, ‘Odamda başka bir nefes duymak istemiyorum’ demesini yorumlayamaz. Benim de satmayı düşünmediğim, eski baskı, imzalı kitaplarım var. Böyle şeyler çok kıymetli. Hayat çok ilginç, siz imzalıyorsunuz, başkalarını dolaşıyor ve sizin elinize geliyor. Oradaki ruh çok özel ve önemli oluyor. Bu işi sevmemin nedeni de belki de budur” dedi. Bedir, ayrıca Orhan Pamuk’un da kendisinden internet üzerinden kitap aldığını vurguladı.

Haberin Devamı

Hırsızlığa meyil

Bedir, korsan kitaplarla ilgili olarak şu değerlendirmelerde bulundu: “Kağıt fiyatlarının artmasından öncede vardı korsan kitap. Hayat pahalılığı hep fazlaydı bizde. Hırsızlığa meyilli miyiz biz bu önemli. Örneğin internet satışlarında mesaj geliyor kitap sağlam mı diye. Bu bizim zorumuza gidiyor. Kapağın ucundaki kıvrığı bile yazıyoruz. Bazısı da yepyeni yazıyor, darmadağın olmuş ya da korsan yayın. Ama yepyeni demiş müşteri oradan alıyor. Bu da bize müşteri kaybettiriyor. Birbirimizi çok rahat kandırıyoruz. Hadi şimdi zam geldi diye korsan alıyorlar. Zamlar gidince korsanı, üçkağıdı bırakacak mıyız? Bence bu toplumsal bir sorun. Korsan yayınlar hiçbir zaman akademik yayınlarla uğraşmaz, onun satması lazım. Al-ver mantığı var. Genelde herkesin bildiği isimler vardır. Ahmet Ümit gibi bunu basarlar, çünkü satar.”

Haberin Devamı

‘Müşterisi bellidir’

Her yerde bulunmayan, bazı özel kitapların fiyatının ise oldukça yüksek olduğunun altını çizen Bedir, “Üretim talebi karşılamadığı müddetçe otomatik olarak fiyat artar. Attila İlhan’ın Ben Sana Mecburum kitabının 2. baskısı var bizde. 500 lira. Metin Eloğlu mesela önemli bir şair. Kendi yazısıyla not tutmuş kitaba. Onu kaça satacaksınız? 10 liraya mı vereceksiniz? Böyle kitapların müşterisi bellidir zaten” diye konuştu.

‘Nasıl okuduğun önemli’

Son dönemlerde insanların kahve ve kitap bağdaştırmasının olduğunu belirten Bedir, “Yeni bir fantezi oluştu. Atıyorum bir çok insanın Tutunamayanlar’ı almasının nedeni reklam. Çok büyük bir şey sanıyorlar. Kötülemek için söylemiyorum ama neyi nasıl okuduğun, nasıl baktığın önemli. Hiç kaale almadığın bir yazarın, edebi anlamda daha güzel çıkarımları vardır. Ama okunmuyor diye kötü müdür? Hayır” dedi.

Haberin Devamı

‘Tercih meselesi’

Okuyucunun genelde ikiye ayrıldığını söyleyen Bedir, “Kimi insan sahip olmak istiyor kitaba. Elimle tutabileyim, gözümle görebileyim, istediğim zaman dokunabileyim istiyor. Ama bazısı da, internetten pdf okusam yeter, çok da önemli değil diye düşünüyor. Tercih meselesi” ifadesini kullandı.