Gündem Sanat yönetmenliğine gereken önem verilmiyor

Sanat yönetmenliğine gereken önem verilmiyor

06.06.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Birçok film ve dizinin sanat yönetmenliğini yapan Mustafa Ziya Ülkenciler, teknolojiyle birlikte sanat yönetmenliğinin de geliştiğine dikkat çekiyor ve bu mesleği yapacak gençlerin her konuda bilgi sahibi olması gerektiğini söylüyor

Sanat yönetmenliğine  gereken önem verilmiyor

ABDÜLHAMİT Düşerken, Filler ve Çimen, Salkım Hanımın Taneleri, Harem Suare, Ulak... Birçok film ve dizinin sanat yönetmenliğini yapan Mustafa Ziya Ülkenciler, 5’i Altın Portakal olmak üzere toplam 7 kez “en iyi sanat yönetmeni” ödülüne layık görüldü. Fotoğrafçılıktan sanat yönetmenliğine geçiş yapan Ülkenciler, yaptığı işi “Zamanı, dengesi düzenli olmayan bir iş” olarak tanımlıyor. Ülkenciler ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Haberin Devamı

Sizin için fotoğraf ve fotoğrafçılık ne anlam ifade ediyor?

Sanat yönetmenliğine fotoğrafçılıktan geçiş yaptım. Fotoğraflamak yani var olan yaşam biçimlerini belgelemek ve bu belgeler üzerinden mekan tasarlamak gibi birçok konuda fotoğrafçılık yapmış olmanın yararını gördüm. Ayrıca fotoğraftaki kompozisyon olayı sinemada da son derece önemli. Fotoğraf eğitimi almamış bir görüntü yönetmeni düşünülemez, düşünülmemeli. Ben fotoğrafa dijital müdahalelerin yapılması taraftarı değilim. Zaten bütün mesele burada o anı yakalayabilmekte. Dijital müdahaleyi herkes yapabilir, dışarı çıkıp fotoğraf çekmesine gerek yok.

Sanat yönetmenliğine ‘Dublaj’ filmi ile başladınız...

Film ortada yok. Sinan Çetin’in yönetmenliğini yaptığı filmi İranlı yapımcıları aldı götürdü. Sanat yönetmenliğini yaptığım filmi izleyemedim. Zevkle yapmıştım keşke izleyebilseydim.

Haberin Devamı

Pek çok ödül aldınız...

Hepsi beni heyecanlandırıyor. Harem Suare ve Abdülhamit Düşerken benim keyif aldığım projelerden. Ödülün ölçütleri ne o da ayrı bir olay. Mesela saydığım yapıtlardan çok daha iyi olduğunu düşündüğüm projelerden ödül alamadık.

Türkiye’de film ve dizi sektörü için ne düşünüyorsunuz?

Düzen değişti. Eskiden uzun metrajlı filmler daha ciddiye alınırken şimdi dizilerin egemen olduğu bir piyasa var. Filmlerde sanat kaygısından ziyade maddi kaygılar ön plana çıktı. Mesela son 10 yılda sanat kaygısı taşımayan komedi filmleri dikkat çeker. Çünkü piyasada değer görüyor ve para kazanıyor. Zaten yine son 10 yıla baktığımızda yapılan onca filmin içinde sanat kaygısı taşıyan 10 film çıkmaz.

Çalışmaktan keyif aldığınız yönetmenler var mı?

Yaşasaydı Atıf Yılmaz ile çalışmak isterdim. Ferzan Özpetek ve Yavuz Turgul ile çalıştığım bütün filmlerden keyif aldım.

Sanat yönetmenliği eğitimin yanı sıra vizyon da gerektirmez mi?

Gerektirir. Şöyle ki: sanat yönetmeni olan bir insanın sanatın bütün dallarından az veya çok anlaması gerekiyor. Başta resim olmak üzere fotoğraf, heykel, grafik ve güzel sanatlar bünyesindeki diğer alanlarla alakalı bilgisi olması gerekir. Çünkü bunların hepsi bir bütün olarak atmosfer bilgisidir.

Haberin Devamı

Bu mesleği yapacak olan gençlere önerileriniz neler?

Çizecekler. Çizimi olmayan bir insan sanat yönetmeni olmaya heveslenmesin. Teknolojiyle birlikte sanat yönetmenliği alanı da oldukça gelişti. Her şeyini öğrenecekler bunun başka yolu yok. Çok okuyacaklar. Ayrıca sanat yönetmenliği açısından dünyada bugüne kadar yapılmış önemli ne kadar film varsa hepsini izlemeleri lazım. Bu insanlar bu işi nasıl yapıyorlar, öğrenecekler. Sonra da bu memleket de nasıl yapılmaması gerektiğini öğrenecekler.

SOSYAL TREND

Kararsızlar için oy danışmanı

Aylar süren seçim maratonu yarın sona eriyor. Her zaman kararsız seçmenin son gece karar verdiği söylenir. Hatta sandıkta bile karar verenler oluyormuş. İşte bu kararsızların kendi görüşüne yakın siyasi partiyi bulmasına kolaylık sağlayan iki ayrı internet sitesi var. “oydanisman.org” ve “kararsizkalma.com” adresli sitelerde yöneltilen çeşitli soruları cevaplandırıyorsunuz ve sonucunuza göre parti programlarıyla, görüşleriyle sizin cevaplarınıza en yakın olan partiler yüzdeler şeklinde listeleniyor. Siz de eğer hâlâ kararsızsanız sınava son gece çalışan öğrenciler gibi bu sitelere bakmanızda fayda var.
Lezzetli Instagram hesapları yarışıyor
Hazla değil hızla yani fast-food kültürünün arttığı çağımızda sunumu güzel yemeklerin yine de hakkı veriliyor. Instagram’da yemek fotoğrafları görmemizin en büyük nedeni de bu. Instagram’da sadece yemek fotoğrafları paylaşan birçok konsept hesap bulunuyor. Tabakları gerçek anlamıyla konuşturan ve kişiye özel tabak hazırlayan @mojabuka, tabaklara resim çizen @idafrosk, doymak için değil, keyif almak için yemek sloganıyla yola çıkan Alp Artam’ın @lokantalarim ve ismi bekar evi olan ama hiçbir bekar evinde bulamayacağınız yemekler yapan Can İnelli’nin @bekarevi, son olarak da tatlılar için @pinarsdesserts bu işi hakkıyla yapan hesaplardan birkaçı.
Geleceğinizden umutlu musunuz?
‘Umutluyum çabalıyorum’
Şehriban Tek (Dumlupınar Üniversitesi-Maliye): Karamsar değilim, geleceğe dair umutluyum. Daha güzel bir dünyada yaşamak bence mümkün. Her şey insanın elinde; yeter ki isteyelim. Bir şey için emek harcıyorsak boşa çıkmayacağına inanıyorum, çabalarımız elbet yerini bulur. 20 yaşında hayatımın baharında şu saçma finaller için bile gecemi gündüzüme katmam hep daha iyi bir geleceğe yatırım için. Umutluyum ki çabalarıma devam ediyorum.
‘Hayallerim var tabii ki’
Esra Yıldırım (Gazi Üniver-sitesi-Hukuk): Hayallerim var ve bunları gerçekleştireceğime dair umudum da var tabii ki. Küçük adımlarla yavaş yavaş ilerliyorum. Şu anda stajyer avukatım, şartlar zor ama ben buna rağmen istekliyim. Beni mutlu eden bir mesleğimin ve meslektaşlarımın da içinde olduğu bir sosyal hayatımın olmasını hayal ediyorum.
‘Hiçbir şey iyiye gitmiyor’
Eren Çakıroğlu (Mar-mara Üniversitesi-İngilizce Öğretmenliği): Dünya her geçen gün daha da kötüleşiyor, insan sayısı arttıkça kavgalar, anlaşmazlıklar çoğalıyor, zengin-fakir arasındaki uçurum arttıkça iki farklı dünya ortaya çıkıyor. Suç oranları artıyor. Ülkemizde siyasetçilerin yanlış, aytutumları kişileri ayrıştırıyor. O nedenle umutlu değilim.
Gençlerin AVM’si Terkos Pasajı
Taksim İstiklal Caddesi üzerinde caddenin sonlarına doğru kalan Terkos Pasajı, gençlerin, özellikle de üniversite öğrencilerinin en uğrak mekanlarından biri.
Her bütçeye uygun seçeneklerin olduğu pasajda, herkes ya tezgahlara eğilmiş seçenekleri tarıyor ya da pasajın içinde yer alan mağazalarda kıyafetleri deniyor. Devamlı yeni ürünlerin geldiği pasajda, 5 liraya bile ürün bulmak mümkün.
Modayı takip ediyor
Farklı tarzlarda ürünlerin satıldığı Terkos Pasajı’nda gençlerin alışveriş yaptığı gözde dükkanları gezdik. Pasajda dükkanı olan İbrahim Basen, pasajın ucuz ve her şeyin bulunduğu için tercih edildiğini belirtiyor.
Pasajda 12 yıldır çalıştığını söyleyen Basen: “İstanbul’da birçok ucuz ürünlerin satıldığı mağaza bulabilirsiniz; fakat Terkos Pasajı kadar ünlü değildir. Burayı ünlü yapan modanın çizgilerini taşımasıdır. Pasaj aynı zamanda birçok ünlüye ev sahipliği yaptı. Bu da gençlerin ilgisini çekiyor” diyor.
Her şey var
Terkoz Pasajı’ndaki dükkanlarda elbise, kazak, tişort, mont, pantolon, çanta, takı gibi aksesuarlar bulunuyor. Pasajda alışveriş yapan üniversite öğrencisi Bircan Eskiköylü, “Terkos’dan alınmış birçok kıyafetim var, hepsi de çok kaliteli çıktı. Öğrenci bütçesine de hitap ettiğinden alışveriş için burası ilk tercihim oluyor. Burada hiçbir yerde bulamayacağım kıyafetleri de bulabiliyorum. Terkos Pasajı gençler için bir efsanedir” şeklinde konuşuyor.
Pasajda alışveriş yapan bir diğer üniversite öğrencisi Ceren Tok ise şunları söylüyor: “Üniversitem buraya çok yakın. Ben de burayı ders çıkışı gezerken tesadüfen keşfettim. Sık sık gelerek yeni ürünleri takip ediyorum. Burayı sevmemin bir diğer nedeni ise tezgahlarda ürün karıştırmaya bayılıyorum.”