GündemSemih Terzi'nin eşi Nazire Terzi hapis cezasına çarptırıldı

Semih Terzi'nin eşi Nazire Terzi hapis cezasına çarptırıldı

09.11.2020 - 18:33 | Son Güncellenme:

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürülen darbeci general Semih Terzi'nin eşi Nazire Terzi, hakkındaki hükmün Yargıtayca bozulmasının ardından yeniden hakim karşısına çıktı.

Semih Terzinin eşi Nazire Terzi hapis cezasına çarptırıldı

Nazire Terzi, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldı. Terzi'nin avukatı ise duruşmada hazır bulundu.

Haberin Devamı

Yargıtay 16. Ceza Dairesinin bozma ilamının okunmasının ardından söz verilen Terzi, alt derece mahkemenin hakkındaki karara uymasını talep ettiğini, ancak bozma ilamındaki aleyhe hususları kabul etmediğini söyledi.

İddia makamı ise mahkemeden kararında direnmesini istedi.

Mahkeme heyeti, Yargıtayın bozma ilamına uyulmasına oy birliğiyle karar verip yargılamayı sürdürdü.

Cumhuriyet savcısının sanık hakkındaki mütalaasını tekrar ettiğini belirtmesi üzerine söz alan Nazire Terzi, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna yardım" suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırıldığını fakat Yargıtay'ın eylemlerinin "silahlı terör örgütüne üyelik" yönünde değerlendirmesini istediğini belirtti.

Semih Terzi'nin Ankara'ya gelmesine yardımcı olmadığını öne süren sanık Terzi, darbe girişiminden de haberdar olmadığını, bunun telefon kayıtları ve mesajlarla da delillendirdiğini savundu.

Haberin Devamı

Eşinin telefonundan 13 Temmuz 2016'da kendisine bir mesaj geldiğini aktaran Terzi, savunmasını şöyle sürdürdü:

"Mesajda şu yazıyordu; 'Nursel Aksakallı'yı ara. Annemin hasta olduğunu, Ankara'ya gelmek istediğimi söyle. Mesajı hemen sil.' Ben bu mesajdan şüphelendim. Aksakallı'yı aradım ancak eşimin Ankara'ya gelmek istediğini bildirmedim. Sonraki gün akşam saatlerinde eşimi tekrar aradım. Nursel Aksakallı'yı aradığımı söylemem üzerine bana neden aradığımı sordu. Bunun üzerine mesajın sahte olduğunu anladım. Bu olay masa başında planlanmış, Semih Terzi darbeye dahil edilmeye çalışılmıştır."

Terzi'nin avukatı Ertuğrul Cem Cihan da mahkemede Semih Terzi'nin değil Nazire Terzi'nin yargılandığını, yargılamanın bu kapsamda yapılması gerektiğini belirtti.

Müvekkilinin ölen eşinin peşinden gitmesi, neden öldüğünü öğrenmeye çalışmasının son derece insani olduğunu anlatan Cihan, "Müvekkilimin eşinin öldürülmesine ilişin bilgi almak istemesi örgütsel bir faaliyeti göstermez." dedi.

Avukat Cihan, müvekkilinin FETÖ üyesi de olmadığını savundu.

Hüküm

Avukat beyanının ardından sanıktan son sözleri soruldu. Terzi, 4 yıl 3 aydır tutuklu olduğunu ifade ederek tahliyesine ve beraatine karar verilmesini talep etti.

Haberin Devamı

Müzakere arasından sonra mahkeme heyeti kararı açıkladı. "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan Terzi'nin tutuklulukta geçen süre dikkate alınarak yurt dışı çıkış yasağıyla tahliyesine hükmedildi.

Mahkeme heyetinin kararı oy birliği ile aldığı ifade edildi.

Davanın geçmişi

Nazire Terzi, darbe girişimi öncesi eşi darbeci general Semih Terzi'nin Ankara'ya gelmesini sağlamaya çalıştığı gerekçesiyle hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından dava açılmıştı.

Yargılama sonucu Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi 12 Şubat 2018'de hükmünü açıklamış ve Terzi'yi, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna yardım"dan 18 yıl hapse mahkum etmişti.

Kararın temyiz edilmesi sonrası Yargıtay 16. Ceza Dairesi, sanığın olaydaki eylemi ile darbe girişimine katılan eşi Semih Terzi'nin Ankara'ya gelmesinde bir illiyet bağı bulunmadığını ifade etmişti.

Haberin Devamı

Nazire Terzi'nin eyleminin amaç suç yönünden etki eder nitelikte bulunmadığı belirtilen gerekçede, dosya kapsamına göre sanığın darbe girişiminde bulunulacağını önceden bilmesinin, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna yardım etme" olarak değil hazırlık hareketleri kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olma" suçu yönünden değerlendirme konusu edilebileceği belirtilmiş ve bu nedenle mahkemenin hükmünün bozulması kararlaştırılmıştı.