Gündem Sinemadan bir usta daha gitti

Sinemadan bir usta daha gitti

23.02.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

1980’lerde sinemaya başlayan yönetmen kuşağının en önemli temsilcilerinden, dönem atmosferi kurmada ve bu atmosferde siyasi yönü kuvvetli hikâyeler anlatmada usta Yusuf Kurçenli hayatını kaybetti...

Sinemadan bir usta daha gitti

1930’ların Konyasında bir çengi (“Gramafon Avrat”), 2. Dünya Savaşı yıllarının sonlarında şiir kitabı komünizm propagandası suçlamasıyla toplatılan şair (“Karartma Geceleri”), 12 Eylül’le ilgili bir roman yazarken bu dönemi sorgulayan bir yazar (“Çözülmeler”)... Türkiye’nin çalkantılı dönemlerinde siyasi atmosferinin içinde var olma savaşı veren bu üç karakter ve onlar gibi onlarcası kendilerini beyazperdeye başarıyla taşıyan yönetmenleri Yusuf Kurçenli’ye dün veda ettiler.
1980’lerde sinemaya başlayan yönetmen kuşağının en önemli temsilcilerinden, dönem atmosferi kurmada ve bu atmosferde siyasi yönü kuvvetli hikâyeler anlatmada usta Yusuf Kurçenli hayatını kaybetti. Bir süredir kanserle mücadele eden Kurçenli için bugün 13.00’te Atlas Sineması’nda tören düzenlenecek. Törenin ardından Kurçenli’nin cenazesi ikindi vakti Teşvikiye Camii’nde kılınacak namazdan sonra Ulus Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

Başarılı ilk film
Kurçenli, 1947’de Çayeli’nde doğar. İstanbul Üniversitesi’nde gazetecilik okur. 1973 ile 1980 yılları arasında TRT’de yapımcı ve yönetmen olarak çalışan Kurçenli, drama ağırlıklı yapımlara imza atar. TRT’den ayrıldıktan 3 yıl sonra ilk sinema filmi “Ve Recep Ve Zehra Ve Ayşe”yi çeker. Bir kasaba dramı olan film, çeşitli toplumsal sınıflardan kadınlara odaklanır ve başarılı bir ilk film olarak dikkatleri üzerine toplar.
Bir yıl sonra çektiği ikinci filmi “Ölmez Ağacı” (1984), Türk -Alman ve Türk-Yunan ilişkileri üzerinde durur. Bu filmi önemli filmlerinden biri “Merdoğlu Ömer Bey” (1986) takip eder. Filmde Kurçenli kasaba eşrafından Ömer Bey’in İstanbul’a uyum sağlama sürecini anlatır. Uzun süredir sinemadan ayrı kalan Türkan Şoray’ı başrolüne yerleştirdiği Sabahattin Ali uyarlaması “Gramafon Avrat”, 1930’ların Konya’sında geçer. Şoray’a Hakan Balamir’in eşlik ettiği filmde Kurçenli, yarattığı başarılı dönem atmosferiyle ve uyarlamadaki isabetli tercihleriyle isminden söz ettirir.

‘Karartma Geceleri’
9. İstanbul Film Festivali’ne kendi deyimi ile “dumanı üzerinde” yetiştiği Rıfat Ilgaz uyarlaması “Karartma Geceleri”, En İyi Film Ödülü alır. Aynı zamanda yönetmenin filmografisinin en önemli filmlerinden biri olarak kabul görür. Başrolündeki Tarık Akan’a Antalya’dan En İyi Erkek Oyuncu Ödülü kazandıran ve kendisi de festivalden En İyi Yönetmen Ödülü ile dönen Kurçenli’nin sineması bu siyasi filmle sinema tarihçisi Giovanni Scognamillo’ya göre ‘gerçek biçimi’ni bulur. 13. İstanbul Film Festivali’nden En İyi Yönetmen ve 16. SİYAD Türk Sineması Ödülleri’nden En İyi Film ödüllerini alan “Çözülmeler” (1994) ise yönetmenin diğer siyasi içerikli bir filmidir. Bu kez 12 Eylül’ü konu alan Kurçenli, romancı karakterin öyküsünden hareket eder. Kurçenli bu filmin ardından sinemaya uzun bir ara verir. Kadir İnanır ve Türkan Şoray’ın başrollerini paylaştığı “Gönderilmemiş Mektuplar” (2002) ile sinemaya döner. Halil Ergün’ün rol aldığı “Baba Evi” adlı diziyi de yöneten Kurçenli’nin son filmi 2009’da vizyona giren Karadeniz’de geçen “Yüreğine Sor” olur. Yönetmenin son ödülü geçen yıl 30. İstanbul Film Festivali’nde aldığı Onur Ödülü olur.

Erdoğan’dan başsağlığı
Başbakan Erdoğan bir mesaj yayımlayarak Kurçenli’nin ailesine başsağlığı diledi ve ünlü yönetmenin ilk gençlik yıllarından itibaren ömrünü sinemaya adadığını, toplumun meselelerine eğilmiş olan duyarlı bir sanatçı olduğunu belirtti. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da, mesajında Kurçenli’nin vefatından duyduğu üzüntüyü ifade etti.