Gündem Sivas’ta zamanaşımına umut 12 Eylül yorumu

Sivas’ta zamanaşımına umut 12 Eylül yorumu

12.03.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Sivas’ta 37 kişinin yakılmasıyla ilgili davada zamanaşımı başvurusu yarın karara bağlanacak. Katliam, 12 Eylül darbesi gibi ‘insanlık suçu’ sayılırsa istek reddedilecek, aksi durumda dava düşecek ve dosya tümüyle kapanacak

Sivas’ta zamanaşımına umut 12 Eylül yorumu

2 Temmuz 1993’te Sivas’taki Madımak Oteli’nde 37 kişinin yakılmasıyla ilgili 7 firari sanığın yargılanmalırana devam edilen davada, zamanaşımı kıskacının “insanlık suçu” değerlendirmesiyle aşılması bekleniyor. Savcılığın 15 yıllık zamanaşımından düşme talebine yarın yapılacak duruşmada cevap verecek olan Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi, Sivas’ta yaşananları “insanlık suçu” olarak nitelemezse dava düşecek ve dosya tamamen kapanacak.
Bu yüzden Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yarın (13 Mart Salı) görülecek duruşmada gözler mahkeme heyetinde çevrildi. Sanıklar hakkında 1994’te düzenlenen iddianame üzerine başlayan yargılama, sanıkların firari olması ve bir türlü yakalanamaması nedeniyle 19 yıldır sonuçlandırılmadı.
Madımak Oteli’nin yakılması ve 37 kişinin ölümüne ilişkin ana davadan dosyası ayrılan 7 firari sanığın yargılandığı, davada Cumhuriyet savcısı Hakan Yüksel, esas hakkındaki mütalaasında dönemin Belediye Meclis Üyesi Cafer Erçakmak dışındaki sanıklara isnat edilen “anayasal düzeni bozmaya kalkışmaya iştirak etmek” suçuna öngörülen 15 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davaların ortadan kaldırılmasını istedi.

Sonuç yoruma bağlı
Savcı Hakan Yüksel, esas hakkındaki mütalaasında firari Sivas sanıkları Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca, Yılmaz Bağ ve Necmi Karaömeroğlu’nun üzerlerine atılı eylemlerinin “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüse iştirak” suçu olduğunu kaydederek, bu suça ilişkin olağanüstü zamanaşımı süresinin yasalar uyarınca 15 yıl olduğunu belirtmişti. Suç tarihinin 2 Temmuz 1993 olduğu dikkate alındığında 2 Temmuz 2008’de zamanaşımı süresinin dolduğunu ifade eden Yüksel, 6 sanığa açılan kamu davasının zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle düşmesine karar verilmesini istedi.
Müşteki avukatları ise 12 Eylül 1980 darbesiyla ilgili soruşturmayı yürüten savcının yorumuna dikkat çekerek, “zamanaşımı” isteğine karşı çıkıyor. 12 Eylül soruşturmasını yürüten savcı, insanlığa karşı suçlar maddesini sanıklar aleyhine, mağdurlar lehine yorumlayarak, işkencelerin üzerinden 32 yıl geçmesine karşın zamanaşımı işlemeyeceğini belirtti.

TCK ve darbe yorumu
“TCK’nin 77. maddesinde, “kasten öldürme, yaralama, işkence, eziyet veya köleleştirme, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarının bir plan doğrultusunda, sistemli olarak işlenmesi” insanlığa karşı suç olarak tanımlandı.
AİHM’nin, “Yaşama hakkını ihlal ettiği iddia edilen, işkence ve kötü muamele iddiaları ile suçlanan kamu görevlilerinin af ve zamanaşımından yararlandırılmaması” yönünde aldığı karara dikkat çeken müdahil avukatlar, Salı günü görülecek dava da aynı yorumu bekliyor. Savcı Hakan Yüksel’in zamanaşımı talebini Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi yarın yapılacak duruşmada değerlendirecek.
Mahkeme, 1993 yılında Sivas’ta yaşananları “insanlık suçu” olarak değerlendirmez, savcının isteği doğrultusunda zamanaşımına kararı verirse sanıklardan öldükleri ortaya çıkan Cafer Erçakmak ve Yılmaz Bağ dışındaki sanıklar Erdoğan, Koçak, Çakmak, Karaca ve Karaömeroğlu hakkındaki dosya kapanmış olacak.


Üç ilde zamanaşımı protestosu

Sivas’ta 37 kişinin yakılmasıyla ilgili davadaki zamanaşımı istemi, Kayseri, İzmir ve Mersin’de protesto edildi. Kayseri’de Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen CHP Gençlik Kolları üyeleri, Madımak Otel’de yakılanarak yaşamını yitiren aydınların fotoğraflarını taşıdı.
CHP Gençlik Kolları adına konuşan Sinem Cirit, son olayların akıllarına “Zaman insanlığımızı da mı aşındırdı?” sorusunu getirdiğini belirterek, “Fakat bizler çok iyi biliyoruz ki, Sivas’ta yapıştırılmış kara bir leke olan bu katliam zamanla aşınmaz, aksine zamanı aşar. Gelişmiş demokratik ülkelerde, insanlık suçu işleyenlere zaman aşımı olmaz. Çünkü bililer ki, insanlığa karşı yapacak en büyük kötülük, insanın yaşam hakkını elinden alınmasıdır” dedi.
İzmir’de Alevi Kültür Dernekleri Buca Şubesi’nde açıklama yapan Alevi gençler, hükümete güven duymadıklarını belirtti.
Alevi Kültür Derneği Mersin Şubesi Gençlik Kolları üyesi yaklaşık 100 kişi katliamda hayatlarını kaybedenlerin fotoğraflarını taşıyıp “Sivas’ın hesabı sorulacak” diye slogan attı.
KAYSERİ, İZMİR, MERSİN DHA