31.01.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
FERİT ZENGİN / İSTANBUL - TÜRKER KARAPINAR / ANKARA
'Zeytin Dalı’ operasyonuna ilişkin, ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ başlıklı bildiri yayınlayan Türk Tabipleri Birliği’nin 11 merkez yöneticisi hakkında 3713 sayılı Terörle Mücadele kanunu kapsamında gözaltı kararı verildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararı uyarınca, TTB Başkanı Prof.Dr. Mehmet Raşit Tükel ile birliğin merkez yöneticisi Prof.Dr. Mustafa Taner Gören, İstanbul’da gözaltın alındılar. İki hekimin de İstanbul Tıp Fakültesi’nde bulunan odalarında ve evlerinde arama yapıldı. Prof. Tükel ile Prof. Gören, Ankara’ya gönderilmek üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü. Gözaltı listesinde yer alan diğer isimlerin Merkez Konsey üyeleri Sezai Berber, Sinan Adıyaman, Selma Güngör, Şeyhmus Gökalp, Hande Arpat, Ayfer Horasan, Funda Obuz, Yaşar Ulutaş ve Nazım Yılmaz olduğu belirlendi. TTB Merkez Konseyi üyesi Nazım Yılmaz ise Eskişehir’de gözaltına alındı.Soruşturmada 10 şüpheli gözaltına alınırken, TTB Merkez Konseyi üyesi, Van Tabip Odası Onur Kurulu Üyesi Dr. Ayfer Horasan’ın aramalara rağmen bulunamadığı öğrenildi.
Vardık, var olacağız
Gözaltılara ilişkin Dünya Tabipler Birliği (WMA) derin kaygılarını belirten bir açıklama yaparken, İstanbul Tabip Odası’nın açıklamasında da şöyle denildi;
“TTB’nin “Savaş bir halk sağlığı sorunudur!” başlıklı hekimliğin binlerce yıllık değerlerini savunmaktan başka hiçbir ifade içermeyen açıklamasını hedef haline getirenlere, içinde hiçbir suç unsuru olmayan açıklama için soruşturma açanlara, her birinin adresi belli arkadaşlarımızı ifadeye davet etmek yerine evlerini bastırarak gözaltına aldıranlara, yıllardır siyasi iktidarın olanaklarını kullandığı halde TTB seçimlerini kazanamayıp muhbirliğe soyunanlara cevabımızdır: Biz sağlıkçıyız. Tıbbın kurucuları İstanköylü Hipokrates’ten, Bergamalı Galenos’tan bu yana bu topraklarda vardık, varız, var olacağız. Topluma adanmış bir mesleğin onurlu üyeleri olarak insan yaşamını sağlığı, barışı, demokrasiyi her zaman olduğu gibi bugün de, yarın da savunmaya devam edeceğiz.”
CHP’den destek
Ankara’da da TTB Genel Merkezi’nde arama yapılırken CHP’li bazı milletvekillerinden oluşan grup genel merkeze girmek istedi. Polis aramaların devam ettiğini belirterek grubun girişine izin vermedi. Bina önünde açıklama yapan CHP’li Selin Sayek Böke, “TTB’ye yapılan bu açık saldırının, ifade özgürlüğüne bir saldırı olduğunun altını çiziyoruz” dedi.
‘Yargı ile sözle cevap verilmeli’
Türkiye Barolar Birliği de TTB yöneticilerinin gözaltına alınması üzerine yaptığı açıklamada, “Bir düşünceye katılmamak ayrı, o düşünceye suç muamelesi yapmak ayrıdır. Düşünce özgürlüğü, Anayasa’nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin güvencesi altındadır. Söz konusu bildiri yönetim kurulumuz tarafından incelenmiştir. Bildiri, bir düşünce açıklamasıdır. Düşünce açıklamalarına karşı sözle cevap verilmelidir. Düşünceyi açıklama özgürlüğü yargı eliyle bastırılmamalıdır. Tam aksine yargı, düşünceyi açıklama özgürlüğünün güvencesi olmalıdır” dedi.
Ne olmuştu?
Gözaltıya neden olan açıklamayı TTB 24 Ocak günü yayımlamıştı. Açıklamada, “Biz hekimler uyarıyoruz: Savaş, doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur. Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir. Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz. Savaşla baş etmenin yolu, adil, demokratik, eşitlikçi, özgür ve barışçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır. Savaşa hayır, barış hemen şimdi” ifadelerine yer verilmişti.
Bu açıklamanın ardından TTB’ye sert tepkiler gelmiş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da birliği eleştirmişti. Ardından da İçişleri Bakanlığı, suç duyurusunda bulunmuştu. Soruşturma başlatan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, terör ve anayasal suçlara bakmakla görevli Anayasal Suçlar Soruşturma Bürosu’nu dosyaya bakmakla görevlendirmiş, böylece soruşturma “terör” suçu bakımından genişletilmişti.
BAKANLARDAN TEPKİ:
‘Tek kelimeyle bir hainlik’
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Türk Tabipleri Birliğinin (TTB), Türk Silahlı Kuvvetleri’nce yürütülen Zeytin Dalı Harekatı’na ilişkin açıklamasını “hainlik” olarak niteledi. Çavuşoğlu, TTB’nin açıklamalarıyla Türk milletine karşı aidiyet bağının olmadığını gösterdiğini söyledi. Yapılan açıklamanın ifade özgürlüğüyle hiçbir ilgisinin olmadığını belirten Çavuşoğlu, “Teröriste karşı verilen mücadele karşısında yapılan çıkış, ifade özgürlüğü değil bilakis terörü arkalamak, onlara arka çıkmak anlamına geliyor. Bunu zaten kınadık. Bu yapılan, tek kelimeyle bir hainliktir” dedi.
Tüfenkci: Bedeli olmalı
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca TTB yetkilileri hakkında başlatılan soruşturmaya ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye’nin sınırlarını korumak için terör örgütlerine yönelik bir operasyon yaptığını anımsattı. TTB’nin yaptığı açıklamanın Türkiye’de birçok kesimi rahatsız ettiğini vurgulayan Tüfenkci, “Bu, fikir hürriyetinin ötesinde. Yek vücut olacağımız, Türkiye’nin birlik ve beraberlik içerisinde hareket edeceği bir dönemdeyiz. Siz, ordumuzun meşru hareketinin arkasında duramıyorsanız, bu hareket uluslararası camiada da meşru olarak görülürken terör örgütlerini destekler vaziyette açıklamada bulunulmasının elbette bir bedeli olması, yargı tarafından soruşturulmasını gerektirir” dedi.
Demircan: Hakkı yoktur
Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, “Böyle bir zamanda böyle bir açıklamayı yapmanın elbette ki hukuki sorumluluğu vardır. Bu açıklamadan sonra hukuk harekete geçmiştir. Tabipler Birliği, Türk tabiplerini temsil eder noktada değildir. Böyle bir açıklamayı yapmaya hakkı yoktur. Gereken de hukuk önünde yerine getirilecektir” dedi. Sağlık Bakanlığı tarafından TTB Merkez Konseyi üyelerinin görevlerine son verilmesi amacıyla açılan davayı da yasalara göre bakanlığın TTB’yi denetleme sorumluluğu olduğu belirtildi.