Gündem Türkiye'nin eğlenceyle imtihanı

Türkiye'nin eğlenceyle imtihanı

26.12.2010 - 13:03 | Son Güncellenme:

Yılbaşı kutlamalarında kalabalığın arasında kadınları taciz eden mi ararsınız, şehit anmasında halay çeken mi? Ne kutlamayı biliyoruz, ne eğlenmeyi ne de anmayı... Kültürel konular üzerine çalışan Özgür Taburoğlu ile eğlenme psikolojisini konuştuk.

Türkiyenin eğlenceyle imtihanı

Meydanlarda yapılan yılbaşı kutlamaları önceki yıllarda askerlerin şehit düşmesi, İsrail'in Filistin'e saldırması gibi nedenlerle iptal edildiği için gündeme gelmiş ya da sahne olduğu taciz olaylarıyla gazetelere, televizyonlara konu edilmişti. Yılbaşı yaklaşırken, Taksim Meydanı'nda kutlama yapılıp yapılmayacağı belirsiz. Biz haberi yazarken henüz açıklanmış bir program yoktu.
Aslına bakarsanız toplu kutlamalar, eğlenceler ve anmalardaki garipliklerle geçtiğimiz yıl boyunca da fazlasıyla karşılaştık. Amcasının oğlunu askere uğurlarken kazayla kızını öldüren babadan, şehitleri anma gecesinde halay çekenlere kadar pek çok vaka gündeme geldi. Sözün özü, topluca eğlenmesini pek bilmiyoruz!
Asıl mesleği bilgisayar mühendisliği olmasına karşın bu tür kültürel konular üzerine kafa yoran ve çeşitli yayınlara makaleler yazan Özgür Taburoğlu'yla konu hakkında sohbet etmek istedik. Kendisi üç yıl önce, 'Dünyevi ve Kutsal/ Modernlerin Maneviyat Arayışları' adında ilgi çekici bir kitap çıkarmıştı. 'Kent Efsaneleri' adındaki yeni kitabıysa önümüzdeki günlerde çıkacak. Sorularımıza verdiği ilginç cevaplar, sizi de bu tür olaylara farklı açılardan bakmaya teşvik edebilir.

Haberin Devamı

- Eğlenme, kutlama ve anma biçimlerimizdeki, 'kara mizahı' nasıl açıklıyorsunuz?
Manevi dünyanın günümüzde geçirdiği değişime, o dünyayla kurulan ilişki şeklinin değişimi de eşlik ediyor. Verdiğiniz tören ve kutlama örneklerindeki asıl sorun bu ilişkinin bir türlü kurulamaması. Ulusal, dinsel ya da diğer değerlerle ilişkilenmek isteyenler var ama bunu bir türlü gerçekleştiremiyorlar. 'Şehit törenleri sırasında gözyaşı dökeyim, bayrağımı sallayayım, biraz da halay çekeyim belki olur' diyor. Kurşun sıkarken de, yanından geçen kadını elle ya da sözle taciz ederken de eğlenme işini gerçekleştirdiğini düşünüyor.

- İdeal yılbaşı kutlaması nasıl olmalıdır? Taksim'de denetimin artırılması bunu sağlayabilir mi?
Doğrusu özellikle bir eğlencenin katı disiplin içerisinde, belli kurallara göre yapılamayacağı ortada. Yani eğlenen insan dilini, elini, ayağını, belini de biraz serbest bırakmalı. Denetimsiz, doğaçlama, kendiliğinden gelişen eğlencelerde acıklı ve gülünecek durumlar ortaya çıkabiliyor ama yine de bu biçimin; her aşaması programlanmış törenlere, eğlencelere, onlara ipotek koyan kaynağı belirsiz denetimlere tercih edilmesi gerekir. Eğlence, özellikle de şenlikler sınıfsal, ekonomik, kültürel ayırımların geçici bir süre için son bulduğu fırsatlardır. Örneğin bu şenliklerin dünya üzerindeki en tanınmışlarında, bir eşeği papaz kılığına sokarlar.

Haberin Devamı

TACİZCİ, KALABALIKLARIN TEMSİLCİSİ DEĞİLDİR

- Peki, kalabalık arasına karışan tacizciler ne olacak?
Yılbaşı kutlamalarında kent merkezlerinde toplanan ve muhtemelen yoksul olduğu için oralarda eğlence arayan gençlerin bunu bir fırsata çevirdikleri ortada. Yani onlardan esirgenmiş her şeye yılbaşı gecesi çılgınlığıyla erişme gayretindeler. Bu durumu anlama çabasına girmeden yapılan haberler zaten çok olduğu için şu söylenebilir; genç erkekleri zan altında bırakan, kadınları eve kapanmaya, kalabalıklardan uzak durmaya telkin eden haberler bunlar. Benzer şekilde, çocuklarımızı taciz etmek, kaçırmak, organlarımızı çalmak üzere hemen kapımızda bekleyen bir fesadın altı çiziliyor sürekli. Önemli olan bu haberleri algılama şeklimiz. Sokaklar eskiden olduğundan çok daha tekinsiz değil ama bu haberlerin içe kapanmayı, başkalarıyla; yoksulla, işsizle, vasıfsız gençlerle, işsiz Kürtlerle aramıza mesafe koymayı öğütleyen bir yanı olduğunu da düşünebiliriz. Yani meydanda tacizi yapan kötü niyetliler, o kalabalığın temsilcisi oluyor gizliden. Orada bulunan bir sürü genç 'kılıksız insanlar' halini alıyor hemen.

Haberin Devamı

- Tacizcileri önemsemiyor musunuz yani?
Burada yapılması gereken tacizin sorumlularına, onları kalabalıktan ayıran bir isim koymaktır. 'Bir grup genç' yerine, eğer suçları sabitse açık ya da kodlanmış isimleriyle seslenmektir.

- Kutlamalarda silah atılması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Alman düşünür Walter Benjamin, Fransız Devrimi'nin hemen ertesinde devrimi kutlayanların birbirlerinden habersizce, silahlarıyla saat kulelerine ateş açtıklarını yazar. Benjamin o insanların açtığı ateşi; kendilerine mutsuzluklarını çağrıştıran eski zamanlardan kurtulma çabasına bağlar. Malum, bizim insanımızın ortaya silah sıkması için böyle büyük bir olaya gerek yok. Fransızların silah sıkması daha soylu görünebilir ama ikisi de benzer işlevi yerine getirir. Bizim insanımız da havaya silah sıkarak içinden çıkamadığı kaderleriyle hesaplaşır. Aslında o sıradan adam bu ve benzeri birçok davranışında gösterdiği basiretsizliğiyle, bir yurttaş olmak istemediğini ilan etmek ister.

Haberin Devamı

Eğlencede de anmada da kara mizah eksik olmuyor
Gazetelerde sıkça karşımıza çıkan taciz olaylarını ve düğünlerde, kutlamalarda kaza kurşunuyla öldürülen insanları hatırlamak bile istemezken, aklımıza gelen, çoğu son aylarda karşımıza çıkmış şu trajik ve trajikomik kutlama, anma ve eğlenme vakalarından siz de haberdar olmuşsunuzdur:
- 2010'a girilirken Levent'teki Sapphire binasında verilen yılbaşı partisi Milliyet'in Cadde ekindeki habere göre organizasyon faciasıymış; 'Tek kişilik tuvalet sırasına dayanamayan sosyetik konuklar, lüks binanın çatısında gözden kaybolmak zorunda kaldı.'
- İbrahim Tatlıses Kurban Bayramı'nın son gününde 800 kişiye konser verirken sahneye çıkardığı küçük hayranına 'Vay küçük o...' deyince Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın da bulunduğu salonda büyük gerginlik yaşandı.
- Kurban Bayramı'nda, Çanakkale'de ipini koparan angus sahiplerini peşinden yaklaşık 10 kilometre koşturdu ve 3 kilometre yüzdürdü.
- Sarıkamış'ta şehit olan 90 bin asker için, Kocaeli'nde belediyenin himayesinde düzenlenen anma gecesine katılanlar, törenin ilerleyen dakikalarında halay çekmeye başladılar.
- Edirne'nin düşmandan kurtuluşu töreninde, resmigeçite katılan avcılar avladıkları tilki ve domuzlarla kortejdeki yerlerini aldı.
- Balıkesir'in kurtuluşunda önemli rolü olan deri imalatçılarını, bu yılki kutlamalarda ilginç giyimleriyle Tülütbaklar temsil etti. Resmigeçit sırasında insanları korkutmayı ihmal etmediler.
- Ankara'da bu yılbaşı için vitrinlerini süsleyen esnafa belediye yetkililerinden uyarı geldi; 'Ağaçlardaki ve yoldaki bu süsleri üç gün içinde ya siz sökersiniz ya da gece biz toplarız.'

Haberin Devamı

Eğlenceyle kutsallığı birbirine karıştırıyoruz

- Türkiye'de dini değerler eğlencenin önünde bir engel mi?
İslam'ın, başka dinlerdeki kadar eğlenceye yasaklar koyduğunu söylemek zor. Burada sorun gibi görünen, eğlencenin gerçekten de bir tür kutsallık ifadesiyle ve törenlerle karıştırılması olabilir. Eğlence yalın, bedensel bir iş gibi değil de, ruhumuzu da kurtaracak büyük bir olaymış gibi yaşanıyor kimi zaman. Sohbetlerimizde de böyle değil midir? Çoğu arkadaş sohbetinde Türkiye'nin ve dünyanın büyük bir sorununu çözmeden rahat edemeyiz mesela.
- Kutsal değerlerle kurduğumuz ilişkiyi de eğlenceyle karıştırıyor olabilir miyiz? Kurban Bayramı'ndaki trajikomik manzaraları nasıl açıklıyorsunuz?
Kurban bayramları gibi törenlerimizi 'yaşatmak' konusunda bir dirençten söz edilebilir. Kutsallık taşıyan törenlerin içtihatla, eleştirellikle, yani en bilinen deyimle 'çağdaş yaşamın gerekleri'yle ilişkili görülmemesi bu komik ya da acıklı durumların nedenine dönüşüyor. Kurbanlıklar tarihin her aşamasında sahibinden kaçıp kurtulmuştur ama bunun bir metropol kalabalığında yaşanması gülünç bulunur. Burada geleneksel olanın çarpıtılması ya da yozlaşması söyleminden çok, bağlılıklarını 'aslına uygun' yerine getirmek isteyenlerin yarattıkları durumlar, dramlar üzerinde durulmalı. Burada iş din adamlarına düşüyor.

Eyüp Tatlıpınar / Akşam