Gündem Vural'ı aradık, bulamadık

Vural'ı aradık, bulamadık

16.03.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Vural'ı aradık, bulamadık

Vuralı aradık, bulamadık





Mason locasına düzenlenen baskın, İstanbul'daki katliam zincirinin arkasındaki ihmalleri de gözler önüne serdi. Locayı basan Engin Vural'ın, daha önce iki kez gözaltına alınması ve İstanbul'daki bombalı saldırılarla ilgili yakalanan sanıkların ifadesinde aynı isim geçmesine karşın aylardır yakalanmaması dikkat çekti. Milliyet'in derlediği bilgilere göre, saldırı zinciri ve dikkat çeken bağlantılar şöyle:

OLAY: DİŞ HEKİMİ ÖLDÜRÜLDÜ
Diş hekimi Yasef Yahya (37), 21 Ağustos 2003'te Şişli'deki muayenehanesinde elleri ve ayakları bağlanıp başına ateş edilerek öldürüldü. Katiller, Yahya'nın cep telefonu ile telefon fihristini de içeren evrak çantasını alarak kaçtı.

İHMAL: ŞANTAJCILAR YAKALANMADI
Yahya'nın fihristinden yararlandığı tahmin edilen kimliği meçhul bir kişi, hayır amaçlı bir derneğin Musevi üyelerinden para talep etmeye başladı. Sesi kaydedilen şantajcı, kendisiyle iki defa irtibata geçen polisi atlatmayı başardı. Telefon ve e - posta ile tehdit edildiklerini öne süren Musevi vatandaşların polisteki ifadeleri, tehditlerin "0555... 65" no'lu telefondan geldiği noktasında birleşiyordu. Yahya'nın çalınan telefonu ve tehditlerin geldiği telefon kayıtları ile bazı şahıslara ulaşıldı, ancak kimse tutuklanmadı.

Cemaat çok tedirgindi
OLAY: İKİNCİ CİNAYET KARTAL'DA
İkinci cinayet, 9 Ekim 2003'te ortaya çıktı. Gıda toptancısı Mois Konur'un cesedi, Kartal Aydos'taki ağaçlık alanda bulundu. Elleri önden bağlanarak kafasına tek kurşun sıkılan Konur'un da cep telefonu alınmıştı.

İHMAL: ALARMA RAĞMEN KATLİAM
Konur'un katil zanlısı olarak yakalandıktan sonra cinayeti para için işlediklerini öne süren iki zanlıdan Selim Yılgın'ın evinin bahçesinde gömülü iki el bombası bulundu. İkinci cinayetin ardından Musevi Cemaati Başkanı Bensio Pinto, 29 Ekim Resepsiyonu'nda, duydukları tedirginliği hükümete duyurdu. Polisin, Musevi vatandaşlara yönelik saldırılara karşı alarma geçmesine rağmen iki hafta sonra İstanbul'da iki sinagoga kanlı baskınlar düzenlendi.

Uyarı mektubu gelmişti
OLAY: SİNAGOGLARDA KATLİAM
15 Kasım sabahı Neve Şalom ve Beth Israel sinagoglarına yönelik saldırılarda, ikisi canlı bomba, 26 kişi yaşamını yitirdi.

İHMAL: BİR GÜN ÖNCE UYARI
Cemaate saldırı düzenleneceği bulgularına karşın iki sinagog birden havaya uçurulmuştu. Üstelik, ABD istihbaratından bilgi alan Ankara'dan emniyet müdürlüklerine katliamdan bir gün önce gönderilen "günlü" ve "acil" yazıda, bombalı araçlarla saldırı beklendiği uyarısı yapılmıştı.

OLAY: İKİNCİ İKİZ SALDIRI
Beş gün sonra, yine bomba yüklü iki kamyonet HSBC Bankası Genel Müdürlüğü ile İngiltere Başkonsolosluğu binalarına girdi. Saldırılarda ikisi canlı bomba, 35 kişi yaşamını yitirdi.

İHMAL: KAMYONETLER AYNI KİŞİDEN
Birbiriyle bağlantılı isimlerin yaptığı ortaya çıkan son saldırı, ipuçlarına rağmen önlenemedi. Sinagoglarda kullanılan kamyonetlerden birisi ile Levent'te kullanılan kamyoneti Feridun Uğurlu almıştı. Uğurlu'nun ikinci kamyoneti ne yaptığı, aradan geçen beş günde ortaya çıkarılamamıştı.
Ayrıca, saldırılardan iki yıl önce El Kaide'nin Türkiye yapılanmasıyla ilgili ilk operasyon Bursa'da İmamlar Birliği örgütüne karşı yapılmış, ancak İstanbul DGM'nin bombalı saldırılarla ilgili iddianamesinde sanık olarak yer alan Ali Üzüm'ün de aralarında yer aldığı isimler bırakılmıştı.

Yiğit'in ifadesinde de var
OLAY: MASON LOCASI BASKINI
9 Mart'ta Yakacık'taki Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası'nı basan Nihat Doğruel öldü, Engin Vural yaralı kurtuldu. Doğruel ve Vural'ın kullandığı tabancanın, diş hekimi Yasef Yahya'nın öldürülmesinde kullanıldığı ortaya çıkınca, geriye doğru bağlantılar zinciri dikkat çekti.

İHMAL: GÖZALTI VE İFADELERE RAĞMEN
Babası emekli polis olan Vural, "yalanlanmayan haberlere göre", 1998'de Çeçenistan'a gitmek isterken Gürcistan'dan Türkiye'ye iade edilmiş, iki yıl sonra da Çeçenistan'a yardım toplama işinde tekrar gözaltına alınıp bırakılmıştı. 15 - 20 Kasım saldırılarının faillerinden Harun İlhan da, ifadesinde "Engin Vural isimli biriyle Afganistan'da savaşmaya gittiklerini" söylemişti.
İlhan ve sorgusunda yine Vural'ın adını anan tutuklulardan Baki Yiğit'in ifadeleri resmi kayıtlarda duruyordu. Harun İlhan'ın "Engin Vural Muşlu, esmer, 1.75 boylarında" şeklinde tarif verdiğini belirten polisin "isim benzerliği" olduğunu söylemesine karşın, şu soru yanıtlanamadı: "İfadelerde geçen Engin Vural aranırken, iki kez gözaltına alınan, birkaç kez Çeçenistan'a gidip gelmiş, İslami gruplarla bağlantısı olan ve belediye kuruluşu İGDAŞ'ta çalışan Mason locası saldırganı Engin Vural'a nasıl ulaşılamadı?"

'Yahya'yı öldürmedim'
Polis, kendine geldiğinde doktorlardan 10 dakikalık izin alarak Vural'ı sorguladı. Vural'a iki kez şuurunun yerinde olup olmadığının anlaşılması amacıyla "adı ve soyadı" soruldu. Vural, şuurunun açık olduğu ve soruları anladığı kanaatine varılınca sorgulandı. İddiaya göre, "Örgüt üyesi misiniz?", "Eylem talimatını kim verdi?", "Diş doktoru Yasef Yahya'yı siz mi öldürdünüz?" soruları üzerine, Vural, örgüt üyesi olmadıklarını ve diş doktoru Yahya'yı öldürmediklerini söyledi. Bu arada Vural'ın ifadesinde intihar saldırısı sırasında kullandıkları silahı da Nihat Doğruel'in temin ettiğini söylediği öne sürüldü.

Tabanca olayları bağladı
Ağustos 2003'te Musevi dişçi Yasef Yahya'yı vuran Browning marka silahın, geçtiğimiz günlerde Yakacık'taki Mason Derneği baskınında da kullanıldığının ortaya çıkmasıyla ihmaller zinciri gözler önüne serildi. Silahı kullanan Engin Vural'ın adı, kasım ayındaki sinagog saldırılarıyla ilgili gözaltına alınan kişilerin ifadelerinde de geçiyordu.


Sinagog baskınlarının ardından verilen ifadelerde adı geçen Engin Vural'ı araştırdıklarını ancak bir sonuç alamadıklarını belirten emniyet yetkilileri, sadece Vural'ın babasına ulaşabildiklerini söyledi. Baba Vural, oğlunun en son iki yıl önce eve gelip kısa süre sonra kaldıktan sonra ayrıldığını, davranışlarında bazı tutarsızlıklar olduğunu anlattı.
Polis, Mason derneğine saldıran Engin Vural'ın Kırşehirli ve tipinin farklı olduğunu, Harun İlhan'ın ifadesinde bahsettiği Engin Vural olmadığını ifade ediyor.

'İzlemeye aldık'
İstanbul'daki bombalı saldırılar sonrasında da yurtdışına giden İslami terör örgütleriyle bağlantılı kişileri izlemeye aldıklarını belirten yetkililer, gözaltına alınan zanlılardan bir kısmının mahkeme tarafından bırakıldığını hatırlattı. Bir polis yetkilisi şöyle dedi:
"Bu kişiler geldikten sonra yeniden iş buluyorlar, evleniyor ve sıradan bir yaşantı sürüyorlar. Bir suç işlemedikleri için de yakalanamıyorlar. Ayrıca yurtdışına çıkarak çeşitli eğitimden geçen insanların takibi, MİT'in sorumluluğunda. Polis, İstanbul'daki patlamalardan sonra bu araştırmaya katıldı. Sorgulanan insanlardan serbest kalanlar da oldu. Yurtdışına çıkmak suç değil. Ne amaçla gittiklerini önceden bilmemiz mümkün olmuyor. Gidip gelenlerin tespit edilmesi halinde bile bunlara karşı yapılacak işlemlerin hukuki altyapısı yok."





GÜNCEL


Katliamlar göstere göstere geldi!..
PKK, Suriye'yi tehdit etti
Çatışma, yağma, cenaze
Şikâyete gittiler, gözaltına alındılar
400 bin elektrik hırsızı hesap verecek
Okuldaki seçime tam not
Tarihte bugün
Serin Duruş