Gündem ‘Yapanı ortaya siz çıkaracaksınız’

‘Yapanı ortaya siz çıkaracaksınız’

25.05.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

221 sanıklı ‘Genelkurmay’da çatı davası’nın üçüncü gününde Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu iddia edilen Bilal Akyüz, Kuleli Askeri Lisesi’nde okurken 1986’da geçirdiği soruşturmayı anlattı

‘Yapanı ortaya siz çıkaracaksınız’

15 Temmuz darbe girişimi kapsamında Genelkurmay’da yaşanan olaylarla ilgili çatı davasına devam edildi. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, Sincan Cezaevi içindeki mahkemede görülen duruşma Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu iddia edilen sanıkların savunmalarıyla devam etti.

Haberin Devamı

‘Kumpas kuruldu’ dedi

Suç tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı Teşkilat Şube Müdürü olan Kurmay Albay Bilal Akyüz, 15 Temmuz saat 20.30 civarında gizli bir terörle mücadele harekâtına başlanacağı söylenerek Harekât Merkezi’nden arandığını, kendisini arayanın kim olduğunu bilmediğini söyledi. 21.00-21.30 civarında Akıncı’ya gittiğini belirten Akyüz, nizamiyeden “Kara Kuvvetleri temsilcisiyim diyerek, kartımı gösterip girdim” dedi. Akıncı’da 143. Filo’ya gittiğini anlatan Akyüz, “Bir karmaşa vardı. Kimse benimle ilgilenmiyordu. Bir oda bulup birlikleri aramaya başladım. Emir komuta zinciri içinde değildim. Olayların gidişatı değişince odaya çekildim. Sadece telefonla aramalar yaptım. Harekât merkeziyle görüşmelerim oldu. Sabaha kadar bir odada kaldım” dedi.

Haberin Devamı

Akyüz, “Gizli tanık Şapka ve Murat Yanık’ın ifadelerini kabul etmiyorum. Terör örgütünün yöneticisi ve sözde konsey üyeliğini kabul etmiyorum. Bana kumpas kurulduğunu düşünüyorum. İddia edilen toplantıların hiçbirine katılmadım. Kendilerini kurtarmak için personelimin bana iftira attığını düşünüyorum” diye konuştu.

‘5 kişiyi tanıyorum’

Akyüz, “38 kişi olduğu iddia edilen sözde konsey listesinden 5 kişi hariç 33 kişiyi tanımıyorum, bir araya gelmedim. Böyle karmaşık bir planlamanın yapılabilmesi için bunlarla iletişim halinde olmam gerek. Görüşmemiz olmamıştır” dedi. İddianamede gizli tanık Şapka, Adil Öksüz’ün namaz kıldırdığı Çayyolu’nda üç katlı villada yapılan darbe toplantısına 5 kişinin katıldığını, bunların eski Kurmay Albay Bilal Akyüz, Kurmay Albay Barış Avıalan, Tuğgeneral Mehmet Partigöç, Havacı Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ve Koramiral Ömer Faruk Harmancı olduğunu iddia etmişti.

‘Organize edeni ben bilmiyorum’

“Ben Murat Karayılan’dan daha cani bir konumda yönetici olarak suçlanıyorum. Yönettiğim birileri olmalı. Sonuç olarak darbe planı ve organizasyonu yaptığı iddia edilen konsey içinde nasıl yer aldığımı anlayamıyorum” ifadelerini kullanan Akyüz, darbeyi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamadan sonra öğrendiğini iddia etti. Akıncı’da Akın Öztürk’ü gördüğünü söyleyen Akyüz, “Akın Paşa’yı hadi bu darbeye devam edelim şeklinden ziyade tamamen yatıştırıcı, darbeyi engellemek için aracılığını yapan bir personel olarak gördüm. Olayların yatıştırılması için çok büyük çaba fark ettiğini gördüm. Şaşkınlık vardı. Akın Paşa da onları sakinleştirmeye, teslim olmaya çalışıyordu” dedi.

‘Oruç tutardım’

Akyüz, Mahkeme Başkanı Oğuz Dik’in, “Sizce darbeyi kim yaptı?” sorusuna, “Bunu siz çıkartacaksınız meydana. Ben kimin organize ettiğini bilmiyorum” yanıtını verdi.

Kuleli Askeri Lisesi’nde okurken 1986’da geçirdiği soruşturmayı da anlatan Akyüz “Mutaassıp bir aileden geliyorum. O dönemde namaz kılan, oruç tutan bir çocuktum. Benim ölmüş annemin kara çarşaflı olduğu bile söylendi. İbrahim Tülü masum olduğuma inandı. Suçsuzluğum anlaşılarak ve örgütle ilgim de olmadığı anlaşılarak okuluma devam ettim. Fetih ve Yasin okuduğum için de suçlandım. Peşimi bırakmadılar. Namaz kıldığım ve oruç tuttuğum için soruşturma geçirdim. Gülen kasetleri izlediğim doğru değil” dedi. Akyüz, Mahkeme Başkanı Oğuz Dik’in “Harekât Başkanı’nı niye aradın?” sorusuna da “Kendi durumunu aydınlatmak için öyle söylemiştir” yanıtını verdi.

Akyüz, Akıncı’ya gidince ilk olarak Tuğgeneral Caha’yı aradığını da belirterek, “Erhan Caha Paşa, benim daire başkanım. Onu aradım. ‘İrtibat personeliyim. Terörle mücadele operasyonu dediler, sizi ararım’ dedim. Birlikleri geri döndürün, halkla karşı karşıya gelinmesin gibi konuları görüştüğümü hatırlıyorum” dedi.

Haberin Devamı

‘Ümit ederim ilk olmazsınız’

Haberin Devamı

Konsey üyesi olduğu öne sürülen eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kuvvet Geliştirme Daire Başkanı Tuğgeneral Erhan Caha ise savunmasında tutuklandıktan sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a yazdığı Eylül ve Ekim 2016 tarihli iki mektubu duruşmada okudu.

İki mektubun satır başları şöyle:

- TERFİM İÇİN ÇABA GÖSTERDİNİZ: Sizi yeterince tanıma fırsatı bulduğumu düşünüyorum. Sizin de hakkımda yeterli bir kanaate sahip olduğunu düşünüyorum. 2014 YAŞ çalışmalarında terfi etmem için gayret gösterdiniz.

Haberin Devamı

- CAN KAYIPLARI OLMAZDI: MİT Müsteşarı karargâha geliyor, sizi bilgilendiriyor. Sizin şifahi olarak ‘hiçbir hava aracı uçmasın, zırhlı mekanize kışladan çıkmasın’ direktifi verdiğiniz söyleniyor. Şifahi emir, mesaj yerine Genelkurmay web sayfasında bir duyuru ile şöyle şöyle bir duyum alındı, TSK komuta kademesinin bunu desteklemediği, kuvvet komutanlıklarıyla kamuoyunun dikkati çekilseydi daha doğru olurdu, can kayıpları olmazdı.

- ASKERİ GÖRÜNÜMLÜ SİVİL DARBE: Sayın komutanım, ilk mektubumun elinize ulaşmış olduğunu ve okuduğunuz değerlendirerek size bu ikinci mektubu yazdım. Bu olay özellikle başarısızlıkla sonuçlanacak şeklinde planlanan ve bu açıdan da hedefine ulaşmış olan askeri görünümlü bir sivil darbedir. Dostlar acı söyler.

- TARİHE GEÇTİNİZ: Sayın komutanım sizin, mazisi şan ve şerefle dolu TSK tarihine binlerce kaliteli ve iyi eğitimli personelin, TSK’dan ihraç edilmesine ilişkin olayları ön görüp tedbir alıp önleyemeyen, askeri görünümlü sivil darbenin sözde mağduru olan, yetiştiği ve aynı zamanda komutanlık yapma şansına da sahip olan, haksızlık ve hukuksuzlukla mücadele edemeyen bir komutan olarak tarihe geçtiğinizi düşünüyorum. Ümit ederim ki TSK tarihinde, muvazzafken tutuklanan ilk Genelkurmay Başkanı olmazsınız.”

‘Kontrollü darbe’ iddiası

Caha, “Sonuç olarak bu vahim darbe girişimi Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları ve MİT Başkanı Hakan Fidan bilgisi ve kontrolünde olmuştur. Huzurda gelip dinlendiklerinde bu durum ortaya çıkacaktır. 15 Temmuz, istihbarat kanallarından gelen bir istihbarat ile TSK sözde bir darbe kumpasının içine itilmiştir. TSK, bir KHK ile kaldırılarak yerine yeni bir ordu tahsis edilmiştir. Kimdir bu hain planın arkasındaki? Kimler her kumpasın ardından yerini sağlamlamışsa bu darbe girişiminin arkasında da onlar vardır. Bu ülkede, ülkenin çağdaş yüzüne karşı bir sivil darbe yapıldığını düşünüyorum.
16 Temmuz günü TSK bir kumpasa maruz kalmış, ben de bu kurulan mağdurlarından birisi olmuşum” savunmasını yaptı.

‘Emir verilseydi yapamazlardı’

Caha, çapraz sorgusu sırasında “Genelkurmay Başkanı veya kuvvet komutanları bir emir yayımlasaydı darbeye teşebbüse kimse kalkışamazdı” dedi. Cumhurbaşkanlığı avukatı Hüseyin Aydın’ın, “Darbeye teşebbüs eden kişilerin ilk icraatı Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarını derdest etmekti. Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz?” sorusuna Caha, “18.00’de söylenseydi kimse yapamazdı. Korkularından yapamazdı. Ben ve benim gibi olan insanlar da
bu işin dışında kalırdı” yanıtını verdi.

Yazarlar