Gündem Güneşin ve gizemlerin şehri: DOHA

Güneşin ve gizemlerin şehri: DOHA

13.12.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Katar’ın başkenti Doha, ilk bakışta diğer emirlik şehirlerinden farksız görünse de keşfedildikçe sırlarını tek tek itiraf ediyor. Şehir, misafirlerine; deniz, güneş ve gökdelenlerden çok daha fazlasını vaat ediyor

Güneşin ve gizemlerin şehri: DOHA

Katar’ın başkenti Doha, size kendisini sizin merak ettiğiniz kadar gösteren bir yer; öyle “Bak benim buyum var, şuyum var” diye bağırmıyor. İlk bakışta diğer emirlik şehirlerinden farksız, deniz kıyısına dikilmiş birbiriyle mimari yarışında bir yığın gökdelen, geniş caddeler ve bulutsuz gökyüzünde durmadan parlayan bir güneş... İddialı havalimanından kaldığım otele doğru giderken doğrusu ben de böyle düşünüyordum, ama fikrimi değiştirmem çok zaman almadı.

Haberin Devamı


Yay biçiminde kurulmuş

Şehir çok da büyük olmayan bir körfezin etrafında içerilere doğru yayılan genişçe bir yay biçiminde kurulmuş. Güneyinde ünlü çarşısı Souk Wakıf, onun bir yanında Emir Divanı, diğer yanında Fener Camisi ve kıyıda da ünlü İslam Müzesi bulunuyor. Buradan kuzeye doğru uzanan 7 kilometrelik sahil şeridine ‘Korniş’ deniliyor. Kuzeyde küçük bir yarımada üzerinde gökdelenler yükseliyor, onun arkasındaki küçük koyun çevresinde pek çok lüks otel ve plajlar var. Katara Kültür Köyü ve yapay İnci Adası da bu bölgede.


Baharat ve esans kokuları

Dolaşmaya şehrin en otantik yeri olduğunu duyduğum Souk Wakıf’tan başladım. Açık sarı, boz renkli taşlardan yapılmış çarşı bizim Kapalıçarşı’yı andırsa da farklı özelliklere sahip. Günlerden cuma olduğu için dükkânlar kapalı, daracık geçitler bomboştu. Neredeyse adımlarımın ve pencere pervazlarında dolaşan güvercinlerin kanat çırpışlarından başka ses duyulmuyordu.

Haberin Devamı

Aralık ayı olmasına rağmen dışarda hava 28 dereceydi ama baharat ve esans kokuları sinmiş çarşı serin mi serindi. Doha’nın hiç eksik olmayan tatlı meltemi geniş kapılardan girmiş her köşeye, kuytuya dokunarak dolaşıyordu. Dar basamaklardan çatılara çıktım ve körfeze baktım. Masmavi bir deniz, limana demir atmış ‘dhow’ denilen şehre özgü ahşap gezi tekneleri, Fener Camisi’nin olduğu meydanın üstünde bulut gibi dolaşan kuşlar, biraz uzaktaki cam ve metalden yapılmış modern kulelerin ışıltısı... Kornişte yürüyüş yapan, koşan, bisiklete binen Batılılar. Cuma namazı sırasında Doha’da onlardan başka kimseyi göremiyorsunuz sokaklarda.


Yabancılara serbest

Camide Cuma hutbesinden sonra, İngilizce vaaz verilmeye başlandı. Basamaklara çöküp dinledim; her yer huzur vericiydi.

Çarşıdan çıkıp limanda yürüdüm, güneş iyice yükselmişti, meltemin serinliği yetmiyordu, bir taksiye atlayıp otele döndüm. Taksilerin fiyatları gayet ucuz.

Gelelim Doha otellerine... Plajlar, tenis kortları, yüzme havuzları, barlar, kafeler, zengin menülü restoranlar, müthiş bir servis... Bedeli ufak tefek değil, ama fahiş de sayılmaz. Katarlılara yasak olan içki otellerde yabancılara serbest. Katar’da Müslüman taassubuna rağmen baskı yok, makul ölçülerde herkes dilediği gibi giyiniyor. Kadınlar arasında kapkara çarşaflılar çoğunlukta, başına sadece bir örtü atmışlar da, saçları tamamen açık olanlar da... Ama bizdeki gibi tesettür giyimli birine rastlamadım. Katar erkeklerinin neredeyse tümü üstlerinde beyaz entarileri ve başlarında kefiye denilen örtüleriyle dolaşıyorlar. Doğrusu iklime son derece uygun bir kıyafet.

Haberin Devamı

İğne atılsa yere düşmez

Ertesi sabah otelin yanındaki Katara Kültür Köyü’ne gittim. Burası manzaralı bir tepeciğe kurulmuş artizana dükkânları, sanat galerileri, kültürel etkinliklere ev sahipliği yapan salonlar, bir amfi tiyatro, butik oteller, restoranlar olan büyük bir alan. İçi de dışı da son derece göz alıcı çinilerle süslü cami oyuncak gibiydi, kıyıya kurulmuş otağ ya da Bedevi çadırı şeklindeki dinlenme evciklerinin günlük kiralama fiyatları dudağımı uçuklattı, ama tabii bir şemsiye ile de idare edebilirsiniz. Plajlar gerçekten çok güzel ve sanıyorum Doha için en uygun mevsim de bu aylar.

Her masada dama
Aklım Souk Wakif’te kalmıştı. Katara’dan sonra soluğu tekrar orada aldım. Bu defa iğne atsan yere düşmez bir kalabalık vardı. Mücevherciler, kumaşçılar, baharatçılar, esansçılar... Çarşı içindeki kahvelere bayıldım, halılarla bezenmiş bu sakin mekânlarda hemen her masada hazır bir dama seti duruyordu. Çarşının en ilginç yerlerinden biri de envai çeşit kuşun satıldığı sokak, pembesinden alacalısına, sakadan şahine binlerce kuş...
Acıkırsanız yine her bütçeye uygun pek çok restoran mevcut. Fas, İtalyan, Uzakdoğu ve Arap tatları bir arada. Ben daha çok yerli halkın gittiği denize bakan kahvede oturdum ve aromalı nargilelerin dumanı altında keyifle bir Türk kahvesi içtim. Bu şehir bana kalabalığına rağmen huzur veriyordu.

Muhteşem ama tenha
Öğleden sonra Doha Kitap Fuarı’nda bir konuşmam vardı. Fuar binası muhteşem, ama oldukça tenha. Onur konuğu Türkiye’nin yer aldığı bölüm çok özenli hazırlanmış. Bir gün önce Emir ve eşi standı ziyaret edip Türk yazarların Arapçaya çevrilmiş kitaplarını almışlar. Etkinliklerden sonra yine otele döndük. Gece pencereler açık yatağımda uzanırken tatlı meltemle dans eden tüller ve pırıldayan ışıklar bana çocukluğumun Göztepe’sini hatırlatıyordu. Hafta sonu için hem deniz, hem güneş, hem de gizem arayanlar için Doha enfes bir seçim olur...
Künye
- Yer: Arap Yarımadası’nın doğusunda, Basra Körfezi kıyısında küçük bir yarımada.
- Nasıl gidilir?: Türk Hava Yolları ya da Qatar Airways’in tarifeli seferleri var, vize istenmiyor, kapıda veriliyor.
- Nüfus: Katar 2.169 milyon, Doha 800.000; nüfusun 300 bin kadarı yerli halk gerisi yabancı.
- Dil: Arapça, ama herkes İngilizce biliyor.
- İklim: Çöl iklimi, yazlar çok sıcak, en uygun aylar kasım, aralık.
- Parası: Katar riyali, bir riyal 0.8 lira.