Haritalar olsaydı ölüm olmazdı

Tamamen ilkel koşullarda kömür işletmeciliğinin yapıldığını belirleyen heyet, suyun bastığı ocağın taşeron sistemiyle çalıştığını, hem taşeron hem de maden ruhsatı alan şirketlerin köle gibi çalıştırılan maden işçilerinin üzerinden silindir gibi geçtiğini dile getirdi. Kazanın yaşandığı kömür ocağının hemen yanı başında eski bir maden ocağı bulunduğunu ve 90’lı yıllarda kapandığını vurgulayan MHP heyetinin başkanı Kalaycı, tespitlerini Milliyet’e şöyle anlattı:

‘MTA’ya verildi mi, açıklansın’
“90’lı yıllarda kapanan bu maden ocağının girişleri kapatılmamış. Hiçbir işlem yok. Yağmur suları, yer altı suları bu maden ocağı kullanılmadığı için buradaki tünellerin zemin ve ceplerinde birikmiş. Ellerinde harita yok. Oradaki çalışanlar ve yetkililere sorduk; ruhsat sahibi firma size harita verdi mi, diye. Yok. Bu tip bölgelerde her maden ocağının ve her yapılan kazanın yerini gösteren haritalar işlenir ve bu topoğrafik haritalar ruhsat sahibi şirket tarafından hem taşeronlara hem de MTA’ya verilir ama verilmemiş. MTA’ya verildi mi açıklansın, taşeronların elinde böyle bir topografik harita yok. İşçiler el yordamıyla kazı yapıyor. Buraların kömürü, Soma’ya, Zonguldak’a göre daha yumuşak. Kazanın olduğu madende, 90’lı yıllarda yapılan madene doğru kazı yapılarak kömür alındığı için orada biriken su birikintisinin yarattığı ağırlık basıncını kalan tabaka kaldıramıyor ve tabii ki büyük bir gürültüyle su baskını meydana geliyor. Tonlarca suyun önünde kim durabilir? Bütün galerileri dolduruyor tabii. Eğer ellerinde işlenmiş haritalar olsaydı, o ocağı doğru rastgele kazı yapılmaz, oradaki tabakada suyun basıncını taşımayacak kadar incelmezdi. Haritalar olsaydı 18 madenci kurban verilmezdi böyle. Bizim tespitimiz bu.”