Gündem İnşaatta yaşam savaşı veriyorlar

İnşaatta yaşam savaşı veriyorlar

28.07.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Binlerce Türkmen aile, Kerkük ve Musul’da ölüm sınırında yaşıyor. Milliyet, arife günü Kerkük’te Türkmen dramını yerinde görüntüledi, yaşadıkları trajediye tanık oldu.

İnşaatta yaşam savaşı veriyorlar



Şii Türkmenlerin sığındığı Kerkük kent merkezinde insanlık dramı yaşanıyor. Tuzhurmatu, Beşir ve Telafer bölgelerinden kaçan binlerce Türkmen Kerkük kent merkezine sığındı. Yollar Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) tarafından kontrol edildiği için Kerkük’ten Şiilerin kutsal mekanı Necef ve Kerbela’ya göç etmek için bekleyen ailelerin gitmesine izin verilmiyordu.
Ancak Türkmenler’in önemli bir bölümü ölümü de göze alarak, dağ yollarını kullanarak Necep ve Kerbela’ya ulaştı. Gidemeyen aileler ise Kerkük’te Şii ibadet merkezleri ve inşaatlara sığındı. Türkmenler, Kerkük’te Türkmen ve Kürtler’in desteğiyle ayakta kalabiliyor. Ancak yapılan yardımlar yetersiz. Türkmenler, daha çok Türkiye’den gelecek yardıma gözlerini çevirmiş durumda.
Yardımlar sınırlı düzeyde
IŞİD’den kaçan Türkmen ailelerin büyük bir bölümü Kerkük’ün kenar semtlerinden Hayvas bölgesinde barınmaya çalışıyor. Daha önce çadırlarda yaşamaya çalışan ailelere Kerkük’teki Türkmenler inşaat halindeki konutlarını tahsis etmiş durumda. Her inşaatta en az 50 kişi yaşıyor. 6-7 aile aynı inşaatta barınmaya çalışıyor. Türkmenleri en fazla zorlayan ise çocuklar. Sağlıksız ortam nedeniyle çocukların çoğu hasta. Kentte Türkmenlerin düzenli yardım yapacak bir yardım kuruluşu yok. Türkmen Cephesi’nin yaptığı yardımlar ise çok sınırlı düzeyde.
Şii Türkmenler tarafından Hüseyniye olarak adlandırılan ibadet merkezinde barınmaya çalışan yaklaşık 150 Şii Türkmeni ziyaret ettik. Buradaki mültecilerin çoğu kadın ve çocuklardan oluşuyor. İbadete geçici olarak ara verilmiş. Ailelerin büyük bir bölümünü Kerkük’e bağlı Beşir nahiyesinden kaçmış. Kaçan aileler IŞİD’in zulmünü ağlayarak anlatıyorlar. Anlatıldığına göre, 8 bin nüfuslu Beşir nahiyesinde tek bir Türkmen bile kalmamış. Kaçanların bir bölümü sadece üzerlerindeki elbiseleri ile kaçabilmişler. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yüzlerce Türkmen ise halen IŞİD’in elinde rehin. Nereye götürüldükleri, başlarına ne geldiği konusunda kimsenin bir bilgisi yok.
‘Türkiye’den yardım bekliyoruz’
Türkmenlerin yerleştiği Hayvaz mahallesi muhtarı olan Ebu Hüseyn Yusuf, mülteci Türkmenlere yardım yapmada yetersiz kaldıklarını, Türkiye’den bu anlamda maddi manevi yardım beklediklerini belirtti. Yusuf, “Biz Türkiye’nin soydaşıyız. Bizi korumasını istiyoruz. Buradaki insanlar tekrar yerine yurduna dönmek istiyor. Bunun için IŞİD’in işgal ettiği yerlerden çıkması gerekir. Bu konuda Türkiye’den yardım istiyoruz. Türkiye birçok kez bizlere yardım etmiştir, birlikteliğimiz geçmişe dayanıyor” dedi.
‘Babamın vurulduğunu gördüm’
17 yaşındaki Mustafa Avneddin kaçarken babasının öldürülmesini unutamıyor. Avneddin, “Babam önce çocuklarını kurtarmak için silahlı IŞİD üyeleri ile çatıştı. Biz tehlikeli bölgeden uzaklaşmaya çalışırken, arkamda onun vurulduğunu gördüm, ama dönemedim. Bu anı unutamıyorum” diye konuştu.

Haberin Devamı

İnşaatta yaşam savaşı veriyorlar

Bulduklarını öldürdüler

Görüştüğümüz diğer Türkmenler yaşadıkları trajediyi şöyle anlatıyorlar:

Adnan Cuma Bektaş: IŞİD üzerimize silahlarla geldi, saldırdı. Çocuklarımızı korumak için kaçmak zorunda kaldık. Beşir Köyü’nün çevresinde Arap köyleri var, onlarla birlikte saldırdılar. Çoluk çocuk kaçıp Kerkük’e geldik. 10 kişilik ailemle Şii camisine yerleştim. Komşular, bize yardım ediyor. Yağ, un, ihtiyaç maddesi getiriyorlar. Türkiye’den sadece sınırlı elbise ve gıda yardımı aldık. Ancak şu anda herhangi bir yardım gelmedi.

‘Hazırlanamadık’

Burhan Kasım: Onların geldiğini uzaktan gördük. Yüzlerini sarmışlardı. Çocukları kurtarmak için çaba gösterdik. Evden sadece elbiselerimizle geldik. Tüm eşyalarımızı, paralarımızı, kıymetli eşyalarımızı alamadık. Canımızı zor kurtardık.

Sacide Azgar Ekber: Beşir Köyü’nden geldik. Her gün ağlıyoruz. Kuru yerde oturuyoruz. Beşir’den koşarak canımızı kurtarmaya çalıştık. Aracımız yoktu; yolda bir araba bulduk, arabamıza ateş açtılar. Kaynımın kızı yaralandı. Evimiz, malımız, altınlarımız, kıymetli eşyalarımız, arabalarımızı bırakmak zorunda kaldık. İşyerinde dünyanın eşyasını bıraktık. Sadece elbiselerimizle gelebildik.

‘Bombayla uçurdular’

Salim Hadi: Köyde bulduklarını öldürdüler. Bir bölümünü de götürdüler. Nereye götürdüklerini de bilmiyoruz. Evlerimizi, camilerimizi, ibadet yerlerimizi bombayla havaya uçurdular ve onları internet sitesinde yayınladılar. Bu görüntüleri izleyince bir kez daha öldük. Malımızın mülkümüzün bombalarla yok edilmesini, ibaret yerlerimizin patlatılmasını yaşlı gözlerle izlemekten başka elimizden bir şey gelmiyor.

‘İçimiz kan ağlıyor’

Selma Azgar Ekber: İnşaatta yaşıyoruz. Hüseyniye’ye sığındık. Kaçarken eşim yaralandı. Kaynımın oğlunu öldürdüler. Şu an ibadethaneye sığındık. Burada yaşamaya çalışıyoruz. Kerkük’te insanlar bayram alışverişi yapıyor, çocuklarımız bizden bayramlık istiyorlar. Ama onlara bir elbise bile alamadık. İçimiz kan ağlıyor. Maddi durumu olan bazı Türkmen aileler iki çocuğuma elbise getirdiler. Onlar sevindi ama diğer çocuklarım çok üzüldü. Onlara da bir hayırsever umarım yardım getirir. Köyden kaçarken geride altınlarımızı, değerli eşyalarımızı, evimizi, işyerimizdeki değerli malları bırakmak zorunda kaldık. IŞİD duyduğumuza göre, hepsini talan etmiş. Evlerin çoğunu da yakmışlar. Şimdi elimizde avucumuzda hiçbir şey yok. Bundan sonra ne yapacağımızı da bilemiyoruz. Bayram iyi günde olur. Bayramlar birlik, beraberlik ve neşe içinde yapılır. Ama bu durumda bayramı nasıl kutlayacağız? Bayramı en iyi çocuklar yaşardı. Şimdi çocuklar ‘Bayramda köye geri dönelim’ diyorlar. Onlara köyümüze geri dönemeyeceğimizi anlatamıyoruz.