Gündem Kadın şairlerden aşk şiirleri

Kadın şairlerden aşk şiirleri

20.04.2018 - 15:35 | Son Güncellenme:

Kadın şairler iç dünyalarında hep göçebedirler. Belki de göçebe olmaya mecbur bırakıldılar. Her nereye gitseler aşklarını da kelimelere sarıp götürdü onlar. Ne yaşadılar da yazdılar dediğiniz şiirlerin yazılma nedenlerini sizin için araştırdık. İşte dört kadın şairin dört şiiri yazma nedenleri.

Kadın şairlerden aşk şiirleri

Füruğ Ferruhzâd’ın “Yeniden Doğuş”u

Füruğ Ferruhzâd şiirlerinde “kadın olmak” üzerinde en çok duran şairlerdendir. Dönemin İran hükûmeti tarafından şiirleri müstehcen olduğu gerekçesiyle yasaklanmıştır. Bu durum onu, şiirlerinde aşkları kadar toplumun sorunlarına da değinmeye itmiştir. Henüz kimsenin dillendirmediği şiirleri yazmak, Füruğ için mutluluğa giden tek yoldur. Yazmanın onun için ne anlama geldiğini anlatan sözlerinde kimseden tek bir şey istemediğini, dünyada onu tatmin eden tek şeyin şiir yazmak olduğunu ifade etmiştir. Onun hayatında şüphesiz “Yeniden Doğuş” şiirinin yeri ayrıdır. Evli, film yapımcısı İbrahim Golestan’la ilişkisi olduğu zamanlarda yazdığı bu şiirde Golestan’a ve hayatına sitemlerini sığdırmayı amaçlamıştır. Aşkının karşılıksız olmadığını ise Goleston yıllar sonra Füruğ’u sevdiğini söyleyerek belirtmiştir.

Didem Madak’ın ‘Ağrı’sı

Didem Madak şiirlerinde çiçekler açtıran bir şairdir. Mütevazı ve okları kendine çeviren dizeleri bazen emir veren komutan hiddetine sahip olabilir. Belki biraz annesini erken yaşta kaybetmesinin biraz da İstanbul’a olan aşkının ağrısıydı şiirindeki. “Ağrı” şiirinde de diğer şiirlerinde olduğu gibi erkek cinsiyeti karşısında güçlü bir kadın kimliğiyle durur Madak. Kadın olmanın, yaşıyor olmanın biraz da vefa yoksunu aşkları yaşamanın ağrısını kusmuştur bu şiirinde.

Birhan Keskin’in “Penguen”i

Dünyadaki zorlamalara, dayatmalara gelemeyen ve bunları anlamlandıramayan bir arayıştır Birhan Keskin’inki. Şiirlerindeki toplumsal gerçeklikle insanları rahatsız etmeyi başarır. Amaçlarından biri de zaten budur. Son derece güvenli ve konforlu köşelerimizden insanlığa dair yaptığımız samimiyetsiz atıflarımızdan bahseder. Penguen şiirinde bu duruma olan öfkesi dipdiri karşımızdadır. Tüm bu öfke ve sıkıntılardan penguenlere sığınmış buluruz Keskin’i. Penguen ise şiirde onun gibi çarpıklıklarla mücadele eden, siyah ve beyaz tarafları olan sevgili gibidir.

Nilgün Marmara’nın “Yalnızlık”ı

Nilgün Marmara’nın şiir yazdığı ölümünün ardından ortaya çıkmıştır. Şiirleri de kendisi kadar gizem doludur. Nitekim ölümü “intihar mı, cinayet mi?” sorularıyla kafa karıştırmıştır. Yanı sıra ismi aşk dedikodularıyla sık sık anılmıştır. Manik depresif tanısı konulan Marmara için “Yalnızlık” şiiri yardım çığlığı sinyalleri verir. Evli olduğu eşi bile Marmara’nın yalnızlığına fayda edememiştir. Nilgün Marmara’yı sadece yazdıkları kadar biliyoruz