Kapadokya mirasının esaretten kurtuluşu

Yıllarca otel olarak kullanılan, içine tuvalet, banyo yapılan, pencerelerine pimapen takılan Kapadokya’nın koruma altındaki mağara evleri aslına döndürüldü ve halkın sanatla buluşacağı Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi hayata geçirildi.

Göreme ve Kapadokya Milli Parkı, 6 Aralık 1985 tarihinden bu yana doğal ve kültürel varlık olarak Dünya Miras Listesi’nde. Bölgede turizmde yaşanan artışın en önemli sebeplerinden biri bu. Ancak yıllar içinde turizmciler, turist sayısının artmasıyla birlikte doğal ve kültürel varlıkları hunharca kullanmaya başladı. Çivi çakılmasına izin verilmeyen koruma altındaki mağara evlere bilinçsizce müdahalelerde bulunuldu. Duvarlarında fayanslar, çiviler, kazıklar çakılı “Peri Bacaları” olarak da adlandırılan mağara evlere elektrik, su ve kanalizasyon götürüldü.

1 yılda tamamlandı

Bu doğal güzellikler, yıllar içinde otele dönüştürüldü. Mimar Serhan Sarıpınar ise yıllar önce yatırım amaçlı aldığı ve başta otel yapmayı düşündüğü mağara evleri aslına döndürerek bir kültür merkezi yaratmaya karar verdi.

Anıtlar Kurulu’ndan izin alındı ve bir yıl gibi kısa bir süre içinde eskiden otel olarak kullanılan mağara evlerdeki fayanslar, pencereler söküldü. Aslına döndürülen mağara evler, Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi olarak halkın hizmetine sunuldu. Halkın sanatla ve kültürle iç içe olmasını sağlayacak bir nokta görevi görecek olan merkez, yurtdışından sanat ve bilim adamlarının da bölgeye getirilerek halk ile kucaklaşmasını sağlayacak bir nokta olacak.

‘Amacımız katkı sunmak’

Merkezin yaratıcısı mimar Serhan Sarıpınar, yıllar önce satın aldığı mağara evleri elinde otel yapma izni olmasına rağmen kültür merkezine dönüştürdüğünü belirterek, “Hepsi birer dünya mirası. Otel olarak kullanılacaklara da bu gözle bakıyoruz. Örnek teşkil etmesi açısından ülkemiz turizmine hediye etmek istedik. Hem de bölge insanımızı kültür sanatla buluşturmayı, bölge turizmine katkı sağlamayı hedefledik” diye konuştu.