Aydın KARAER: “SAĞLIK ÇALIŞANLARI EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALAMIYOR”

KARAER: “SAĞLIK ÇALIŞANLARI EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALAMIYOR”

04.09.2015 - 09:23 | Son Güncellenme:

.

KARAER: “SAĞLIK ÇALIŞANLARI EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALAMIYOR”

Sağlık-Sen Aydın Şube Başkanı A. Baki Karaer, sağlık çalışanlarının mecburi hizmet, şiddet, personel yetersizliği, mobbing ve mesleki riskler bakımından tükenmişlik yaşadığını belirtti.
Sağlık-Sen Şube Başkanı Baki Karaer, bütün bu tükenmişliğe karşın, sağlık çalışanlarının mesleki saygınlığı ve yaptığı işin maddi olarak bir karşılığının olmadığını söyledi. Sağlık çalışanlarının aldığı ücretler konusunda Türkiye’nin, birçok dünya ülkesine göre daha düşük seviyede yer aldığını belirten Karaer, hekimler dahil sağlık çalışanlarının aldıkları ücretlerin toplamının diğer ülkelerin çok altında kaldığını dile getirdi. Sağlık çalışanlarının Avrupalı meslektaşlarından 3 kat daha fazla çalışmakta olduklarının da altını çizen Karaer, “Böylelikle ülkemizdeki sağlık çalışanları Avrupalı meslektaşları karşısında 6 kat daha mağdur durumdadır” dedi.
“SAĞLIK ÇALIŞANLARI AĞIR BEDEL ÖDÜYOR”
Sağlık çalışanlarının birçok meslek hastalığına birebir maruz kaldığını da ifade eden Baki Karaer, bu risklerin sağlık çalışanının memnuniyetini olumsuz etkilediğini, psiko-sosyal etmenler nedeniyle zor ve yıpratıcı şartlar altında, tükenmişlik, mobbing ve şiddetle yüz yüze çalışmak zorunda kaldığını kaydetti. Sağlık çalışanlarının sağlık sisteminde yer alan tüm eksiklerin bedelini ödediğini ifade eden Metin Karaer, “Sağlık çalışanları özellikle bazı yöneticiler tarafından mobbinge maruz kalıyor. Sağlık çalışanlarının görevlerini layıkıyla ve eksiksiz yerine getirebilmeleri için fiziki uygunluk dışında, psikolojik olarak da kendilerini rahat ve herhangi bir risk altında hissetmemeleri gerektiği açıktır” diye konuştu.
Sağlık-Sen Sağlık Çalışanları Şiddet Araştırması sonuçlarına göre sağlık çalışanlarının yüzde 81,9’unun görevlerini yerine getirirlerken şiddetle karşı karşıya kalma konusunda endişe yaşadığı sonucunun çıktığını söyleyen Karaer, “Sağlık çalışanları, şiddete daha önce maruz kalmamış da olsa, sektördeki şiddet olaylarının yaşanma sıklığı, kendisinin de şiddete maruz kalacağını düşündürtmektedir. Meslek hayatı boyunca en az bir kez Psikolojik/sözel şiddete maruz kalanların oranı yüzde 98,3’dür. Yaptığımız araştırmalar sağlık çalışanlarının tükenmişlik düzeylerini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Polisler üzerinde yapılan bir çalışmada polislerin duygusal tükenmişlik düzeyleri 25,85 puan iken bu oran sağlık çalışanlarında 23,96, duyarsızlaşma boyutunda 10,55 iken sağlık çalışanlarında 9,5, kişisel başarı ise 25,13 iken sağlık çalışanlarında 28,90’dır” dedi.
Araştırma sonuçlarına göre, sağlık çalışanlarının yüzde 60,8’inin ‘fırsatım olsa mesleği değiştirirdim’ dediğini söyleyen Karaer, mesleği isteyerek seçenlerde bile bu oranın yüzde 50,7 olduğuna dikkat çekti. Sağlık çalışanlarının yüzde 62,3’ünün hayatından, yüzde 72,4’ünün yaşam kalitelerinden, yüzde 79,3’ünün ise çalışma koşullarından tam anlamıyla memnun olmadığını ifade eden Karaer, sorunların çözümünde en önemli noktanın hasta memnuniyeti kadar çalışan memnuniyetine de önem verilmesi olduğunu söyledi.
“SAĞLIKTA KAMU İSTİHDAMI ARTIRILMALIDIR”
İstihdamın artırılarak yeni istihdam politikaları oluşturulmasının da önemini vurgulayan Karaer, iş güvencesinden yoksun bırakılan taşeron personel uygulamasına son verilmesini, çalışan güvenliği konusunda etkin çalışmalar yapılmasını, sağlıkta şiddetin önüne geçilmesini istedi. Sağlık çalışanlarının ücretlerinde ciddi iyileştirmeler yapılması gerektiğini de söyleyen Karaer, mobbingin önüne geçilmesi, adaletsiz döner sermaye sisteminin bir an önce düzeltilmesi gibi önerileri de kongre katılımcılarına sundu.
“MECBURİ HİZMET DEĞİL, GÖNÜLLÜ HİZMET ESAS OLMALIDIR”
Baki Karaer, uygulanmakta olan mecburi hizmet uygulamasının çalışanları zorlayan bir sistem olduğunu ve çalışanlar arasında memnuniyetsizliğe neden olduğunu kaydederek uygulamada çok ciddi düzenlemelere ihtiyaç olduğunu söyledi. Mecburi hizmette yaşanan sorunların ortadan kalkması için uygulamanın gönüllülük esasına göre işletilmesi ve özlük haklarına yansıtılacak pozitif kazanımlarla teşvik edilmesi gerektiğini söyleyen Karaer, gönüllülük uygulamasının var olan soruna çare olabileceğini sözlerine ekledi.