Gündem Katliam sanığının eşini yakan ifade

Katliam sanığının eşini yakan ifade

07.02.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Ankara’da 102 kişinin katledildiği olayda canlı bombaları kente getiren ve Gaziantep’teki polis operasyonunda kendini patlatan Halil İbrahim Durgun’un eşi Esin Altıntuğ, ‘Eşinle Suriye’ye gider miydin?’ sorusuna ‘Evet’ dedi. Altıntuğ tutuklandı

Katliam sanığının eşini yakan ifade

Ankara Garı önünde 102 kişinin ölümüne neden olan 10 Ekim 2015’te gerçekleştirilen terör saldırısıyla ilgili 36 kişi hakkında açılan davada, çifte canlı bombayı Ankara’ya getiren ve Gaziantep’teki operasyon sonucu kendisini patlatan Halil İbrahim Durgun’un eşi Esin Altıntuğ (Durgun) tutuklandı.

Haberin Devamı

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya dün devam edildi. Müşteki avukatlarından Tugay Bek, Almanya Bremen Barosu’ndan iki avukatın geldiğini, isimlerinin gözlemci sıfatıyla tutanaklara geçirilmesini istedi. Mahkeme heyeti, savcılığın da görüşü doğrultusunda, yabancı millet baro avukatlarının gözlemci sıfatıyla duruşmada bulunabileceklerine ilişkin CMK hükmü bulunmadığından usule aykırı talebin reddine karar verdi. Alman avukatlar duruşmayı izleyici olarak takip etti.

‘Üç yıl evli kaldım’

Duruşmada, DAEŞ üyesi olmak, tehlikeli madde bulundurmak ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçlarından 22.5 yıldan 40.5 yıla kadar hapsi istenen tutuksuz sanık Esin Altıntuğ ifade verdi. İlk evliliğini 14 yaşında yaptığını, boşanıp bir arkadaşı vasıtasıyla tanıştığı Halil İbrahim Durgun’la 2013’te evlendiğini belirten Altıntuğ, “Durgun’la üç yıl evli kaldım. Gece hayatını seven bir insandı. Son bir yılda namaz kılmaya başladı. Harem selamlık olmaya başladık. Kapanmamı istedi. Ben de kapandım. Evde sohbetler vermeye başladı. İbrahim Halil Alçay, Yakup Karaoğlu ile dini sohbetler yapıyorlardı. Sonra Mısır’a gideceğini söyledi. Üç ay yok oldu. ‘Medreseye gideceğiz, eğitim alacağız’ dedi. Mısır’dan döndükten sonra önceki baskıları kayboldu. Ömer Deniz Dündar’ın yanında çalışıyordu. Örgüte girdiğini hiç söylemedi” dedi.

Haberin Devamı

Saldırıdan bir gün önce Durgun’un eve geldiğini, “beni arama” diyerek gittiğini anlatan Altıntuğ, 10 Ekim’deki saldırıdan sonra 11 Ekim’de tekrar geldiğini, bu sefer doğuya tahsilata gideceğini belirterek yeniden gittiğini söyledi. Altıntuğ, 10 Ekim saldırısını televizyon haberlerinden öğrendiğini iddia etti. Eşine, “nasıl yaptın?” diye sorduğunu belirten Altıntuğ, Durgun’un, “Benim yapmam gerekliydi” yanıtını verdiğini söyledi. 13 Ekim’de Hatice Akaltın ve Metin Akaltın’la birlikte Durgun’un kiraladıkları eve çocuklarıyla birlikte gittiğini anlatan Altıntuğ, Durgun’un üzerinde eşofmanlarının olduğunu, bomba yeleği görmediğini, ancak elinde silahı olduğunu söyledi.

‘Evet giderdim’ dedi

Haberin Devamı

Üzerinde taşıdığı flaş bellekte örgüt üyelerinin resminin bulunduğunun hatırlatılmasına karşılık Altıntuğ, kızının fotoğraflarının bulunması nedeniyle bunları kocasının bilgisayarından aldığını bildirdi.

Altıntuğ, çapraz sorgusu sırasında müşteki avukatlarından Ahmet Özden’in soruları üzerine çelişkili ifadeler verdi. Altıntuğ, “siz evdeyken niye kendisini patlattı” sorusuna, “Biz de bunu anlayamadık. Kendisini öldüreceğine dair bir şey yoktu. Çok iyi bir eşti. Ben de bu yaptıklarına şaşkınım” dedi.

Özden, “DAEŞ terör örgütünden Erman Ekici Facebook arkadaşınız olabilir mi” sorusuna, “hayır olamaz” yanıtını verince, “Ama arkadaşsınız” dedi. Özden’in sorusunda geçen Ekici’nin DAEŞ terör örgütü üyesi olduğu ve arandığı anlaşıldı. Altuntuğ, “Sen eşinle Suriye’ye gidebilsen gider miydin?” sorusuna, “Evet giderdim” yanıtını verdi.

Telefonuna el konuldu

Cumhuriyet savcısı, sanığa, “Sen kocanın örgüt üyesi olduğunu ne zaman öğrendin?” diye sordu. Altıntuğ, “Ankara katliamından sonra öğrendim” yanıtını verdi. Bunun üzerine savcı, sanığın tutuklanmasını istedi. Mahkeme heyeti, kısa bir aranın ardından sanığa atılı suçun niteliği, cezanın üst sınırı, kaçma şüphesi gibi gerekçelerle tutuklanmasına karar verdi. Verilen arada sanığın cep telefonundan birilerine mesaj attığını belirten avukatlar, telefonuna da el konulmasını istedi. Mahkeme, sanığın telefonuna el koyarak, incelenmesine karar verdi. Altıntuğ, elleri kelepçelenerek, tutuklandı. Altıntuğ’un tutuklanmasına karşı şaşırmaması ve soğukkanlı davranması dikkati çekti.

‘Boşuna yorulmayın, cevap vermeyeceğim’

Gar katliamı sonrasında Gaziantep’te yapılan operasyonda bomba yapımında kullanılan malzemelerle birlikte yakalanan tutuklu sanıklar Talha Güneş ve Abdullmuttalip Demir’in savunması duruşma salonunu karıştırdı.

Güneş, mahkemenin adaleti sağlayacağına inanmadığını, Allah’ın kanunlarına inandığını, suçlamanın Müslüman olmasından ve İslam’ı kabul etmesinden kaynakladığını öne sürdü. Canlı bombacıları Ankara’ya getiren Halil İbrahim Durgun’un yanında çalıştığını belirten Güneş, ailesinin Suriye’de olduğunu, ailesini ziyaret amaçlı 2010, 2015 ve son olarak 2016 Nisan ayında bu ülkeye gidip haziranda döndüğünü anlattı. Müşteki avukatları, “2016 Nisan ayında hakkında gri bülten çıkarılmış. Başına 300 bin lira ödül konmuş. Suriye’ye nasıl geçtin? Pasaportla mı geçtin? Neden Suriye’den döndün? Yoksa başka bir misyonun mu vardı?” diye sordu. Güneş ise “Boşuna yorulmasınlar, cevap vermeyeceğim” dedi.

“Benim burada olmamın tek sebebi Yunus Durmaz’ın eniştesi ve Müslüman olmamdan kaynaklıdır” diyen Demir de suçlamanın FETÖ kumpası olduğunu iddia etti. Demir’in, “40 bin kişinin katili Apo ve onun şerefsiz avukatları” demesi üzerine izleyiciler “Allah belanı versin, şerefsiz, katil” diye bağırdı. Bunun üzerine salondaki jandarmalar kalkanlarını kaldırarak sanıklara atılan pet şişeleri önlemeye çalıştı. Mahkeme heyeti, Demir hakkında suç duyurusunda bulunulmasına, sanıklardan Hatice Akaltın hakkında ise yakalama kararı çıkarılmasına karar verdi. Duruşmaya bugün devam edilecek.