Gündem Kaza değil sabotaj!

Kaza değil sabotaj!

06.03.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Cumhuriyet’in ilk dönemlerinin sayılı işadamlarından Nuri Killigil’in ölümünü araştıran Atilla Oral, 77 yıl önce yaşanan yangınla ilgili kitap yazdı. Oral, yangının kaza sonucu değil sabotajla çıktığını iddia etti

Kaza değil sabotaj

Türkiye’nin ilk özel silah fabrikasının kurucusu ve Enver Paşa’nın öz kardeşi Nuri Killigil’in 77 yıl önce çıkan yangında ölmesini araştıran Atilla Oral, ilginç iddialarda bulundu. Oral, I. Dünya Savaşı’nda Kuzey Afrika’daki Osmanlı ordusunun en üst düzey komutanlığının ardından Rus ve Ermeni çetelerin katliamına uğrayan Azerbaycan Türklerini kurtarmak için görevlendirilen Nuri Killigil’in Sütlüce’deki silah fabrikasında ürettiği silahları Arap-İsrail Savaşı’nda savaşan Araplar’a gönderdiği için öldürüldüğünü iddia etti.

3 büyük patlama
Birinci Dünya Savaşı sırasında Enver Paşa tarafından Azerbaycan’a gönderildikten sonra Kafkas İslam Ordusu’nun başında Rus ve Ermenilere karşı zafer kazanan Nuri Killigil, Bakü ve Dağıstan’ın kurtarılmasını sağlamıştı. Milli mücadelenin kazanılmasının ardından Zeytinburnu ve Sütlüce’de kurduğu fabrikalarda tabanca, askeri matara, demir çubuk, barut, gaz maskesi ve havan ve top mermisi üreten Killigil, Arap-İsrail Savaşı’nda Araplara el altından mühimmat satan tek üreticiydi.
2 Mart 1949 günü Killigil’in de içinde bulunduğu Sütlüce Silah Fabrikası’nda 3 büyük patlama meydana gelirken, kimyahanede başlayan yangın top ve havan mermilerinin patlamasıyla tüm fabrikayı sarmıştı. Hayatını kaybeden 27 kişinin içinde olan Killigil’in Haliç’e dağılan parçaları toplanıp Türk bayrağına sarılarak toprağa verilmişti.

‘Saat biliniyordu’
Enver Paşa’nın kardeşi, Killigil Silah Fabrikası’nın kurucusu ve Cumhuriyet’in ilk dönemlerinin sayılı işadamlarından Nuri Killigil’in ölümünü araştıran Atilla Oral, 77 yıl önce yaşanan yangınla ilgili bir kitap yazdı. ‘Nuri Killigil’ adlı kitabı yazan araştırmacı yazar Atilla Oral, yangının kaza sonucu değil sabotajla çıktığını iddia etti. 1949’da TBMM’de gizli oturumla kapatılan olayın sürekli gizlendiğini ve örtbas edildiğini belirten Oral, şunları kaydetti: “Patlamanın neden gerçekleştirildiği meçhul kaldı. Oysa yangın sabotajla çıktı. Nuri Paşa, Kurtuluş Savaşı’na katılan onurlu bir askerdi. Örtbas edilen olay sabotajdı. Mısır ve Suriye’de silah fabrikaları kurmak isteyen Killigil, Türk silah sanayinin de öncüsüydü. Yangın kimya laboratuarında çıktı. Laboratuvarda tehlikeli işlemlerin yapılacağı saat biliniyordu. Hatta Killigil’in bizzat işin başında duracağı da... Bu yüzden yangının laboratuvarda çıkması planlandı. Bunu sağlamak için laboratuvardaki bazı kimyevi madde kapları üzerinde bulunan etiketlerin değiştirilmesi yeterliydi. Sütlüce patlamasında 23 Mart 1949’da TBMM’de kapalı oturum yapıldı. Yapılan bu kapalı oturumun tutanakları 77 yıldır gizliliğini koruyor. Gizli tutanaklarda Nuri Paşa’nın fabrikasıyla ve ürettiği silah ve cephanelerle, hep birlikte nasıl olup da havaya uçtuğu sorularını anlamaya yarayan önemli ipuçları olmalı.”

Haberin Devamı

Kaza değil sabotaj

‘Din görevlisi verilmedi’
Oral, kitabında yangınla ilgili detaylara yer verirken, Nuri Paşa’nın patlamanın tam merkezinde bulunduğunu ve vücudunun parçalara ayrılarak Haliç’e kadar savrulduğunu iddia ediyor. Nuri Paşa’nın cenazesinin parçalarının olaydan 20 gün sonra bulunduğunu ama müftülüğün cenaze namazını kıldırmadığını belirten Oral, “Fabrikanın işçileri ve Killigil’in arkadaşları dini tören yapamadan Edirnekapı’ya gömdü. Müftülük cenaze için din görevlisi vermedi. Sabotaj sadece Nuri Killigil ve fabrikasını değil, o tarihe kadar varlığını sürdürmeyi başaran ‘Türk Savunma Sanayii’nde özel sektör adlı endüstri dalını yok etti. Türk girişimciler bir daha ortaya çıkamadı. Sabotajın kısa vadedeki hedefi Nuri Killigil uzun vadede ise Türk savunma sanayiiydi” dedi.

Yazarlar