Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Anayasa değişiklik teklifinin ikinci tur görüşmelerine başlanması nedeniyle tüm partiler tam kadro Meclis’teydi.
Görüşmeler başlamadan önce Meclis’te kritik bir buluşma gerçekleşti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meclis’te bir araya geldi.
Anayasa değişikliği teklifinin ikinci tur görüşmeleri başlamadan hemen önce yapılan görüşmeden Bahçeli’nin teklife yönelik desteğini çekmesi gibi bir sonuç çıkması beklenmiyordu.
Ancak Kılıçdaroğlu ve CHP kurmayları, ilk ağızdan kaygıları anlatmak ve MHP tabanına da mesaj vermek açısından görüşmeyi önemsiyordu.
Görüşmenin hemen ardından aldığımız bilgiler, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Akademesi’nde sınıf arkadaşı olan iki liderin görüşmesinin sıcak bir havada gerçekleştiği yönündeydi.

O tweetler de gündemdeydi

Bahçeli’nin, Kılıçdaroğlu’na randevu verdikten hemen sonra twitter’dan CHP’yi eleştirmesi görüşmede de gündeme geldi.
Aldığım bilgilere göre, Bahçeli, bazı CHP’li vekillerin MHP’ye yönelik ağır suçlamaları, sosyal medya mesajlarının bu zorunluluğu doğurduğunu aktardı.
Mesajlar konuşulsa da yarattığı gerilim görüşmeye yansımadı.
Hatta Kılıçdaroğlu’nun, okullarını kast ederek akademiye gidip gitmediğini sorduğu, Bahçeli’nin ise gidemediğini ancak eski okullarının hangi mezunun nerede ne yaptığına yönelik çalışma gerçekleştirdiğini anlattığını da öğrendik.
Birbirlerine “Sayın Genel Başkan” diye hitap eden iki liderin, okul arkadaşları üzerine sohbet ettiklerini de.
Başbakan: Devlet bey laf israfını sevmez
Anayasa değişikliği teklifinin ilk maddesinin oylaması başlamadan hemen önce kuliste Başbakan Binali Yıldırım’la konuşma fırsatı bulduk.
Başbakan’a, Kılıçdaroğlu’nun dün twitter’dan verdiği mesajlar anımsatılarak, “Ak Parti’ye geçit vermeyeceğiz” yönündeki ifadeleri anımsatıldı.
Başbakan, önce “Daha ne yapabilir ki?” diye yanıt verdi, daha sonra Genel Kurul’daki kavga sırasında bir vekilin bacağından ısırıldığı yönündeki tartışmalara örtülü biçimde atıf yaparak, “Daha ilginç yöntemler bulmaları lazım” yorumunu yaptı.
Söz, Kılıçdaroğlu ile Bahçeli’nin görüşmesine de geldi.
Yıldırım, Bahçeli’nin Kılıçdaroğlu’na randevu verdikten sonra twitter’dan CHP’yi eleştirdiği anımsatılarak, “Devlet bey, Kılıçdaroğlu’na cevap verdi” şeklindeki soru yöneltilince, “Devlet bey laf israfını sevmez” yorumunu yaptı.

‘Tarihe karşı sorumluluğumuz’

Bahçeli ile görüşmesinden hemen sonra da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile sohbet olanağı bulduk.
Kılıçdaroğlu, “Samimi ve iyi bir görüşme oldu. Anayasa değişikliğinden duyduğum bütün kaygılarımı paylaştım. Bu ‘oyunuzu ya da renginizi değiştirin’ görüşmesi değildir. Görüşlerimizin ne olduğu biliniyor” değerlendirmesini yaptı.
“Sonucu belli görüşme neden yapıldı?” eleştirilerinin geldiğini anımsatmamız üzerine, “Bizim CHP olarak tarihe karşı sorumluluklarımız var. Çocuklarımıza karşı sorumluluklarımız var. Her ortamda ve her tarafla konuşma ve aktarma sorumluluğumuz var. Ben Sayın Bahçeli’ye de bu sorumluluk duygusuyla gittim. Türkiye’de rejim değişiyor, kurumlar değişiyor, milli irade değişiyor. Meclis’in iradesi tek kişiye teslim ediliyor. Bir parti devletine gidiyoruz. Ben o kaygılarımızı iletmek istedim. Bunları uyarmak benim de sorumluluğumdur” dedi.

Gizli oy hassasiyeti

Kılıçdaroğlu, ikinci turdan farklı bir sonuç bekleyip beklemediği konusunda, gizli oy tartışmalarına işaret ederek şunları söyledi:
“Genel Kurul’un kararına saygı göstereceğiz. Ancak milletvekilleri de anayasanın emrettiği gizli oy kuralına uygun davransınlar. Gerilimi artıran temel nokta da burada ortaya çıkıyor. Milletvekilleri gizli oy kuralına uysunlar, bütün arzumuz bu. Anayasa değişikliği gizli oylamayla yapılır, milletvekillerine takdir yetkisi vermiyor. Zorunlu bir düzenleme. Öbür türlüsü ise milletvekillerinin takip edilişi, milletvekilinin kişiliğine hakarettir, ona güvenmemektir.”
Kılıçdaroğlu, ikinci turda gerilim yaşanıp yaşanmaması konusunda da “gizli oy” kuralının belirleyici olduğunu belirterek, “Birinci turdaki gerilimin nedeni gizli oylama kuralına uyulmamasındandı. Aynı şey olursa yine gerginlik olur. Gerginliği yaratanlar onlar. Kendi milletvekillerine güvenmiyorsan o zaman niye partide tutuyorsun? Herkes içerisini görecek, ona göre oyunu atacak, bunun anlamı ‘ben arkadaşlara güvenmiyorum’ demektir. Milletvekili de eğer oyunu göstererek kullanıyorsa bu da arkadaşlarına bir baskı yaratmaktır” dedi.

‘Herkesin sorumluluğu’

Kılıçdaroğlu’na, referanduma gidilmesi durumunda, kampanyayı nasıl yürüteceğini de sorduk. Şu yanıtı verdi:
“Daha çok erken. Ayrıca bu tek başına CHP’nin olayı değil. Parlamenter demokratik sistemi savunan, milliyetçi, ülkücü, solcu, mütedeyyin, dindar herkesin sorumluluğu. Buna halk izin vermeyecektir. Türkiye’de herhangi bir sorunu olan vatandaş, bugün vali ile belediye başkanı ile kaymakamla hatta muhtarla işini çözemezse TBMM’ye geliyor, çözümü burada arıyor. Şimdi gelemeyecek, çünkü gelmesinin bir anlamı yok. Neden gelsin? Eskiden milletvekilinin odasına gider, sorununu anlatır, çayını kahvesini içer, yemeğini yer, sorununa çözüm bulamasa bile TBMM’ye gelip bunları yaşadığı için huzur içinde dönerdi. Şimdi niye gelsin? Meclis şimdi bu duruma düşürülür mü? Meclis en ufak bir sorunu çözmek için bile yetkisiz.”
‘Karşı olduğumuzu niye konuşalım?’
Kılıçdaroğlu, “’Başbakan, referandumda yüzde 70’le kabul edilir’ diyor” yönündeki soruya ise “Dilin kemiği yok. En az konuşması gereken Sayın Başbakan” yanıtı verdi.
YSK’nın, “Cumhurbaşkanı’nın faaliyetleri görev alanımda değil” kararı anımsatılarak, “Cumhurbaşkanı referandum sürecinde kampanya yürütürse ne tavır alırsınız?” diye sorulduğunda ise “Hele bir o noktaya gelsin. Allah kerim” demekle yetindi.
Dünkü görüşmede, MHP liderinin, CHP’nin çağrılarını yanıtsız bıraktığı, elini taşın altına sokmadığı eleştirisini yönelttiği de kulislere yansıdı.
Kılıçdaroğlu, bu konudaki yorumu sorulduğunda ise “Biz Meclis Başkanlığı’na düşüncelerimizi yazılı olarak ilettik. Türkiye’nin darbe hukukundan arındırılması ve parlamenter demokratik sistemin güçlendirilmesi gerektiğini söyledik. Onlar ise sadece başkanlık konuşacağız dediler. Karşı olduğumuzu niye konuşacağız?” dedi.