27.01.2020 - 14:26 | Son Güncellenme:
İhsan Dindar - milliyet.com.tr
Eugene Ionesco'nun Kel Şarkıcı oyun ile karşımızdasınız. Oyun tiyatroseverler tarafından epey ilgi gördü. Oyun ve sizin rolünüze dair biraz bilgi almamız mümkün mü?
Tiyatro heyecanını ve sevdasını hiç kaybetmemi , Boğaziçi Üniversitesi’nde birlikte tiyatro yaptığımız bir grup arkadaş ArtNiyet gösteri grubu kurduk. Yönetmenimiz, Boğaziçi Üniversitesi’nden arkadaşımız, tiyatrodan hiç kopmamış değerli tiyatro insanı Kerem Kurdoğlu. Tiyatro dünyasında önemli işlere imza atmış sahne arkası ekibimiz var. Naz Erayda, Maya Kurdoğlu, Zeynep Günsür, Şevki Evrendilek, Çağdaş Yarman, Buse Soysal, Elifnaz Girgin. Bizler, Aygen Tezcan, Aydın Soysal, Aykut Altın, Aslı Eraltan, Hasan Uzma ArtNiyet’in oyuncularıyız.
“Modern Tiyatro Klasikleri 1” adıyla Ionesco’nun yazdığı “Kel Şarkıcı”yı oynuyoruz.Oyunda Hizmetçi Mary rolünü oynuyorum.
Modern tiyatro tarihinin, çığır açmış, en 'uçuk, kaçık', en 'acayip', en 'saçma', en derin, en etkili örneklerinden biri, bütün zamanların en farklı, en eğlenceli yorumlarından biriyle sahnedeyiz. Seyirciyi güldürmeye çalışan. anladığımız Komedi türünde değil, Çok daha derin etkisi olan, çok daha kalıcı bir mizah anlayışı var .
“Gerçekçi” birçok oyundan çok daha gerçek bir şeyler var bu oyunda. Birbirinden komik insanlar ve durumlar içindeyiz. Biz sahnede aslında toplumdaki insanlarız, en gerçek ve sevimli halleriyle. Seyircilerimizle birlikte çok eğleniyoruz. Bizim samimiyetimiz, heyecanımız seyirciye de geçiyor ve de takdirleriyle mutluyuz.
Kişisel olarak tiyatronun hayatınızdaki yeri nedir? Daha önceki söyleşilerinizden de görebildiğimiz kadarıyla bir tiyatro tutkunusunuz...
“Kadın Dilinden Masallar”da da söylüyorum, sıradan insanların, sıradanmış gibi görünen hayatların daha etkili hikâyeleri var. Benimki de öyle. Görünenle, görünmeyeni aynı olan bir hayatım vardı. İş güç, hayatın gündelik dertleriyle 25 yıl mutlu bir aileydik. Eşim Yavuz ve kızım Yağmur’la hayatın bize sunduklarını biz de çabalayarak güzelleştirdiğimiz bir hayat. 2016 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde tarihçi öğretim üyesi eşim Yavuz Selim Karakışla’yı aniden kaybettikten sonra içsel bir süreç yaşadım.Ölümler, kayıplar konusunda önemli bir psikoloğa bir arkadaşımın tavsiyesiyle bir seans gittim. Çıktığımda ağlamaktan yürüyemiyordum. Yıllardır gömülü olan tiyatro tutkumla duygusal travmamı atlatmaya o an karar verdim. Geçmişi güzellikleriyle geleceğe taşımaya ve hayatın bana gösterdiği başka bir işareti izlemeye karar verdim. Sadri Alışık Akademi oyunculuk eğitimini tamamladım. Kumbaracı 50’de atölye çalışmalarında farklı oyunlarda oynayarak oyunculuğumu güçlendirdim. Seiba Hikaye Anlatıcılığı eğitimlerine katıldım. “Kadın Dilinden Masallar” tek kişilik oyunum 2017 yılında doğdu. ArtNiyet tiyatro grubunu kurduk.
Aynı zamanda kapalı gişe tek kişilik bir oyununuz var. Kadın Dilinden Masallar. Bu projenizin hikayesini öğrenebilir miyiz?
Boğaziçi Üniversitesi’nden arkadaşım Begüm Erenler, Sadri Alışık Akademi’de çekilmiş bir tirat videomu seyretti ve “Sen niye masal anlatmıyorsun?” diye sordu bana. Önce çok şaşırdım, masal anlatma, hikâye anlatma benim zihnimde Adile Naşit’le kalmış bir şeydi. “Bu tiyatro demek, sen niye böyle diyorsun?” diye, “Yok” dedi, “anlatıcılık, hikâyeler ve masallar insanın özündeki bir sürü şeyi ortaya çıkaran o kadar derin bir hazine ki sen bunu yapabilirsin dedi. Sadri Alışık Akademi’den hocam, yönetmen, oyun yazarı sevgili Gökhan Erarslan, ile “Kadın Dilinden Masallar”ı oluşturduk.
Sanat Danışmanlığı anlamında oyuna çok değerli katkılar sunan Gökhan Erarslan’a ve bana teknik açıdan çok destek veren Cep Sahne'ye çok teşekkür ederim. Üçüncü Sezon hala büyük ilgiyle devam ediyoruz.
“Kadın Dilinden Masallar” değişik coğrafyalardan derlenmiş, ortak dertleri benzer duygular olan kadın masallarından oluşmuş anonim bir performans. İnteraktif bir oyun, seyirciler de ben de çok keyif alıyoruz. Dertleşiyoruz, çok gülüyoruz. Masallardaki naiflik, basitlik, masumiyet, günümüzde çok özlediğimiz duygular.
Örtülü, sahte ve kurgusal bir dünyanın içindeyiz ki samimi, çocuksu , bir o kadar duygusal masallarımı çok sevdim. Masallar ortaya çıkınca benim unuttuğum ama çevremdeki arkadaşlarımın söylediği ilginç bazı yorumlar almaya başladım. Öncelikle kızım “Anne sen hiç masal anlatmadın, hep masalları kendin yarattın, hatırlıyor musun?” dedi bir gün bana.
Liseden arkadaşım “ Sen bize yatakhanede masallar anlatırdın” diye hatırlattı, iş hayatından bir arkadaşım “Olayları öyle bir anlatırdın ki biz seni masal anlatıyormuşsun gibi dinlerdik” yorumunda bulundu. Meğerse yıllardır hikaye anlatırmışım.
Tiyatro, son yıllarda özel girişimlerin de artmasıyla birlikte bir ivme kazanmış durumda. Mevcut durumu bu açıdan siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Geçtiğimiz günlerde Kadir Has Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma yayınlandı.Türkiye’de hiç tiyatro seyretmemiş kişi sayısı %73,5 oranındaymış. Bu çok büyük ve düşündürücü bir rakam. Tiyatronun son dönemlerde bir ivme kazandığı doğru. Çok fazla prodüksiyon var. Fakat buna paralel bir seyirci artışı varsa eğer esas ivmeden bahsedebiliriz.
Yakın zamanda sahnelenecek olan oyun veya yeni projeler olacak mı?
Kel şarkıcı Oyunumuz sezonda devam ediyor. Moda Sahnesi’nde sezondayız. Enka Sanat Festivalinde oynayacağız. Kadın Dilinden Masallar Cep Sahne’de devam ediyor. 21 Şubat’da seyircileri bekliyoruz. Ayrıca Paris’te de “Kadın Dilinden Masalları oynayacağız. 2020-2021 sezonu için bir kadın oyunu hazırlıklarına başladık. Türkiye’nin en önemli üniversitelelerinden birinde iletişim alanında çalışıyorum. İşimi de layıkıyla yapmaya çalışıyor ve çok seviyorum.
ihsan.dindar@milliyet.com.tr